- 470 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Buluntu
Bir zamanlar bir Sultan varmış veziriyle köy köy tebdili kıyafet dolaşarak halkının durumunu araştırırmış. Bir defasında akşama doğru bir köyün sığırlarına ve sığır çobanına raslamışlar köy ağasının evini sormuşlar. Çoban tarif etmiş köyün en sonundaki evde benim evim demiş. Padişah ve vezir oradan ayrılmışlar. Padişah bu gece çobana misafir olalım demiş. Doğruca onun evine gitmişler çoban sığırları evlere dağıtıp evine gelmiş. Misafirleriyle hoşbeşten sonra onlara ikramlarda bulunuyor ancak ikide bir onların yanından ayrılıp diğer odaya gidip geliyormuş
Padişah-Hayırdır bir durum mu var?
Çoban-Evet benim hanımın ayağı kırıldı (o zamanlar edep gereği doğum yaptı yerine ayağı kırıldı denirmiş)
Padişah-Neyin oldu
Çoban-bir oğlum
Padişah-Tamam sen onlarla ilgilen biz arkadaşımla otururuz.
Padişah vezirine döner:
-Hadi at bir zembil (Bir çeşit fal)
Vezir zembil atar sonuç bu çocuk büyüyünce Padişahın kızı Sultan ile evlenecek.
Padişah bir daha bir daha zenbil attırır her defasında padişahın kızı Sultan çıkar.
Padişah-ben bu kaderi bozarım
Vezir- bozamazsınız padişahım der
Sabah olunca padişah ev sahibine yenidoğan bebeği kendisine vermesini ister
Adam kabul etmeyince padişah mührünü gösterir ve bir miktar altın vererek bebeği alır. Yola çıkarlar ormana vardıklarında padişah kamasını bebeğin karnına saplar ve kamayı bir tarafa bebeği de bir tarafa atarak giderler.
Ardından bir kadın bir süre sonra hemen hemen her akşam çobana gelerek ineğinin sütünün azaldığını ve kendisini gündüzleri ineğini sağmakla suçlar. Çoban kendisini savunur. Lakin bu durumu merak eder ertesi günü kadının ineğini takip eder. Bakar ki sürüden ayrılıp inek çalılıkların arasına girip yere yatarak bir bebeği emziriyor. Bebeği alır kamayıda bularak akşam eve gelir. Karısı:
-Kimbilir kimin gayrimeşru çocuğu kabul etmem der. Adam kadını ikna eder. Çocuğun adını da Buluntu koyarlar.
Gel zaman git zaman yıllar geçer. Bir gün padişah ve Vezirin yolu yine o taraflara düşer. Şu bizim sığır çobanını bir ziyaret edelim derler. Varırlar evine. Bir delikanlı onlara hizmet eder. Babası- Buluntu şunu getir Buluntu bunu görür
Şeklinde hitap eder. Bu durum Padişahın dikkatini çeker, sorar —Neden adını Buluntu koydunuz?
Adam olayı anlatır. Padişah-getir o kamayı. Adam getirir. Vezir kısık sesle -Demedim mi padişahım Allah’ın yazgısını bozamazsın diye. Gece boyunca bu konuyu tartışırlar. Padişah gece Saray cellatlarına hitaben bir mektup yazar sabah olunca bu mektubu Buluntu’nun götürmesini emreder. Mektupta şu cümleler yazmaktadır “Bu delikanlı sarayıma geldiğinde derhal kellesini uçurun.” Buluntu ve babasının okuma yazması yoktur.
Buluntu mektubu göğüs cebine yerleştirir ve gönderildiği şehre varır. Biraz arar tarar mektubun üzerindeki adresi sorar. Birisi şu bina der. Gösterdiği padişahın sarayıdır. Buluntu çok yorulmuş biraz şu binanın duvar dibinde oturayım sonra içeri girerim der ve oracıkta uyuyakalır. Pencereden bakan padişahın kızı bu yakışıklı delikanlıyı pek beğenir. Ancak göğüs cebindeki mektup da gözüne ilişir. Bu işin içinde bir iş var diye düşünür. Delikanlıyı uyandırmadan yavaşça mektubu cebinden alarak odasına çıkar. Mektubu açar okur hemen yırtıp atar. Onun yerine babasının yazı ve imzasını taklit ederek şunları yazar “Bu delikanlı Saray’a geldiğinde hemen Kızım Sultanla nikahını kıyın vede Saray’ıma yerleştirin”
Mektubu zarfa koyar genç adamın cebine uyandırmadan bırakır.
Buluntu uyanıp Saray’a girer yetkiliye mektubu verir. Mektubu okuyan Saray görevlisi hemen onu hamama götürür, yeni bir elbise giydirir düğün dernek nikah ve saraya yerleştirme bir bir gerçekleştirilir.
Bir süre sonra padişah ve Vezir döner gelir. Görevlilere bir delikanlı ile birlikte mektup göndermiştim ne yaptınız diye sorar
-Kızınız Sultan ile nikahladık Saray’a yerleştirdik Padişahım derler. Padişah öfkelenerek mektubu bana derhal getirin der
Mektup getirilir birde ne görsün adeta kendi yazı ve imzası ve adamların yaptıkları şeyleri emrediyordu mektupta. Olup biteni izleyen gün görmüş Vezir sakalını sıvazlayarak, şöyle konuşur:
-Ben demedim mi Padişahım Allah’ın yazgısını bozamazsın diye
Vezir’in kızı Kizire (yoksula), Kizir in kızı Vezire der ve hikaye de burada biter.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.