- 1981 Okunma
- 13 Yorum
- 21 Beğeni
DENİZ SESSİZLİĞİNDE
Artık Kasım’ın son günleri ve ben güneşi özlüyorum, kuşların cıvıltısını da...
Toprak güneşle sevişmediği zamanlarda değişimin gerekli olduğunu hatırlatarak üstündeki canlılarla konuşmuyor. Aynı zamanda sözlerin sessizliğe ihtiyacı olduğu hissini uyandırıyor!
Mutlak bir sessizlikle beraber içimde hafif ürpertiler yaşarken bir taraftan da sahil boyunca uzanan denize bakıyordum. Yaz- kış demeden uzun yolculuklara direnen ruhu gelgitlerde dalgalanıyor, kış aylarında daha da kabararak taşkınlık gösterebiliyordu.
Gözüme ilk çarpan kabarıp beyaz köpüğe dönmüş suları altını üstüne getirip av peşinde koşarken, neşeleriyle avaz avaz hep bir ağızdan bağırarak türkü söyleyen deniz kırlangıçlarıydı. Denizin üstünde yükselip alçaldıkça göğü de gösterişli sahnelerinin içine katarcasına birbirleriyle dans ediyorlardı.
Sesleri kendine özgü orkestraya dönüşerek yeryüzünün en tatlı müzikaliyle bütünleştiği duygusal ve eğlendirici sahne gösterisini ortaya çıkarıyordu. Olduğum yerde büyülenmişçesine bakakalmıştım. Hepsinin de beyaz sırtları pırıl pırıldı. Küçük kanatlarıyla sürüler halinde suya alçalmaya başlamışlardı. Su kabarcıkları da soluğunu tutarak kırlangıçlarla adeta oynaşıyordu. Yaz aylarında insanların gördükleri çarşaf gibi serili durgunluğa bakarak iç geçirdikleri " ey deniz, sen ne sütlimansın " diyerek seslenmelerine gerek duymuyordu sanki.
Denizin canı acır mıydı acaba diye düşünmeden edemedim. Ya da can acıtır mıydı? Hiç de bile değil diyerek başımı sallarken kendimi de düşündüğüme inandırmak istiyordum. Ama dilediği an hırçınlaşabilirdi. Ayrıca tiz çığlıklarını koyuveren martılar olmadan rüzgârla birbirlerine dolanıp bütün olgunluğuyla sevebilirdi. Hem de içinde gezinen balıkları, üstüne konan kuşları, süzülüp giden kayıkları, vapurları, yatları da. Dahası koynundaki köhne limanlarını da...
Gövdesini iki yana kayalıklara çarparak savrulsa da eğilip büküldüğü yalvardığı bugüne kadar görmedim.
Kasım’da ağaçlar ve sarmaşıklar kurumuş yapraklarını dallarından silkeliyor, çiçekler ve tüm bitkiler de. Hepsi hüznünü başka bir boyutta yaşarken yapraklar kokularını yeşilden turuncuya, turuncudan kan kırmızı renge çeviriyor, üzerlerini değiştirirken giydikleri ateş renklerin içinde sessizce derinden derine kendi dillerinde bağırıyorlar, birbirlerinden etkileniyorlar. Kim bilir belki de başka bahara görüşmek üzere birbirlerine umut aşılıyorlar, binlerce acılı çığlık atında doğanın gözleri yaşlarla doluyordu.
İçimde adeta seyir yaşıyor, bütün bu seremonide aklıma gelen bin bir düşünceyi hiç durmadan yarıştırıyordum.
Zaman aleyhime işlerken Kınalı Ada yönüne kıyıdan daha da uzaklara doğru uçup giden deniz kırlangıçlarına bakarak el salladım.
Kuşlar insanlarla kucaklaşabilirler miydi!
"Saçma şey, kendine söylediğine sakın kulak asma Ümmühan." Silkinip kendime geldiğimde bu kez etrafımdaki ağaçlarla birleşti bakışlarım. Durup birisine arkamı yasladım. Derin bir sessizlik oldu. Sanki birbirimizi anlıyor gibi onların da benim de bakışlarımız nemliydi.
Doğayı cezbeden insanın güzelliği nesnelerde değildi. Güzellik, insanın davranışındaydı. İç güzellik yoksa, yüz güzelliğindeki geçicilik matlaşıp sönükleşiyor, iç dünyaya ulaşmıyor, duygu ve davranışlar hepten sıradanlaşıyordu.
Selamsız, sabahsız mutsuz bir ses insanın içini kemirirken, allak bullak hâlde dört bir yana yaprak misali dağılmaz mıydık? Farkımız neydi diğer canlılardan?
Kalbim yerinden çıkacak gibi hızlı hızlı atmaktaydı, yorulmuştum tüm olanlardan sonra.
Kuşlarsa birbirleriyle konuşmalarını sürdürüyordu.
Deniz, yağmur başladığında "ne kadar da seviyorsun beni, hayatım" diye sesleniyordu.
Hanımeli göğe doğru uzandığı sarmaşığına "sevgilim, bahara kadar bekle beni, gençleşip geri dönmeme izin vereceksin değil mi?
