- 457 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
BUGÜN 1O KASIM
BUGÜN 10 KASIM
Dr. Sadık Özen
“En Büyük Büyük Türk Atatürk”ün, Türk Ulusu tarafından ölümsüzlüğe uğurlandığı gün bugün. Aradan tam 84 yıl geçti, Türk Ulusunun kalbindeki büyük acı dinmedi. 10 Kasım 1938 sabahı saat 9 u 5 geçe Dolmabahçe Sarayı’nda son bulan dünya yaşamı, Türklüğün en büyük anıtlarından olan “ANITKABİR”de manevi olarak “Ölümsüzlük” ile devam ediyor.
Üstelik O artık sadece Türkler’in değil, kendisini “Dünyanın En Büyük Devlet Adamı” seçen tüm dünya uluslarının da lideridir. Çünkü özgürlük ve bağımsızlık savaşının en büyük simgesi olmuştur. Yaktığı ve elinde taşıdığı bağımsızlık meşalesinin arkasından giderek bağımsızlıklarına kavuşan insanlar; bir taraftan kentlerinin meydanlarına heykellerini dikerek, bir taraftan da Anırkabir’i ziyaret ederek Atamıza olan sevgi ve bağlılıklarını sergiliyorlar.
Her geçen yıl Atatürk sevgisi katlanarak büyüyor. Diğer dünya liderlerinden bazıları bu durumu imrenerek bazıları da kıskanarak izliyor. Ülkemizi elimizden almak için gelen sömürgeci Emperyalistlere karşı bayrak açan, “Ya istiklal ya ölüm” diyerek ölümü ve göze alarak savaşarak düşmanlarımızı ülkemizden kovan ve dünyadaki en büyük bağımsızlık savaşını kazanan Büyük Atatürk’ün ölümsüzleştirilme nedeni işte budur.
Günümüzde ve çok yakınımızda yaşanan Ukrayna-Rusya Savaşı’nın ulaştığı boyutlar ile küçük bir kıyaslama yapıldığında; İngiltere, Fransa, İtalya, Yunanistan ve destekçilerine karşı verilen Kurtuluş Savaşımızın kazanılmasının ne kadar büyük bir zafer olduğu anlaşılacaktır. Bu savaşın arkasından Cumhuriyetimizin ilanı ve gerçekleştirilen devrimler ise Devletimizi ileri devlet kuruluşlarının en ön sıralarına taşımıştır.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk bunları sadece askeri dehası ve komuta yeteneği sayesinde ve tek başına yapmamıştır. Bunu yaptığınntarihi konuşmalarında kendisi de ifade etmiş bulunuyor. O, İlk olarak doğuşundan itibaren Türk varlığını, Türklerin niteliklerini, kültürünü, ilke ve inançlarını, ruhsal yapılarını, birlik ve beraberlik içinde oldukları zaman neler yaratabileceklerini ve yapabileceklerini en iyi şekilde incelemiştir. Bu saptamalardan sonra İlk olarak işe “Milli Birlik” in kurulması, sağlamlaştırılması ve güçlendirilmesi ile başlamıştır. Yurt içindeki etnik köken ve inanç ayrılıklarını ortadan kaldıran girişimlerde bulunmuş, kararlar almış ve yasalar çıkarmıştır.
Bugün; Kurtuluş Savaşımızın başlatıldığı yıllardaki kadar hassas bir dönemin içine gelmiş bulunuyoruz. Etrafımız, her yönden egemen güç sahipleri emperyalist devletler tarafından sarılmıştır. Bu durumdan çıkılmasının tek yol “Yurtta sulh dünyada sulh “ ilkesini benimsemiş olan Büyük Atatürk’ün yolundan gitmektir. İç ve dış düşmanlarımız tarafından yaratılan ve siyasi çıkar kavgalarıyla desteklenen ayrılıkçı - bölücü faaliyetlerle zaafa uğrayan Milli Birliğimiz ancak Cumhuriyetimizin temel ilkeleri ve devrimlerimize bağlı kalınarak yeniden kurulmalıdır.
Geleceğimizi tehlikeye sokan siyasi çıkar kavgaları, bireysel kazanma hırsları, bölücü ve ayrılıkçı tartışmalar, Cumhuriyet ve Devrimlerimize ters düşen bölücü ve ayrılıkçı görüş ve hevesler bir tarafa bırakılarak; Milli Birlik ruhu içinde elele verilmeli Atatürkçü düşünce ve ilkeler etrafında birleşilmelidir. İç ve dış düşmanlardan devletimizi ve milletimizi korumanın tek yolu bu olacaktır.
Haydi hep birlikte “Söz konusu vatansa gerisi teferruattır” diyerek yola çıkalım. Damarlarında Türk kanı taşıyanların yapmaları gereken budur.
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE !...
NE MUTLU ATATÜRK’ÜN ETRAFINDA BİRLEŞENLERE…