- 340 Okunma
- 2 Yorum
- 3 Beğeni
İLK TÜRK HEMŞİRE
Hemşireler, görevlerini özveri ile yerine getirirler.
Hemşire desteği almadan, hiçbir doktor görevini tek başına asla yerine getiremez.
Hemşireler görevlerini yaparken asla; dil,din,ırk,renk,etnik köken ve hatta "cinsiyet ayırt etmezler", savaşlarda dahi yaralıyı asla düşman olarak görmezler.
Buna örnek olarak;
1853-1856 yılları arasında gerçekleşen Kırım Savaşı sırasında, Selimiye Kışlası’nın İngilizler tarafından hastane olarak kullanıldığı dönemi gösteren 1856 tarihli taş binaya, 1854’te kışlaya gelerek yaralı İngiliz askelerinin tedavisinde görev alan "Florence Nightingale " hemşireyi hatırlayalım.
Bizler sanırız ki;
Hemşireler sadece harici yaraların tedavisiyle uğraşırlar, oysa olay hiç de öyle değildir. Hemşireler, işine sevgilerini de katarak görev yapar, bir nevi dahili yaraları da sevgileriyle pansuman ederler.
Nasıl mı?
İşte örneği;
İlkTürk Hemşire Safiye Hüseyin Elbi:
"Harbi Umumide Reşit Paşa gemisindeydim.
Yaralı çoktu, hastalar yerlerde yatıyordu.
Başından ameliyat olmuş bir askeri şimdi de görür gibiyim.
Yarası çok ağırdı, saatleri sayılıydı artık.
Doktor her şeyi yapmıştı ama, iş işten geçmişti.
Yanına gittim, dudakları kupkuruydu. Can çekişiyordu.
Biraz su verdim, baktım alıyor, biraz daha verdim, kulağına "seni seviyorum gitme❤" dedim.
Kımıldamaya başladı, yüzüne bir tebessüm ışığı vurmuştu, ümitle koştum, süt tozu eritip kaşıkla yavaş yavaş içirdim.
Durumunun gittikçe düzelmeye doğru gittiğini görünce doktoru çağırdım.
Birkaç saat içinde ölümden hayata döndü.”
Yaralı hasta taburcu olup giderken hemşireye sorar;
Kulağıma "seni seviyorum gitme diyen kimdi, görmek, bilmek istiyorum, evli mi bekar mı?"
Hemşire;
"O insanlıkla nişanlı, bu sabah sen uyurken başka kulaklara;
"Seni seviyorum gitme❤sözünü fısıldamaya gitti..."
YORUMLAR
İnsan insan bukadar degerli bukadar anlamlı iste yureğinize emeginize sağlık