Öylesine
Rüzgarda uçuşan saçlarımın yüzüme dağılmasını seviyorum. Müziğin sesini sonuna kadar açtığımda melodilerin kulağımı dolduruşunu, yaprakların dans edercesine narin ve uyum içinde sallanışını, denizin üstünde dolanan kuşları, arabaların kırmızı ışığa yakalanmamak için birbiriyle yarışmasını, lunaparkların büyüklü küçüklü herkese yaşattığı heyecanı, tramvaydaki insanların yüz ifadelerinden düşüncelerini anlamaya çalışmayı, yürümeyi, geceyi, en çok da geceyi seviyorum. Karanlığı, karanlığın hissettirdiklerini. Gökyüzünü seviyorum. Gökyüzüne yazılanları... Eski bir Türk dizisinde gökyüzü hakkında söylenen bir cümleyi hiç unutamıyorum. Şöyle diyor:
"Kendini herkesle paylaşan ve herkesin onu paylaşabileceği tek şey..." Bu sözün doğruluğuna var oluşumuzun ve bunun gibi nicesinin doğruluğundan daha çok inandığımı söyleyebilirim. Fakat her şeyin bir sonu olduğu gibi sevdiğim bu şeylerin de maalesef bir sonu var. Gün gelecek rüzgarı hissedemeyeceğim. Kulaklarım müziği duyamaz hale gelecek. Lunaparklar eskisi gibi hissettirmeyecek, gökyüzü artık görünmeyecek bana. Tıpkı bir dumanın sigaradan süzülüşü gibi ruhum süzülecek bedenimden. Yavaş ama bir o kadar da hızlı..
Gökçen
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.