Konaklar Yok Artık, İnsanlıkta!
Hani konaklar, içinde onlarca insan… Bir ev ki, yemeler, içmeler, sesin tükenmediği bir yer! Yerini almış villalar, hiç onun yerini tutar mı? Onun içinde ki zenginliği ve zarafeti karşılar mı? O konaklarda ki incelik tarih oldu, bu insanlığın yok oluşuyla orantılı olsa gerek. Şüphesiz o tarihte her konakta yarışırcasına laleler renk renk boy gösterirken…
Kalbimizde de tükendi bu beklenti ve gösteriş. Hani açları doyuran kaynayan kazanlar… Yedikçe bereketlenen ve tatlanan yemekler ve içecekler. Gösterişe karşıyım ama insanları doyuruyorsa varsın olsun da bu gösteriş. Yalnızca zengin düğünlerinde kaynıyor kazanlar günümüzde… Aşiretlerin yaşadığı kırsal kesimde ki zengin düğünlerinde. Şehirlerdeki düğünlerde sunulanlar belki de bayatlamış yiyecekler, pastalar… İki üç saate sığan ve insanlar oynasın diye şarkı söyleyen, sanatından şüphe ettiğim şarkıcılar… Üstelik bunu evlenen çiftler videoya da almazlar mı, asıl bu zevksizlik bana göre… Çocukları evlenirken teknolojiye yenik düşmüş kasetler, flash diskler neye yarayacak ki…
Ölmüşse birileri o konakta Kur’an hatmedilir, helvalar dağıtılır, ağıtlar yakılırdı. İnsanlık yeniden yeşerirdi. Dedikodu, gıybet yapılmazdı. Kimse dünyalıktan yana konuşmazdı. Kim bilir, bu konaktaki ihtişamı yerle bir edip eleştirenler olacaktır ama lütfen söyleyin hangimizin ölüsü varken bu manzara kaldı ki… Sadece mirasın konuşulduğu, kavgayla yahut ölümle sonuçlanan neler medyada haber yapılır oldu. Herkes halinden memnun gibi görünüyor ama işlerin ters gittiği ise aşikar…
O kazanlar antika oldu. Dışı kazanın kara içinde ise kalayında tozlar…O kazanla yaşanılan insanlıkta antika oldu. Duyguyu içimize sindirdiğimiz, aşkı oyuncak ettiğimiz, çocukları istemediğimiz alfa kuşağını yaşatıyoruz. Çalışmadan kazanmak isteyen, zenginliğe alıştırılmış, şımartılmış… Hayatı sadece sınavın sonucuna göre kurgulayan, o sıvanın dışında hayatı tanımamış olmak… Başarının sonucunu yalnızca sayıyla tecrübe etmiş. Hani kazanda yemek pişse, kazanın kapkara dışını görse, ben bunda zehirlenirim der belki de…O kazandan yemek yemez de…
Hani gökdelenler, rezidanslar insanlığı yuttu desem kimse buna itiraz etmez. İçinde bir köy yaşarken, kimsenin kimseyi tanımadığı bir yalnızlık inşa ediliyor. Dünyanın parasına satılan akıllı daireler, bugün konağın yerini tutmuyor işte. Gecenin bir vaktinde o daireye geliniyor ve yatağa atıyor kendini insanlık. Bu binaların bize ne yararı var ki… Niçin bu kadar da pahalı ki? İnsanlığı unutmanın bedeli galiba çok para ediyor…
Konaklar yok artık, insanlıkta…
Saffet Kuramaz
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.