- 272 Okunma
- 1 Yorum
- 4 Beğeni
İKİ DÜKKÂN SAHİBİ
İki dükkân komşu varmış, bunlar yan yana dururlarmış… Dükkân sahibinin biri turşucuymuş, turşu satarmış; diğeri ise balcıymış, bal satarmış. Turşucunun işi çok iyiymiş, müşterisi çokmuş. Hatta bazen kuyruk bile olurmuş dükkânın önünde. Bal satan adam ise buna hayret edermiş. Çünkü o çoğu zaman dükkânında sinek avlarmış. Ve kendi kendine homurdanır dururmuş zaman zaman:
- “Şu insanların işlerine akıl ermez yani… Biz burada tatlı bal satıyoruz çeşit çeşit… Kimse gelmiyor. Acı turşu satan adam ise müşteriye yetişemiyor.” Diye.
Ve bir gün bu derdini bilge adama açıvermiş. Adam gerçekten bilge imiş.
Bilge adam demiş ki:
- “Evladım, sen bal satıyorsun, ama suratın sirke satıyor. Komşun turşu satıyor ama yüzü bal satıyor. Turşucunun güler yüzü, tatlı dili, acının, ekşinin müşterisini artırıyor. Senin abus ve asık suratın, çehren ise insanları nefis bir tattan uzaklaştırıyor.”
Güler yüz; iyi niyetin elçisi ve habercisidir. Siz bunu başarabilirseniz. Karşınızdaki asık suratları da gevşetebilirsiniz. Zira tebessüm bulaşıcıdır.
Gülümsemek yüzümüzün baharıdır. Somurtmak da kışı…
Neden dört mevsimimiz bahar olmasın yüzümüzde?
27.11.2022
Yozgat