Kızıl Saçlı Minik Kız ve Ceviz Kurdu. 4
ıv
Karayaki, iki Böcek Askerini konuşulanları dinlemesi için Kral’ın odasına açılan gizli bir bölmeden içeri sokmuş ve beklemeye koyulmuştur.
Bu sırada; Kızıl Saçlı Minik Kız ve Küçük Ceviz Kurdu kaçmanın planlarını kurmaktadırlar ancak yapabilecekleri bir şey de yoktur; öyle ki, odada iki asker ve Kurtçuğun başında silahlı çirkin bir Böcek Asker vardır; bununla beraber Minik Kızın elleri ve ayakları bağlıdır… Kurtçuk, Minik Kızın bu duruma düşmesinden kendini sorumlu tutmaktadır ve Minik Kızın ruh hali de hiç iyi değildir! Adeta taş bir heykeli andırmaktadır duruşu; çevresine karşı çok duyarsızlaşmıştır! Askerlerden biri ellerini Minik Kızın pürüzsüz başına koyar, yüzünü ekşiterek: ”Ufaklık üzülme, daha tırnaklarını sökeceğiz, sonra sırada ne var onu Karayaki söyler!” Der ve Askerlerin tümü kahkaha atarak güler.
Birden odanın matemini bölen neşeli sesler duyarlar! Herkes şaşkın, sesin geldiği yöne baktığında; Kurtçuğun bir yandan şarkı söylerken, diğer yandan da ilginç ve kıvrak bir şekilde dans ettiğini görürler. Yaptığı hareketler oldukça enteresandır; cam fanusun içinde bir o yana bir bu yana zıplamaktadır… Minik Kız ve Askerler, Küçük Kurtçuğu şaşkınlıkla izlemeye başlamışlardır. Kurtçuğun yaptıkları askerlerin çok hoşuna gitmiştir, her şeyi unutup onu izlemeye koyulmuşlardır. Minik Kız çok geçmeden Ceviz Kurdunun ne yapmak istediğini anlamış, askerler Kurtçuğa dalmışken, Minik Kız ellerini ve ayaklarını çözmeye başlamıştır! Bilekleri çok ince olduğundan, uzuvlarını oynattıkça ip kayar. Kurtçuk bir yandan dans ederken diğer yandan da Minik Kıza bakmaktadır, çok yorulmuştur! Minik Kız son bir çaba ile iplerden kurtulur, çözülmemiş gibi ipleri hemen el ve ayaklarının üzerine koyar. Bunu gören Kurtçuk dansı bırakır bırakmaz diz çöküp kalır; bitkin düşmüştür ama planı başarı ile işlemektedir.. Askerler Kurtçuktan kalkmasını ve bir daha yapmasını isterler, onu oldukça zorlarlar, Böcek Asker mızrağını fanusun içine sokarak Kurtçuğu sertçe dürter, Kurtçuk acıya rağmen yerinden kalkamamaktadır…
Bir ses:
“Hey..! Gücünüz küçük ve savunmasız bir kurtçuğa mı yetiyor? Ayaklı soba bacaları…”
Askerler arkalarını döndüklerinde, bu sesin sandalyede oturan Minik Kızdan geldiğini görürüler! Askerlerden biri hışımla, ona yaklaşarak; çıplak kafasına şamarı indiriverir ve diğeri çıkan şamar sesine gevrek gevrek gülerek Asker arkadaşına:
”Bir daha yapsana, hatta ben oynarken sen kafasında çal!” Der ve pis pis gülüşürler.
Bu kötü hareketlerine devam ederlerken bir yandan da Minik Kızı dürtmekte ve ona hakaretler etmektedirler. Küçük Kurtçuğun bu duruma canı çok sıkılmıştır ve fazla zamanları da kalmamıştır… Çünkü yakında Minik Kızın tırnaklarını sökmek üzere içeri biri daha girecektir!
v
Karayaki’nin, Kral’ın odasına gönderdiği Böcek Askerlerinden biri gelerek; içeride konuşulanları bir bir anlatır… Vali’nin anlattıklarına Kral çok şaşırmış, bir o kadar da sinirlenmiştir… Kral Karayakiyi odasına çağırtır ve Karayakiye, Vali’nin şikayetçi olduğu konuları anlatır!
Karayaki:
“Karalım, bahsettikleri doğrudur! Bunları size söyleyerek canınızı sıkmak istemedim. Öyle ki; Kraliçe’nin kaçırılışı sizi zaten yeterince üzmektedir. Kısa bir zaman zarfında halledeceğim.”
Kral:
“Biliyorum iyi çalışıyorsun, sağ ol karayaki! Her zaman gözüm kulağım oldun, peki neden bu insanlar göçtükleri yerlerde, Krallığın onlara eziyet ettiğini söylüyorlar? Biz onlara eziyet etmiyoruz ki!
“Kralım etmiyoruz… Bunu yapanlar isyancılar, belki de Kraliçemizin kaçırılmasını fırsat bilen ve Krallığımızın yıkılması için çalışan kişiler!”
“Amaa..! Karayaki bizim bu kasabada böyle insanlar yok ki!?”
“Kralım; buradan değiller zaten! Biliyorsunuz ki siz, büyük bir ülkeye hükmediyorsunuz ve kasabamızda olmasa da diğer kasabalardan gelip buralıymış gibi isyan çıkaranlar oluyor, tabi malumunuz ben buna göz yummuyorum; onlar da diğer kasabalara giderek kendilerine taraf toplamaya çalışorlar!”
Vali:
“O hal de diğer kasabalara haber yayalım, bu konu da isyan çıkaranları yakalayıp hapse atalım! Tüm halkı bilinçlendirelim, bu kasabadan gelenleri kendi kasabalarına sokmasınlar!”
Kral:
“Evet bu iyi bir fikir… Sen ne dersin Karayaki?”
“Siz nasıl isterseniz Karalım, bence de uygundur… Daha sonra onlar için başka planlarım olacak!”
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.