- 204 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Dünya Kupası
DÜNYA KUPASI
Yeni nesiller pek bilmez ama yaşı otuza merdiven dayamış ya da aşmış neslin hayatının en güzel yılları, çocukluk yılları, şüphesiz mahalle aralarında top koşturmakla geçti. Ne maçlar oynandı çamur sahalarda, patlak ayakkabılar ve havası inik toplarla. Kendimizi öyle maça kaptırırdık ki saatlerin nasıl geçtiğinden bihaber akşamı ederdik. Eve vardığımızda kan ter içinde kaldığımızı bile aile büyüklerinin haşlamalarından anlardık.
Ama söylediklerini başımızla onaylar ertesi gün gene topun başında bulurduk kendimizi. Çocukluğumun hatta hayatımın en önemli maçlarını sanırım 2002 Dünya Kupası’nda izlemişimdir. Öyle heyecanlı, öyle heyecanlı ki anlatmak ne mümkün. Uzun yıllar sonra katıldığımız turnuvada gruptan çıkma şansımız zor gözükse de bizler gaza geldik mi zoru başarırız. Daha ilk maçta futbol ülkesi Brezilya’ya kök söktüren bizler anladık ki, bizim topçularda iş var. Öyle bir azimle yüklendik topa. Tüm ülke tek yürek olduk adeta. Daha dün gibi hatırlarım küçücük televizyonlardan bölük börçük izlemeye çalıştığımız o maçları. Hasan Şaş’ın golünde kendimizden geçmiştik.
İyi oyun, sıkı mücadeleyle gruplardan çıkmış, heyecan katsayımız daha da artmıştı. Öyle ki, adı sanı bilinmeyen ülke Türkiye iyi de reklam yapmıştı. Hele bizi sokaklara döken Tarkan’ın şarkısı yok mu? Hala kulaklarımızda çınlamaktadır. Bir daha ne öyle güzel maçlar oynadık ne de öyle güzel şarkı yaptık takımımıza. O ruhu bir daha yakalayamadık.
Haksızlık olmasın 2008 Avrupa Şampiyonası’nda da benzer başarı elde ettik ama bana 2002 dünya üçüncülüğü daha fazla heyecan verdi. İnanılmaz futbol, tavan yapmış hırs ve inanmış milyonlarca yürek. Neden olmasın dedik durduk.
Ama olmadı. Ne tecrübemiz ne de futbol kalitemiz şampiyon olmaya yetmedi. Evet, çok iyiydik ama bizden çok daha iyi olanlar vardı. Biz de onlara yenildik. Ama çok gururluyduk. Haklıyız da sonuna kadar. Keşke o güzelim yıllar bir daha geri gelse ve milli takımımız bize o heyecan dolu günleri bir daha yaşatsa. Yerimizde oturamasak doksan dakika boyunca. Sahi neden olmasın? Yazımın başında dediğim çocuklar beni çok iyi anladı. Yüzlerinde bir tebessüm oluştu bile. Yıllar öncesine gittiler. O çocuklar şimdi büyüdüler her biri birer yetişkin oldular. Ama hala o yılları unutmadılar, unutamadılar.
Ve şimdi yıl 2022. Katar 2022 Dünya Kupası başladı ama Türkiye yok. Turnuvaya katılamadık. Hiçbir bahanemiz yok, ruhumuzu vermedik sahaya. Sonuç futbol ülkesi diye övündüğümüz Türkiye’miz maalesef bu sefer de yok. Yıllar yılları kovaladı biz o karıncalı ekranlardaki heyecanlı maçlara hasret kaldık. Zor mu bir avuç topçu yetiştirip dört senede bir yapılan turnuvaya katılmak? Zor olsa gerek. Başaramadık, kabul edelim bunu. Yaslanın arkanıza bizsiz maçların tadını çıkarın. Ha bir de düşünmeden geçmeyelim: Biz neden başarılı olamadık da turnuvaya gidemedik? Bunu soralım kendimize. Sadece bizim sormamız yetmez hiyerarşik sırayı takip edelim lütfen. Ve herkes gerçekçi olsun, bahanelere sığınmayalım. Biz başaramadık çünkü oynamadık. Çünkü ruhumuzu yitirmiştik. Bunu da unutmayalım. Kısmet başka bahara artık. Dünya Kupası mı? Gönlümden Messi’li Arjantin geçiyor ama yine de iyi olan kazansın.
NECATİ DİLEK
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.