Yağmur habercisi sonbahar adım adım ilerliyor, kışa Aralık açıyor, ağaç yaprakları sararmasını sürdürüyor, rüzgâr upuzun gövdesini dağlara bırakıyordu.
Fakat bütün bunlar olurken, insanların ruhları gençleşmiyor, aksine etrafına karşı katılaşıp, göz çıkarırcasına her şeyde kusur arıyor, yapısı gereği hırçınlaşıyordu.
Dahası, birbirlerini üzmeye devam ediyorlardı.
Ümmühan YILDIZ
YORUMLAR
Güzel yürekli arkadaşım, kalemini ve seni okumayı çok seviyorum.
Uzaklardan selam olsun.
İçten sevgimlesin
Ümmühan Yıldız
sevgilerimle selamlar 🍀☕️🌸
Dün akşam yemekte yazını Yıldız ablana okuduğumda " çok beğendim, sanki kendimi tek başına doğada kuşları seyrederken buldum" dedi.
İnsanı hep içine çeken güzel ruhunu ve karşı tarafa yansıttıklarını biliyorum. Ondandır, iş hayatındaki yılmayan azmini, aldığın riskleri, olmaz ya da içinden çıkılmaz birçok işleri çözümle neticelendiren, etrafındaki kişileri teşvik ederek ulaştığın başarıda onların da pay almasını sağlamana tanıklık ediyorum. Dahası varlığınla güven duyanların olduğuna da. Öte yandan alışmışız her yıl üst yönetimden sana hitaben bizleri de bilgilendiren teşekkür ve başarı yazılarını okumaya.
İsterdim ki herkesin etrafında senin gibi birileri olsun. Doğadan enerjisini alıp etrafına sevgi ve saygıyı bulaştıran, kıdem ve kademeye bakmayıp onlarla diyaloğunu tevazuyla kuran, gönüllere ulaşan birleri olsun isterdim.
Kitap çıkarman için sponsorların hazır, senden haber bekliyorlar. "Zaman bulamam, işimi aksatırım" diye kendi hayatını erteleyen çok ama çok güzel kardeşsin sen.
Abin olmaktan gurur duyuyorum.
Ümmühan Yıldız
"Birini hakikatle yarala, fakat asla yalanla mutlu etme"
Yalansız çıktığımız hayat yolunda yorulacağız, fakat asla pes etmeyeceğiz.
Seni seviyorum abim, Yıldız ablama sevgilerimi iletin 🐞🤍🍀☕️
Ümmühan Yıldız
sevgilerimle saygılarımla selamlarımla
Bu nasıl bir yetenek...
Çıkıyorsunuz dışarı ve en ince detayıyla doğayı kelimeleri konuşturuyorsunuz .
Hep gıpta ederim böyle gözlemci insanlara ve sonra yazıya dökenlere.
Eksik olduğum bir meziyet. Ben çıkınca hiç bir şey görmüyorum. Bakmak ve görmek çok ayrı şeyler.
Sevgili Ümmühan gıptayla okudum
Ve kutluyorum
Sevgiler olsun.
Ümmühan Yıldız
Kendinize haksızlık etmeyin defterimizde yeteneğe sahip olan ozelliginiz var. Bende hece şiiri yazmayı çok istiyorum cesaret edemiyoru.
"Hangi açıdan baktığınız değil,
gerçeği görüp görmediğiniz önemli..."
Bakışınız ve yorumlarınız güzeldir...
Sevgilerimle 🌸🍀☕️
Artık Kasım’ın son günleri ve ben güneşi özlüyorum, kuşların cıvıltısını da...
Yüreğine ruhuna sağlık etkili çok güzel bir yazıydı.
Kutluyorum var olsun kalemin.
Selam sevgi saygımla..
Ümmühan Yıldız
Yazın yakıcı kavurucu güneşi narin teniniz istemez.
Onun için hayatı hep ilkbahar gibi sevmek ve görmek istersiniz…
Ben Baharım ağaçların tepesine konan çiçeklerden çelenkler örüyorum göğsüme. Göğsüm sonsuza kadar çiçekli kalsın istiyorum.
Sonra yağmurlar yağmaya başlıyor, rüzgâr aman vermez, dağlar sert sesiyle ıslık çalarak savuruyor çiçeklerimi. Korkuyorum. Bu yüzden sonbahar beni çok ağlatır…
Sevgilerimle saygılarımla selamlarımı gönderiyorum
Nerden aklıma geldi, bu iki kitap.
Biri Guy de Maupassan (imla eksiğimiz için özürler)
Diğeri bizim Rahmetli Mahmut Yesari.
Biri Sosyal Romancı.
Diğeri Natürmort.
Sizinki yürek işi.
Sözcüğün görüntüye dönüştüğü yerde.
Denizde
Deniz ve biz.
Boyut algımız altüst.
Bir martının süzülüşü kaç biçimde söylenir?
Ya sonsuz kargaşadaki ahenkli ritim?
Ah Deniz.
Birbirimize benzeriz.
Benzersiz ikiliyiz.
Çok saygımla Şairim.
