- 533 Okunma
- 3 Yorum
- 2 Beğeni
Sizin hic babanız öldümü
Yada sizin hiç babanız ağladımı
Benim babam bir kez ağlamıştı
Hani evlerin yatak odası ve oturma odası
Olduğu gibi birde salonu vardır ya
Eskiden bizim köylerde hayvanların
Yatttığı yere dam derdik birde avlusu vardır
Şimdiki evlerin salonu gibi
Tabiki ahşaptı evler kış çetin geçerdi
Hayvanların barınağı evlerin altındaydı sıcak olsun diye
Ki evin saçaklarına kadar kar dolardı
Avlu kapısından karı yararak yol açardık
Evet belki basit birşey yazıyorum
Ne var bunda diyeniniz olacaktır
Köy hayatını bilen benim yaşıtlarımın çoğu
Bunları yaşamıştır farklı, farklı illerin köylerinde
Ilgaz dağının hemen yamacında
Öyle sert geçerdiki kışlar ulaşım mümkün değildi
Kıraçtır genelde ektiğin biçtiğini karşılamaz
Kış sonuna doğru un ve saman biterdi bizde
Ilgaz dağından hayvanlar için
Ağaç dalları keser kızak dediğimiz
Uyduruk tahtadan birşeyle tepeden aşağı 10 km
Civarı yamaçtan inerdik üstunede binerek
Tabiki direksiyon yok fren yok
Üstelik karın doldurduğu yüksek yada derin
Yerlerden hızla geçerdik tabiki sabah ışımadan giderdik
Çünki kar buz tutmuş olmalı yoksa uçurumlar bizi bekler.
Aslında anlatmak istediğim bu değil
Şimdi düşünüyorumda
Eskilerin neler yaşadığını halimize
Şükretmeyip yakınıyoruz durmadan
Ayağımız toprağa değmeden uykumuzu
Bölmeden karınca, kararınca geçiniyoruz
Araçlar sokaklara caddelere sığmıyor
Şehirler genişliyor verimli topraklar heba oluyor
Gücü olan ev üstüne ev alıyor
Ama hala evsizler çığ gibi birlik yok aynı evde oturan yok
Her çocuk evlenince ayrılıyor nufus artıyor
Üstelik birde göç memleketi olduk işsizlik
Var diyoruz iş beğenmiyoruz hep kibar fantazi masa başı
İş ararken ağır işlere göçmenler yerleşiyor
Tıpkı 1960 larda almanlarda olduğu gibi
Lakin bir farkı var onlar savaştan çıkmış
Çalışacak erkek kalmamıştı.
Bu memleket kolay kazanılmadı
Benim dedem 1900 lerde gittiği balkan savaşından
Dönmemiş aradım bir kaydı bile yok
Arkasında 4 çocuk bırakmış sanırım 6 yıl askerlik yapmış
Babam kurtuluş savaşınnı son zamanlarında kocatepede
Atatürkün aşcı yamağıymış yani çırak
14 yaşında gittiği askere 2+2 4 yıl askerlik yapmış sanırım
Anlamaya çalışıyorum doğrusu
Nasıl oluyorda hayata yetişebildiklerini
Yinede ev yapabilmiş çocuklar büyütebilmişler
Hiç unutmam babam ağrıyan dişine ip bağlayıp
Bir ucunada taş bağlayarak yere bırakmasıyla dişini çektiğini
Aslinda o işi nalbant yaparmışta o sıra yokmuymuş ne
İnanın babamın çocukken anlattıklarını
Sayfalarca yazabilirim sıkıci olabilir ama bu gün ki
Yaşama bakınca aklımdan çıkmıyor
Çıkmıyor çün ki ayağına balta vurmuş
Aksıyordu çamdan düşmüş
Bacak bel 5 kırığina rağmen doktorsuz 6 ayda ayağa kalktı.
Sabahın köründe tarlaya öküzlerle çift sürmeye gitti.
Evini yapabilmek için her gece
10 km yolu aştı öküzlerle ağaç taşıdı
Çerçilik yaptı kap kaşık sattı
Eşekle köy, köy gezerek. tecirlik yaptı dağları aşarak.
Buna ragmen hiç yılgınlığını görmedim kırık bacağına rağmen
Ama bir kez ağladığını gördüm
En başında anlattığım damda yani avluda
Bastaga oturmuş gizlice ağlıyordu ne kadar
Dolduysa o kadar ciddiyetine taviz vermeyişine rağmen
Duymuştum evet duymuştum
Anamın o acı sözünü ağlamıştı babam
ilk defa dama kaçmıştı ağlamak için
Hayatta her zorluğu yenmiş olmasına rağmen
Bir söze yenilmişti
O sıra 75 yaşındaydı fazlada yaşamadı
76 altıyı gördümü bilmem
Çok, çok pişmandı
Keşke, keşke diyordu annem.