EY ZAMAN BİLİYORUM DEVA DEĞİLSİN BAZI YARALARA
Çok ama çok uzun bir aradan sonra yeniden…
Nasıl başlamalıydı acaba? Hangi sözün hecesine, hangi cümlenin yüklemine yüklemeliydi tüm yargıyı?
‘’Yarıda kaldı şarkılar aman
Bu yaraya deva değil zaman
Ateş düştüğü yeri yakar
Bu düzeni bozuk dünya yalan…’’
Öyle miydi gerçekten? Zaman o yaraya ve hiçbir yaraya deva değil miydi sahiden? Yarım mıydı şarkılar? Çok bilinmeyenli bir denklemin cevapsız sorularıydı hepsi belki de… Ama ateş… Evet düştüğü yeri yakıyordu. Yaktı da…Kül edip geçti… Tam olarak oralarda bir yerde, o yangın yerinin küle dönmeye yüz tutmuş bir yerinde sevgi, aşk adına her ne deniyorsa yitip gitti. Bu bir kayıp mıydı yoksa bir vazgeçiş mi bilinmez. Anlamını yitirmek gibi de değil tam olarak. Ama nasıl denir, en iyi nasıl izah edilir sanırım hala kelimeyle ifade edilebilecek bir cevabı yok. Hala bazı tarifleri ifade edebilecek bir deyiş yok. Biliyorum, kelimeler o kadar güçlü değil… Belki bu veda o yüzdendi. Kelimelere bir sitem. Yazmak eylemini terk etme, yok sayma…
Geniş zamanla başlayan ve anlam bütünlüğünü korumayı bir türlü beceremeyip, birinci tekil şahısla devam eden, bir çok zamandan geçen uzun cümlelerim var. Neyse ki onlar hala var. Her şeye rağmen…
Aramızda upuzun cümleler, kimsenin bilmediği yazılar, yarım şarkılar ve artık çok uzun zamandır şehirler var… Aynı şehirde başlayan yolculuğun bambaşka yerlere uzanmış kolları gibi… Ve bir de zaman… O kahrolası zaman… Geri dönüşü mümkün olamayan mı dersin? Ya da der misin? Durup düşünmek isterim uzun bir tren yolculuğunda… Şimdi bilsen bunları… Kimbilir ,sen ne dersin…
Bir zaman bir noktaya varmak üzereyken, bir cümleye başlayacaktım ya hani; tam da orda vazgeçmiştim sonra… Yarım kalmıştı söylenecek ne varsa öylece… Hiç fark edilmedi biliyorum… Apaçıktı ki oysa ki… Öylece bitti... Dağınık ve kırgın… Yorgun ve yarım…
Sonra başka ihtimaller üzerinde düşünüp durdum uzunca bir süre… ‘’Vardı’’ dediler. Başka bir yolu vardı… ‘’Yoktu’’ dedim her defasında. Ya da yok saydım ,bilmiyorum…
Başka bir zamanda yeni yeni hikayelere yol almak için yürüdüm bir süre. Bir hikayede asılı kaldım… Yol bitti.
Bazı şarkıları dinlemekten vazgeçtim…
Bazı dizelere çarpmadan yürüdüm…
Bazı yalanlar dinledim…
Bazı insanlar tanıdım.(Ya da öyle sandım)
Bazı kararlar verdim
Başka ihtimaller olsaydı yürür giderdim…
Biliyorum ezelden ayrı yolumuz…
Zaman su… Fütursuzca akıp gidiyor. Aynı şarkının bambaşka sözlerinden geçip gidiyorum sonra:
‘’Hatıralar başucumda nöbet tutar gece gündüz
Düşlerim var benim, hayallerim var
Fikrim derya deniz fikrim geri getirir seni…’’
İşte burası tam da orası…
EY ZAMAN! BİLİYORUM DEVA DEĞİLSİN BAZI YARALARA…
Yarayla…Daima…