- 295 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Eğitimde Devrim Niteliğindeki Çalışmalar
Eğitimde Devrim Niteliğindeki Çalışmalar
Bu yazı ne ilktir ne de son olacak. Eğitim üzerine ömrüm oldukça yazılar yazacağım. 34 yıllık eğitim hayatımda edindiğim tecrübeleri paylaşacağım. Bu vicdani bir görev beni bırakmıyor. Eğitim üzerine düşünen biri olarak bunu bir dava olarak kabul ediyorum.
Yıllar önce öğretmenliğimin ilk zamanları bir ilköğretimde çalışıyorum. Eğitim üzerine kitap okuyor ve fikirlerimi arkadaşlarımla paylaşmak istediğim halde bunu tam anlamıyla başaramıyordum. Çünkü bu konuları kendine dert edinen yoktu. Herkes kendi keyfine bakıyordu ve daha fazla nasıl gelir elde etmenin peşindeydi.
Ben de düşüncelerimi bir deftere kayıt ediyordum. İlk olarak o defterde ilköğretimin birliği fikrine karşı çıkmış, 5 yıl olan ilkokulun 4 yıl olması gerektiğini düşünmüştüm. Çok iyi biliyordum ki 4. sınıfta öğretilen dersler 5. sınıfta tekrar ediliyor; bu da ileri zekalı öğrencilere bir işkence oluyordu. Şimdi bu düşüncelerimin gerçekleştiğini görerek seviniyorum.
Ayrıca yıllar sonra vardığım bir düşüncenin de gerçekleşir gibi olması, yöneticilerin bu konudaki kararlılığı beni ziyadesiyle memnun ediyor.
O zamanlar şöyle söylemiştim etrafımdakilere ve bunu da bir yazımda deklare etmiştim. Dershaneler birkaç ders ilavesi yapsın, liseler birkaç ders azaltsın, her iki kurumda diploma versin ve birbirinin eşdeğeri olsun, bu diplomalar devlet okullarındaki öğrenci sayısı normale insin. Böylece okullardaki eğitim rantabl bir seviyeye gelir.
İşte nihayet o noktaya geldik. Zaten yeni açılmakta olan etüt merkezleri dershanelerin anlamsızlığı ortaya koyuyor. Çünkü dersler okulda yapılıyor. Okulda dersi anlayamayan öğrenciye dershane de bir şey veremiyor. O öğrenciye gereken aynı konuların tekrarı değil, eksik kaldığı yerlerden destek verilmesiydi ve bunu etüt merkezleri yapmaya başladı bile.
Şimdi yapılması gereken üniversite giriş sisteminin değiştirilmesi. Bu da şimdi ortak sınavların sonucu öğrenci başarı puanıyla pek ala yapılabilir. Olayları yarı yüzeysel takip edenler gidişi göremiyor ve az akıllarıyla isyan ediyorlar. Ya da sırf çıkarları zedeleniyor diye feryat ediyorlar.
Sıra ikinci safhaya gelecek ve sınavlar açık uçlu olarak merkezi olarak yapılabilecek. Bu da eğitimde dönüşümün önemli bir adımı olacaktır.
Dershanelerin özel okula dönüştürülmesiyle, okullarda öğrenci sayılarının azalacak, okullarda öğrenci sayılarının azalmasıyla birlikte eğitimin kalitesi artacak, sınav sisteminin değişmesiyle düşünebilen, araştırabilen okuyan öğrenci tipine ulaşılabilecektir. Hatta eleştirebilen, tartışabilen, doğruyu eğriden ayırabilen, tahrikler kapılmayan, düşünmeden konuşmayan, açık sözlü, açık düşünceli kuşaklar yetişebilecek. Bu da 10 yıldır eğitimde yapılmayanları telafi edecek, devrim çapında bir değişim ve dönüşümün başlangıcı olacaktır.
Bu Başbakanın gizli ajandasıdır, işte deşifre ediyorum. O bu çağda uyuşturucu müptelası hedonist gençlik yerine milli ve manevi değerlere bağlı gençlik yetiştirmek istemektedir. Bunun için zor kullanmayacak batı uşağı, müstağrip yönetici ve elitlerin el birliği yetiştirdiği insana saygısı olmayan, her şeyi zevkten ibret gören, bu uğurda anne baba katili olmayı göze alan, kısa yoldan zenginleşmeci, gece ve gündüzünü zevk ve eğlence peşinde geçirmek isteyen x, y, ve z kuşakları yerine yepyeni bir kuşak, yepyeni bir nesil getirme peşindedir.
Bu nesil inançlı, vatansever, milliyetperver ve mukaddes değerlere bağlı, idealist bir nesil olacak, ’Asımın nesli nesilmiş gerçek, işte çiğnetmedi namusunu çiğnetmeyecek’ mısralarında ifadesini bulan nesil olacaktır.
Evet işte biz de diyoruz ki Necip Fazıl’ılın deyimiyle: "Mehmed’im sevinin başlar yüksekte
Ölsek de sevinin eve dönsek de
Sanma bu tekerlek kalır tümsekte
Yarın elbet elbet bizimdir
Gün doğmuş gün batmış ebed bizimdir.
Ahmet Kemal
________________________________________
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.