Ümmühan Yıldız
Gözlerimizi hangi yöne çevirsek çevirelim baktığımız her yön müzikal tiyatro sahnesine gerek olmadan görsel sanatın mucizesini sunuyor bizlere...
Bakmak, görmek algılamak ve hissedebilmek
Sizin bu dört özelliğinizi defterimizde yaptığınız tüm yorumlarınızda okuyup hissederek görebiliyorum.
Benim için şu an yazıma yazdığınız yorumun tarifini anlat deseler tek kelime söylerim. MUTLULUK.
İçten teşekkürlerimle,
saygılarımla sevgilerimi gönderiyorum.
Sağ olun.
Bir anlamda doğayı konuşturan, akıcı bir dille ve harika duygularla yazılmış muhteşem güzellikte bir paylaşımdı, gönülden kutluyorum tebrikler efendim.
Gönlünüze ve kaleminize sağlık diliyorum.
En içten selam ve saygılarımla.
Esenlikler dileğiyle.
Ümmühan Yıldız
Bu yüzden sevmek için uzağa gidemem sevgi etrafımda.
Siz değerli çok insanlar gibi
Kalbi teşekkür ederim.
Saygılarımla sevgilerimle selamlar…
Her mevsimin güzelliği insanların yaşamına yansımalı hüznün bile güzelliği vardır ve bir ömür gibidir mevsimler çok anlamlı bir yazı okudum kutluyorum
Ümmühan Yıldız
İnsan toprakla buluştuğunda tohum olarak yeniden doğmaz. Ardına bıraktığı duygu güzellikleriyle yeşermeye davam eder…
Kalbi seviliyorsun toprağım.
Saygılarımla selamlar.
Uzun çok uzun zaman oldu gelemedim
Deftere
Her canlı mevsimi gelince vedâ eder
Ama mevsimi gelince yeniden merhabâ der
Ben insanlara gözlerimi kapattım
Mevsimi gelir mi bilmiyorum ama
Sevgilerimle
Ümmühan Yıldız
Mutlu haberlerini duymayı arzulardım. İçinden geçen her kelimenin yaşama dair tutkuyu anlatan.
Böyle anlar yaşamadım değil yaşadım. İşte o anlarda bir tek annemle konuşurum. Sesime ses vermese de bilirim beni dinlediğini. Bocalamalarımda yüreğime yeniden rota olduğunu.
Yağmur yağdığında içindeki tuzu yağmurun üzerine at. Tuzu eritmese de alır senden uzaklara götürür.
Seviliyorsun...
Bir zamanlar ne kadar çok büyümeyi istiyorduk. Doğa bizimdi içiçe idik o yayla senin bu deniz benim, der gezer tozardık. O zamanlar halimizden hiç memnun değildik açıkçası içimizden ne kadar çok hayıflanırdık. Şehirde olalım işimiz gücümüz olsun diye kendimizi paralarken geriye dönüp baktık ki mazi kaybolmuş gitmiş. Şimdi iş yerinin sandalyesine mahkum olmuşuz. En azından yüreği güzel kardeşimiz var arada sırada nerede o eski günler dedirten yazılarla bizi mutlu ediyor. Saygılarımla selamlıyorum hayırlı akşamlar
Ümmühan Yıldız
Mümkün olduğunca gün batımını, denizde oynaşan kuşları seyrederek günün yorgunluğunu atıyorum. O an sözsüz şarkıları dinliyorum.
Çok teşekkür ederim can abim.
Saygılarımla sevgilerimle selamlar
Derin anlam içeren tam bir anaç olgunluğu içinde kaleme aldığınız yapıcı onarıcı arzularla dolu itidal tavsiye eden değerli yazınızı okudum kaleminiz yüreğiniz zeval, dert görmesin.Sonradan pişmanlık duysak da Bazan hırslarımız ve nefsimiz dostlarımızı kırmaya kadar varabiliıyor ne yazık ki . Ama sonuçta insanız ve hata yapmaya programlıyız .
Ben şahsım adına hatalarımla birlikte kırdığım insanlardan özür dilerim.
Aslında zikrettiğiiniz gibi,
doğayı dinlesek en büyük eğitimi onlardan alacağız da. Kendimizi yormuyoruz galiba. Benzetmeleriniz, mahir kaleminizin zekanızla kucaklaştığı olağaüstü bir makale çıkarmış. Teşekkürler. Selam sevgi ve saygı ile...
Ümmühan Yıldız
İnanıyorum ki siz güneşi en iyi hissedenlerdensiniz. Bu yüzden arada olsa bile kırıcı olduğunuzu düşünmek aklımın ucuna dahi gelmez. Evet, doğayı çok seviyorum. Sırtüstü uzanarak gökyüzünün cümbüşü seyretmekten keyfi aldığımı söylemeliyim
Doğayı seviyorum ruhuma kattığı dinginliği de küçücük kuşların saf ve masum konuşan dilinin güzelliğini de.
Saygılarımla sevgilerimle selamlar.
Ümmühan Yıldız
Yüreğiniz katı değil tüy hafifliğinde
İyi akşamlar dileyerek,
selam ve sevgilerimi gönderiyorum.