Talaş kokan çocuklar
Odun talaşının kokusunu bilirmisiniz ?
Ben de bilmezdim. Ozamanlar sekiz yaşındaydım . Babam ilçede hem bizim okula gidebilmemiz için hemde kendi işi için ev tutup ailecek oraya taşindigimzda tanıştım o kokuyla.
Ozmanlar komşuluk ilişkileri çok yakındı ilçeye taşınınca komşular tanışmak için hoşgeldinize gelirlerdi ellerinde birer tabakla,içinde o gün evde ne pişirdilerse o olurdu
Ben çok severdim o olayı sürpriz gibi gelirdi bana.
Sonra tabaklar geri giderken annemde evde ne varsa onu koyardı .Komşuların en çok sevdiği köyde yazın topladığımız fındıklar olurdu. Dediklerine göre onların köylerinde fındık yetişmiyordu. Bazılarıninda köyleri yoktu, ozmanlar çok değerliydi fındık .
Annem hemen iki tane samimi komşu edinivermisti heva teyze (Havva)ve Kadriye teyze sık sık birbirlerine gider gelirlerdi.
Kadriye teyze ve heva teyzenin merdiven boşluğunda üstüste
itinayla dizilmiş koca çuvalları görünce annem merakına yenilip bir gün sordu, o koca çuvalların içinde ne var diye ,talaş dolu olduğunu soylediler.
Bir gün yine Kadriye teyzeye gündüz oturmasına gitmiştik
Çocukları göremeyince sıkılmıştım
Kadriye teyze onlar talaşa gitti biraz sonra gelirler dedi.
Aradan bir saat geçti çocuklar kapıyı çaldılar.
Bir tanesinin sesi içeriye doğru yankılandı bu fatmaydi sesini hemen tanimistim birlikte kitaplardan şiirler okurduk .
-bugun çok talaş yoktu bizden önce başka çocuklar gidip almışlardı dedi
muhammet de - daha erken gitmeliyiz diye ekledi
-kevser ben bir daha gitmiycem diye sitem etti
Kadriye teyze çocuklara
-üstünüz başınız talaş olmuş önce girişte üzerinizi çıkarıp öyle gelin diye seslenip bizim yanimiza geldi.
-nerdeydi bu çocuklar ?diye sordu annem.
Kadriye teyze anlatnaya başladı.
-kış için talaşa gönderiyorum burda atölyeler çok var. Toz talaş ve kalın talaş çıkıyor çocuklarda gidip çuvallayıp getiriyorlar. Toz talaş aynı odun gibi ,kovayı iyice doldurdunmu uzun süre yanar.
Kalin talaş da odunları tutuşturmak için lazım ,çabuk tutuşuyor odunlar dedi.
Böylece merdiven boşluğundaki o koca çuvalların sırrını öğrenmiş, talaşla da kısmen tanışmış oldum.
-yarin talaşa giderken istersen sende senin kızı gönder çocuklarla, diye de lafı ortaya attı Kadriye teyze.
Annem bir an düşünceye daldı . Kadriye teyzenin lafi havada asılı kaldı bir süre.
Ben hemen araya girdim heyecanla
- bende gideyim talaşa dedim , bir anda ama annem duymazdan geldi.
Çocuklar içeri girdiklerinde talaş kokusu odanın içine yayıldı , kokusu çok hoşuma gitmişti. Üzerlerini değişmişlerdi ama Muhammed’in saçları talaş tozundan bembeyaz görünüyordu .Kevser ve fatmayla birbirimize bakıp kikirdamaya başladık o an annem bize uyarici bir bakışla bakinca zoraki sustuk.
Kadriye teyze muhammedii banyoya doğru götürürken bizde evin yolunu tutmuştuk.Yolda giderken anneme talaşa gitme konusunda çok ısrar ettim ve sonunda bir kereliğine de olsa ikna etmistim.
Ertesi sabahı Muhammet, fatma, kevser
Ve birkaç tanımadığım çocuk ellerine beyaz çuvallarla beni almaya gelmişlerdi.
Annem sıkı sıkı tembihliyordu dikkatli olmam konusunda.
Atölyeleri tek tek dolaşmaya başladık makine sesi ve odunların talaş tozlari karşılıyordu bizi bense ilkez yapacagim birşey için çok heyecanlıydım.
Muhammet :
-amca talaş varmı diye soruyordu eğer var alın derlerse bir anda makineden dökülen talaşın yanına koşup herkes kendi çuvalını doldurmak için uğraşıyordu.
Bense daha yeni karşılaştığım bu duruma henüz alişamamistim
En az benim çuvalim doluyordu onlar talaşa hücum ederken ben en geriden gidiyordum.
Köyde böyle bir işimiz yoktuki ince odunlarımız kurumuş çalılarımız vardı onlar hazrilanırdı ateşi yakmak için.
Ama bu talaşla ateşi yakmak çok kolaymış hazırmış bize öyle diyordu komşular.
Sırf o koku için talaşa gitmek bana yetiyordu.
Sanki kitap kokusunu andriyordu kitapları koklamayi çok severdim belkide ondandi talaş ň kokusunu sevmem heycanla atölyeye talaş doldurmaya gitmem.
İlk gün eve yarım çuval talaşla geldim anneme büyük heycanla gösterdim
-Sabah olunca ateşi bununla tutustururz dedi annem madem talaş getirdin. Bir yandanda git üzerini değiştir talaş olmuş üstün başın üzerine sinmiş talaş kokusu diye beni banyoya gönderdi. Acemi talaş toplayıcısı olan ben aynaya bakınca saçlarımin rengini değişmiş görünce kendi halime hem güldüm hem de banyoya doğru yöneldim .
Temizlenip odadaki kardeşlerimin yanına geçtim .
Akşam babam gelince heycanla koşup
-bügün talaşa gittim bende baba dedim
-Ne işin var dedi babam bizim talaşa ihtiyacımız yokki kızım dedi -soba çok kolay yaniyormus bütün çocuklar talaşa gidiyor dedim.yaptigim işin önemini anlasın isteyerek . Yanlız değilim diye ekledim.
Artık bende arada bir olsada alışmıştım talaşa gitmeye ama isteme olayı beni herzaman zorluyordu ,bazen talaş olsada yok diyenler oluyordu .
Çocuk aklımla bunu anlayamıyordum var olan bir şeye neden yok diyorlardı.
Çocuklar başkasına verecekler ondan yok diyorlar, dediklerinde anladım olan birşeye neden yok denildiğini
Benim ailemde var olan birşeye yok denilmezdi az veya çok kim gelirse kim birşey isterse paylaşılirdi ben hep öyle görmüş öğrenmiştim.
Kış bitip okullar kapanınca köye taşındık. Yaz tatili başlamıştı.Köyde işler bizi bekliyordu yaz boyunca. ilçedeki arkadaşlarım ellerinde çuvallarla teker teker yaz boyu atölye gezip kışlık talaş biriktirmeye devam edeceklerdi.
Daha küçüklükten başlamıştı talaş kokan çocukların sorumluluğu tıpkı köyde yaşayan çocuklar gibi ...
13mart2022
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.