- 316 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
ÖGRETMENİN GÜNLÜĞÜ 19.07.13 (Perşembe)
19.07.13 (Perşembe)
Hava serin. Yer yer yağmur yağıyor. İyi bir Ramazan geçiyor. Allah Müslümanlara özel yardım yapıyor. Akşam köydeydim. Annem sanki geleceğimi biliyor, beni bekliyormuş gibi cama çıktı.’ Sana misafir geldim ‘dedim.
Gece boyunca internetteyim. Güya ona bakmaya geldim. Oysa ben internette sörf yapmaya gelmişim. Yazılarımı paylaşıyorum facebook’tayım, Google Plus’tayım, tewetter’dayım. Maillerime bakıyorum.
Dün akraba toplantısındaydım. Beraberce iftar yaptık. Başkanın kardeşi de geldi. Babamın amcaoğulları çoğunluktaydı. İftar sonrası tansiyonum düşmedi. Şeyma’nın dediği doğru herhalde. Kırmızı et herkese zararlı bana yararlı.
Birkaç yıl önceydi. Adam bizi evine davet ediyor, davet de değil alıkoyuyor. Oruçlu olduğumuz halde bizi yarı aç bırakıyor. "Et zararlı" diyor. "Bakın , bu dolmalar etsiz. Sen çok seversin" diyor, pırasayı dayıyor bize. Kendisine zararlı olduğu halde, biz yokken bol bol et yiyor ve damarları tıkandığı için hasta oluyor, sık sık tansiyonu çıkıyor. Biz ona sebzeyi tavsiye ediyoruz, o bizim onu çok sevdiğimize yorarak ikram ediyor. İçimden ’sana zararlı olan, bize yararlı’ diyorum.
Teravih namazını kıldıran iki genç hafız o güzel sesiyle hatimle namazın uzunluğunu ve zorluğunu unutturuyor.’ Allah’ım’ diyorum’ ne sihir var bu güzel seste’. Keşke bütün imam ve müezzinler güzel sesli olsalar, keşke. Bir de açık havada ibadet zevki var ya deme gitsin.
Günümüz laik Müslümanı bahçede namaz kılma kültürüne sahip değil. Oysa Peygamberimizin (s.a.) mescidi üstü açık bir mekândı ve yalnızca az bir bölümünün üstü güneşten ve yağmurdan korunmak için hurma dallarıyla kapatılmıştı.
Ben ilk defa 79’larda bir Allah dostunun ziyaretine gittiğim bir doğu ilinde görmüştüm. Mescidin bahçesinde seccadelerin serilip namazın kılındığına tanık olunca epey şaşırmış, biz her şeyi çok iyi bildiğini sanan batılılar bunu keşfedememiştik, bu gidişle keşfedeceğimizi de sanmıyorum. İşte şimdi aradan, neredeyse yarım yüzyıl geçti ancak tek tük örneklerine rastlayabiliyoruz. Şimdi düşünüyorum da selatin camileri büyük avlulu ve etrafı muntazam çevrili acaba neden? Belki de bu yaz sıcaklarında namazlarını orada kılıyorlardı. Ama bu da aklıma zor göründü. Çünkü o koca camilerin içi klimalı gibi dışarıdan daha serin, kışları ise tam tersine sıcak.
Medine-i Münevvere’ de ve Mekke-i Mükerreme‘de mescitlerin tamamına yakın kısmı açık. Ama gel gör ki oralarda açık alanlarda namaz kılan Hüccac-ı Müslimin’in kendi ülkelerinde böyle bir şey olabileceğini tahayyül bile edemiyorlar.
Neyse bu konu çok uzadı. Günlüğün sınırlarını zorladı bu bahis. Cuma hutbesinde Hoca ’Cumanın bir devlet namazı olduğunu İslam’da idarecinin demokrasilerde olduğu gibi dört yılda bir sandıkta değil her hafta hutbede hesap verdiğini’ örnekleriyle nakletti. Ganimet kumaşından elbise yapan Hz Ömer’i sorgulayan kadın, Mehirleri sınırlamasına karşı çıkan kızın ayetle delil getirmesinden sonra ‘Ömer hata etti’ diyerek kararından dönen bir halife.
Doğalgazda son safhaya geldik neredeyse. Önce abonman parası, şimdi de depozito bana neredeyse 1000 TL ye patladı. Bu sadece şirketin söğüşlediği kısım. Diğer masrafları saymayalım; 5000’igeçer.Şimdi bir de firmanın randevu alıp, gazı açmaları kaldı.
Oğlana anlatıyorum evin manzarasını. "Şimdi" diyorum "orda olsak,balkonda kentin ışıklarını seyretsek. Üst kata çıkıp mangal yaparız istediğimiz zaman. Oranın manzarası daha güzel. Hele yazları püfür püfür eser. Ne güzel bir sayfiye olur . Bir de televizyon koy, ala. Etrafını da duvar çevirmeyi unutmamalı; hani ya geceleri insan kenardan aşağıya düşebilir. Islak zemin boşluklarına da bir önlem almak lazım.
Ahmet Kemal
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.