- 221 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Yalancı Bahar
Bölüm 1:
Yıl 1997
Baharın henüz ilk günleri. Her yer yemyeşil. Rengarenk çiçekler açmış dört bir yanımda. Laleler, Sümbüller, mor menekşeler. Cıvıl cıvıl kuşlar örtüşüyor. Uçuşuyorlar bir daldan diğer bir dala.
Sanki baharı ilk kez yaşarmışcasına, bıraktım kendimi doğanın ve zamanın akışına.
Nereden bilirdim bu baharın yalancı bahar olduğunu.
Nereden bilirdim bana tarifi imkansız ayrılıkları yaşayacağını.
Bölüm 2:
Kalbim ayrılığın o ilk esintileriyle çarparken. Uçsuz bucaksız denizlerin ortasında, idamına karar verilmiş bir mahkum gibi savrulup duruyorum oradan oraya.
Cevapsız kalan bütün sorularla birlikte, kaybolup gidiyor bedenim.
Çaresizliğin, yalnız kalmışlığın acısı tırmalıyor beynimi.
Nereye baksam hep onun hayalini görüyorum. Gözümün önünde hep onun yüzü. Duyduğum ses hep onun sesi. Nereye gitsem hep onun kokusu..
Çıldıracak gibiyim. Ben neredeyim Allah’ım kendimi bulamıyorum.
Yoksa, kalbimi kalbinde unutup giderken beni de mi götürdü?
Bölüm 3:
Seninle tanıştığımız o ilk günü hatırlar mısın?
Gözlerine ilk baktığım, ellerini İlk tuttuğum, seni sevdiğimi söylediğim o ilk ânı hâlâ hatırlar mısın?
Hatırlar mısın kırçiçeğim. Nasıl da heyecandan titriyordu bedenimiz.
Sanki o an dünyada sadece biz vardık. Sen ve ben. Bir de asla bitmeyeceğine inandığımız, o büyük aşkımız.
Sen, duygulu, sevecen ve çok güzeldin.
Ben se tüm kalbiyle, güzelliğine kapılıp giden bir deli aşık..
Bölüm 4:
Evet, aradan yıllar geçti.
Bilmem hâlâ eskisi gibi misin. Yine güzelliğin, zarifligin, sevecenliğin o ilk günkü gibi mi?
Hâlâ sımsıcak mı ellerin.?
Her yağmur yağışında seninle ne hayaller kurardık hatırlar mısın?
Şimdi yine o günleri düşünüp hayallere dalar mısın?
Yoksa, yoksa artık yağan yağmurun, beraber kurduğumuz hayallerin bir anlamı kalmadı mı senin için?
Hayır, inanmam buna. Sen bu kadar değişecek kız değilsin. İstesende degisemezsin kırçiçeğim..
Bölüm 5:
Dün sana benzeyen birine rastladım sokakta.
Heyecanlandım..
Koştum peşinden bilinçsizce. İşte o an hayatımın hayal kırıklıklarından birini daha yaşadım.
Şimdi neredesin, nerelerdesin? Niye hâlâ yoksun?
Uzun zamandır senden hiç haber alamadım. Oysa ki ben hâlâ seni yaşıyor ve seninle yaşıyorum.
Dinlediğim her şarkıda sen çıkıyorsun. Bütün ressamlar senin yüzünü çizmişler. Tüm işyerlerinde hep senin ismin.
Nereye gitsem, ne yapsam, ne yöne baksam hep sen çıkıyorsun karşıma.
Anladım. Senden kurtuluş yok...
Bölüm 6:
Zaman hızla ilerliyor. Ne seni unutabiliyor, ne de seni bulabiliyorum.
Dün bir dostumla karşılaştık sokakta. Konuştuk ayaküstü, şuradan buradan.
Sonra bana seni sordu. Sustum, cevap veremedim. Sanki konuşmayı unutmuşcasına sustum. Daldı gözlerim uzak bir noktaya. Seninle ayrılığımızı söyleyemedim ona. Dudaklarımdan dökülen tek kelime "iyi" olduğunu söylemek oldu.
Sonra eski günlerden konuştuk. Uzun uzun senden bahsettik.
Sanki hiç bir şey olmamış gibi. Hâlâ birlikteymişiz gibi mutluydum. Gözlerim dolu dolu oldu ayrılırken.
Sonra yine hüzün, yine yalnızlık.
Ve sensizliğin acısı çöktü kalbimin ta derinliklerine..
Bölüm 7:
Çok uzun zaman geçti aradan. Saçımızda aklar, kalbimizde hüzün. Asla hayattan umduğunu bulamamanın o korkunç hayal kırıklıklarıyla geçen uzun bir ömür.
Nasıl da kayıp gitti yıllar, ayaklarımızın altından.
Sen şimdi bir ucundasın dünyanın, ben bir ucunda. Ha şimdi düşeceğiz ha birazdan.
Zaten, nedir ki ömür dediğin. "Cam bir bardağın, bir anda, ellerinden kayıp, yere düşünce gelen kırılma sesinden ibaret değil midir yaşam"
Bizim sonumuz da böyle olmamış mıydı?
Sen şimdi ne alemdesin, neler yapıyorsun bilmiyorum.
Ama ben seni hiç unutmadım. Unutamadım Ayışığım...!
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.