3
Yorum
5
Beğeni
0,0
Puan
1174
Okunma
ÖĞRETMENLER GÜNÜ VE ATATÜRK’ÜN
ÖĞRETMENLERE VERDİĞİ DEĞER
TÜM ÖĞRETMENLERİMİZİN 24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLU OLSUN.
24 Kasım 1928, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün Millet Mektepleri’nin Başöğretmenliğini kabul ettiği gündür.
1981 yılından beri 24 Kasım Öğretmenler Günü adı altında her yıl kutlanır.
Geleceğin mimarı olan öğretmenler her bir öğrenci için ayrı değere sahiplerdir. Öğretmenler Günü; Türk öğretmeninin toplumdaki önemini ve değerini belirtmek, öğretmenler ve öğrenciler arasında sevgi saygı ve dayanışma bağlarını güçlendirmek, emekli öğretmenleri saygıyla anmak, öğretmenlik mesleğine yeni atılan öğretmenlerde mesleklerinin yüceliğinin bilincini uyandırmak amacıyla her yıl kutlanmaktadır.
Atatürk, yurtiçi gezilerinde her gittiği il ve ilçede mutlaka okulları ziyaret eden, öğretmen ve öğrencilerle ilgilenen, sınıflara girdiğinde ise, öğretmenin yerine asla oturmayan, öğrencilerle birlikte aynı sırayı paylaşan bir liderdi. Bir okul öğretmeni, Atatürk’e oturması için yerini gösterdiğinde; “BEN CUMHURBAŞKANI DAHİ OLSAM, SINIFTA ÖĞRETMENDEN SONRA GELİRİM,” diyerek öğretmene saygı gösterirdi.
O, Türk gençliğinin her açıdan iyi yetişmesini ve geliştirilmesini hedefleyen, gençlerle iyi diyalog kuran bir liderdi.
Atatürk’ün Öğretmenlere Verdiği Değeri Anlatan Bir Anısı
BEN HER ŞEYDEN ÖNCE ÖĞRETMENİM
1937 yılının bir akşamı Atatürk akşam sofrasında sık sık misafir ettiği Behçet Kemal’e dönerek;
“Sen çabuk şiir yazarsın, şu içerdeki odaya çekil, bende hangi nitelikleri görüyorsan hepsini anlatan bir şiir yaz” emrini verdi. Behçet, hemen içeri odaya geçti; ve yarım saat gibi kısa bir sürede büyük bir manzume ile Atatürk’ün yanına döndü.
“Oku bakalım” dedi. Behçet, mısraları vurgu ve ses tonuna uygun bir şekilde okudu. Mısralar Atatürk’ün yiğitliği, zaferleri, devrimlerini anlatıyordu. Fakat her zaman Behçet’e bol bol iltifat eden Atatürk, durakladı, yüzünde bir gölge dolaştığını hissettim.
“Behçet olmamış” dedi. Benim asıl bir niteliğim var ki onu hiç yazmamışsın.” Hepimiz bu söylediklerine şaşırmıştık. Bu yazılmayan niteliği ne olabilirdi? Atatürk, bizi fazla bekletmedi ve; “BENİM ASIL NİTELİĞİM, DEDİ, ÖĞRETMENLİĞİMDİR. BEN MİLLETİMİN ÖĞRETMENİYİM, BUNU YAZMAMIŞSIN.” Bir öğretmen olarak ve öğretmenin misyonuna inanmış birisi olarak heyecandan ve gururdan ağlayasım geldi. İmkân olsaydı ellerine kapanmak isterdim. Öğretmene böyle bir yüce saygıyı en yüce bir ağızdan işitiyordum.
(Ord. Prof.Dr. Sadi IRMAK)
Atatürk’ün Öğretmenlere Verdiği Değeri Anlatan Diğer Bir Anısı
HAYIR, SİZ YERİNİZİ ALINIZ, DERSİNİZİ VERİNİZ
Bir gün Atatürk’ün bir köye yolu düşmüştü. Gittiği köylerde okulları ziyaret eden Atatürk yine köyün ilkokulunu ziyaret etti. Okul bahçesinde oynayan çocuklarla ilgilendi, oyuna katılmayan bir öğrencinin sorunlarını dinledi. Zil çaldı ve o da öğrenciler ile sınıfa girdi. Sınıfın genç öğretmeni Atatürk’ü öğretmen kürsüsüne davet etti. Atatürk, arka sıralardan birine oturarak:
“Hayır, siz yerinizi alınız, dersinizi veriniz. SINIFINDA BİR ÖĞRETMEN CUMHURBAŞKANINDAN DAHA BÜYÜKTÜR.” Diyerek öğretmene verdiği önemi vurgulamış oldu.
Unutulmamalıdır ki; Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ün de dediği gibi “Yeni nesil öğretmenlerin eseri olacaktır.”
KAYNAK:
egitimarsivi.net/belirli-gunler-ne-zaman-ve-nasil-ortaya-cikti/24-kasim-ogretmenler-gununun-tarihcesi/
isteataturk.com/g/icerik/Ben-Her-Seyden-Once-Ogretmenim/627
isteataturk.com/g/kategori/anilari