- 252 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
CANAVARDA - Küçürek öykü
Odanın içi ana baba günü gibiydi. Köylüler, kerpiç duvara yapışmış sert yün yastıklarına dayamışlar sırtlarını. Odanın içinde dolaşan gaz lambasının ışığı, köylülerin yüzlerini birer birer ziyaret edip zıplıyordu. Gaz lambası yorgundu, odanın bir kısmına yetebiliyordu. Işık ziyaret etmediği yüzleri canavarda bırakıyordu.
Gecenin bir vakti. Sırtlanılmış su bidonları. Hırsıza yakın ayak sesleri gececi hayvan seslerine karışıyor. Arada bazen önden açılmış çarığın içine bir taş ya da cam parçası. Bir ses yükselir içten “Yandııımmmm!”.
“Bu yıl tarlalardan gelecekleri unutun.” dedi ev sahibi. Gözleri canavarda kalan yüzlerdeydi. “Öyle olacak, öyle olacak.” dediler geriye kalan köylüler üzüntüyle. Tarla onların ekmeğiydi ve bu yıl ekmekleri kuruyacaktı.
Gecenin bir vakti. Sırtlanılmış su bidonları. Hırsıza yakın ayak sesleri gececi hayvan seslerine karışıyor. Arada bazen önden açılmış çarığın içine bir taş ya da cam parçası. Bir ses yükselir içten “Ahhhhhh!”.
“Ne ederiz bu yıl?” dediler canavarda kalanlar içlerinden. “En çok biz ne yaparız acaba?” dediler tekrar. Sahi, onlar ne yapacaktı? Kimin umurundaydı? Pencereden bazen hafif bir esinti oluşur, lambanın alevine dokunur.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.