DÖNÜŞÜM ZİNCİRİ

Yıllar öncesinden evrenle bütünleşip de günlerdir şehrime yağmur olarak yağan tüm sevdiklerimi bugün evimde ağırlamak istedim.
-Bakın hâlâ eski geleneklerimi sürdürmeye devam ediyorum. Tarhanadan ev ekmeğine, yanında yemeye bayıldığınız kırmızı çekirdekli üzüme, sütünden kendim mayaladığım yoğunduma, lorumdan peynirime, köy yumurtasından balına, pekmezine, yine köylülerden alıp da tatlandırdığım kırma yeşil zeytine, çuvalda tatlandırılan siyah zeytine, çocukluğumuzda çok sevdiğimiz iğde ve kuru üzüme, hatta sarma yapabileceğim asma yaprağına... kadar her şey var evde.
diye israr ettikçe sadece gülümsüyoylardı.
-Sadece gülümsemeyle olmaz, sizleri çok özledim, sizin için bir şeyler yapmak istiyorum.
deyince hep bir ağızdan konuşmaya başladılar;
-Zaten o saydıklarının hepsinin içindeyiz bizler.
Hayretler içinde kalarak "nasıl yani " diyebildim sadece.
-Sen bizleri öldü mü sanırsın, o sadece hepimizin eşit olduğuna dair en büyük dersti sizlere...bizler atomum en küçük zerrecikkerine kadar parçalanarak tüm evrene yayıldık. Yediğin, içtiğin, kullandığın, gördüğün, hissettiğin her şeyde, aldığın her nefeste bizler varız. Durmadan şekilden şekile girerek yaşamaya devam ediyoruz. Vücut eleğinden süzülerek tekrar toprağa, ğöllere, nehirlere, denizlere karışıyoruz. Yoksa milyarlarca senedir dünyanın her tarafı mezarlık olmaz mıydı?
Sen, vücudundaki tüm vitamin ve minerallerin toprakta da var olduğunu, her şeyin toprak anadan doğduğunu ve tekrar ona döndüğünü duymadın, düşünmedin mi hiç?
-Elbette duydum, düşündüm de, neredeyse yarı yaşlarına kadar okuyup da profesör olanlar bile kabir azabından, ahiretten, sırat köprüsünden, mahşer gününden, cennetten cehennemden, bu dünyanın sınav yeri olup, ebedi mekanın diğer alem olduğundan bahsedince, ister istemez kafası karışıyor insanın.
- Onların profesör olduğuna ne bakıyorsun sen, çoğunun diploması sahte zaten. Görmüyor musun çoğusu ilkokulu bile bitiremeyen ağlak birinin müridi olmuş da, taaa Persilvanya’ya oruç açmaya gidiyor, bir kısmı ilkokul mezunu bir kadının önünde elpençe divana durmuş ders dinliyor, bir kısmı da yine tarikat liderlerinin cenaze töreninde en ön saflarda yer alarak dua ediyor.
Duyduklarının hepsini gerçek sanma sakın. Artık İnsanların çocuğunun dini imanı makam ve para oldu, bunlar için yapamayacakları şey kalmadı.
Senin inanacağın ve güveneceğin bir tek kişi var hayatta. O da; kendi varlığını ulusuna adayan, "yurtta ve dünyada barış, benim manevi mirasım akıl ve bilimdir, sözlerim bilime ters düşerse bilimi seçin, en büyük savaş, cehalete karşı yapılan savaştır " diyen ve son yüz yılın dünya lideri seçilen MUSTAFA KEMAL ATATÜRK ’TÜR.