- 343 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
HAFİFTEN İNCE BİR YAĞMURLA…
Poyraz tüm keskinliğini hissettiriyordu dışarıda.
Koyu sık bulut tabakası arasından güneşin soğuk ışınları evlerin pencerelerine vuruyordu.
Rüzgâr sokakları kurutmuştu. Kiralıktı ay gecelere. Yol kenarlarına toplanmış kar birikintileri bu manzaraya eklenerek hava kış yüzünü gösteriyordu ve erken ayrılıyordu ondan aydınlık. Her yer bomboştu
Deniz ve gri gökyüzü kaynaşıp bütünleşmiş. Açılmış kanatlarıyla bir kuş derinliklere doğru uçuyor…
O, uzun zamandır burada. Yağmur öylesine yağarken, denizi izliyor Avucunda her çizgi tenha bir sokak. Yüzü bir sabah izinin üstünde dalgalanıyor. Gerçekliğin kasvetinden kurtaran bir senfoni gibi. Tek bir nabız atışı üzerinden içini, tam bir yaşam ve huzur efsunu gibi aktarabilmişçesine, o kısacık mutluluğu yakalar yakalamaz, tüm enerjisini yitiriyor.
Kafasından geçenler gerçekte bomboş anlamsız, dümdüz şeyler olabilir (-miydi?). Boş domino taşları gibi. Şimdi bir yaşamın ucunda duruyor. Tasarlayarak ölçüp biçerek kendisiyle
kendisinin arasında zamandan zehir damıtarak kendine katlanıyor, yarım kalmışlığı ile her şey sallanıyor içindeki salıncakta, çözülüp silinen sesler tekrarlanıyor ötede, boşlukta duvarlar oyuyor, şelalelerin ağzına çıkıyor. Ani bir fırtına her şeyi dağıtıyor Sonra daha neler neler…
Hayat böyleydi işte Biraz derinlik, biraz yok oluştan ibaret
Vücudun her noktasında, her bir parçasında beliren o en yüksek insan “kâmil insan ”ıstırabını taşıyor
…
Bir hüznün biraz daha hüzün oluşu gibi hafiften ince bir yağmurla, derin bir nefes alıyor, tekil bir nefes, ağzını korkunç bir çığlık atmak için açıyor ıslak bir hırıltı…
Anne göğsünde duldalanmış ılık soluğu alır gibi, zaten ölüm geçmemiş miydi içinden.
Diğerlerinin dediği gibi ”Hep ölüm vardı ”yazdıklarında ve şiirlerinde,
Deniz; ölüm rengindeydi/ maviyi anlarsın
Ölüm; deniz renginde / denizi anlarsın
FATMA LEYLȂ DENİZ 13/11/2020