Aşkın gözü hep kördür ve yanı başında her zaman çılgınlık vardır!...



Bir gün huylar bir araya gelir, hoş sohbetten sonra bir oyun oynamaya karar verirler kendi aralarında, içlerinden biri: “saklambaç” oynayalım der. Onun bu teklifini kabul etmişler.
Çılgınlık bir ağacın önüne yaslanmış ve saymaya başlamış, bir, iki, üç, dört beş, o esnada iyi huylar ve kötü huylar yavaş yavaş saklanmaya başlamışlar
Şefkat ayın boynuzuna asılıp kalmış, ihanet çöp yığınının arasına karışmış, sevgi bulutların arasında kaybolup gitmiş, yalan bir taşın ardına diye kandırıp, gölün ortasına saklanmış, tutku dünyanın merkezine inmiş, para hırsı bir çuvalın içine girmeye çalışırken çuvalı da yırtmış, çılgınlık saymaya devam ediyormuş, seksen, seksen bir, seksen iki, seksen üç, o esnada, ortada tek bir huy kalmış o da “aşk”
Aşk kararsızmış, aşkın ne zaman nereye saklanacağı, ne zaman nereye gideceği belli olmadığı için, ortalıkta nereye gitsem diye düşünüp duruyormuş.
O esnada başını ağaca yaslayan çılgınlık doksan sekiz, doksan dokuz, yüz dediği anda, aşk birden sıçrayıp kendini güllerin arasına atıvermiş, çılgınlık saymayı bitirmiş: “ sağım solum söbe, saklanmayan ebe” demiş, arkasını dönmüş, bir bakmış tembelliği görmüş, tembellik hiç bir yere saklanamayacak kadar enerjisiz bir vaziyette hemen arkasında onu bekliyormuş ve çılgınlık tembelliği hemen sobelemiş zaten.
Ardından yavaş yavaş diğer huyları bulmaya başlamış, şefkati ayın boynuzundan çıkartmış, ihaneti çöp yığınlarının arasında bulmuş, sevgiyi bulutların arasında sobelemiş, yalanı gölün dibinde yakalamış, tutkuyu dünyanın merkezinden çıkarmış, para hırsını yırtık çuvalın arasında bulmuş, geriye sadece bir kişi kalmış o da “aşk”
Çılgınlık, çılgınca aşkı aramaya başlarken o esnada bir an umudunu kaybetmiş, aşkı bulamayacağım diye oturmuş, tam o sırada çılgınlığın yanına haset gelmiş, yanına yaklaşmış ve: “ sen aşkı ne diye başka yerlerde arıyorsun ki, o güllerin arasında saklanıyor” demiş.
Bunun üzerine çılgınlık gülümsemiş, eline hemen ucu çatallı bir değnek almış ve çılgınca güllerin arasına, elindeki çatallı değneği saplamaya başlamış, bir süre sonra içler yakan bir feryat duymuşlar, aşk saklandığı güllerin arasından çıkmış ancak; çılgınlığın elindeki çatallı değnek aşkın gözlerini delmiş ve kör etmiş, kanlar ve acılar içinde bağıran aşkı hemen çılgınlık kolundan tutmuş, üzgün ve ne yapacağını bilmeden “çok özür dilerim, ne yapabilirim senin için, nasıl geri getirebilirim gözlerini” demiş.
Onun üzerine aşk: “ gözlerimi artık geri getiremezsin; ama benim için illa bir şey yapmak istiyorsan, bana kılavuzluk edebilirsin” demiş.
O günden beri, aşkın gözü hep kördür ve yanı başında her zaman çılgınlık vardır!...


Bu çok güzel hikayeyi, 28 Kasım 2022 günü saat 01.00’ da Radyo Mega site’ de DJ Emre anlatmıştı, dinledim, çok beğendim, paylaşmak istedim..
Beğenilerinize...

Saygılarımla..

Veysel Kimene
Sevda Şairi
(Kemal Yenice)
28/11/2022