- 309 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Tanıdığım Ünlüler ATİLLA İLHAN
ATİLLA İLHAN
Onunla tanışmam nasıl oldu? Sağ cenah gazetelerde boy gösteren, röportajlar veren bu şair epeydir ilgimi çekiyordu. Üniversitede öğrenciydim. Bu benim ikinci fakültem. Edebiyat merakım beni ilahiyat fakültesinden etmişti ama edebiyatla ilgimi hiç kesmemiştim. Hatta serbest meslek icra ederken bile edebi eserler okuyordum.
Bir anket yapmak düşüncesi doğdu içime, röportaja döndü bu düşünce. Bir sürü soru hazırlamıştım 100’ e yakın. Mukaddime ’nin doğuş nedenini; İbn-i Haldun dönemin önemli sayılan aydınlarına yönelik bir anketinin olduğunu öğrendiğim gün aklıma geldi bu düşünce. Ben de soruları önceden hazırladım.
O sıra yayınlanan bir dergide önemli bir görevde olduğunu öğrendiğim Atilla İlhan’ı aradım. İlk arayışım başarısızlıkla sonuçlanmış ama telefonunu elde etmeyi başarmıştım. Telefon ettim, dergi idaresinde buluştuk. Bir grup halinde oturuyorlardı. Soyadı benimle aynı bir bayan ve şimdi hatırlayamadığım birkaç kişiyle oturmuş, koyu bir sohbete dalmışlardı. Bir ressamdan bahsediyorlardı. Bu Türk Ressamın Fransa macerası söz konusuydu. Erkeklik organlarının resimlerinden bir sergi açmış Ressamımız. Sergiyi gezen bir gay Fransız eleştirmen Ressamı Fransa’ya götürüp orada tanıtmış ve meşhur etmişti. Sanatın, özellikle Batı sanatının bu derece adileşmesi midemi bulandırmıştı.
Aslında yazarın ‘’Hangi Seks’ adlı kitabını da yeni okumuştum ve zaten nefret ettiğim Batıdan büsbütün nefret eder olmuştum.’ Hangi Batı’ zaten sağcı yazarlarda okuduğum yazıların bir benzeriydi ve beni şaşırtmıştı. Şiirlerinden ’Mihrimah’ ve ’Sultanı- Yegah’ını da beğenerek ve ayrıca besteleyerek okuyordum.
Onun Divan Edebiyatı hakkındaki görüşlerini de pek beğeniyordum. Şiirlerinden başka romanları ve denemelerini de okumuştum. Hepsine öğrenci bütçemden ayırarak para ödedim ve kitaplığıma katmıştım.
Onları dinledim sessizce ve biraz da garip karşılayarak. Bana göre aralarında kadınların bulunduğu yerde bu tür cinsellik konularına yer olmazdı. Orada sözleştik ve belirlediğimiz vakitte o zamanlar taksimde bulunan bir kafede buluştuk. Şair bana orada demlik çay ısmarladı. İçerken sorularımı sordum. O söyledi ben yazdım Milli gazete başlıklı deftere. Soruları azaltmamı, daha basit ve sade hale getirmemi söylemişti. Ben de istemeye istemeye yaptım. Röportaj onun reklamına dönüşmüştü. Kullanıldığımı hissettim. O zamanlar adı geçen gazetede muhabirlik yaptığım halde bu röportajı yayınlamadım. Çünkü daha o günlerde aynı gazetede başka biri tarafından yayınlanan röportajla karşılaşmıştım.
O ara sıra kendisiyle görüşen arkadaşlarımıza röportajın akıbetini soruyordu. Ben de ;"o ölünce yayınlarım" diyordum. Sonra öldüğünü işittim ama ben kayıtlarımı kaybetmiştim. Hala onları bulup yayınlayacağımı umuyorum. Keşke kullanıldığımı düşünmeseydim de alınganlık yapmasaydım. En azından şimdi elimde olurdu.
Eserlerini hala okuyorum zaman zaman. Şiirleri başucu kitabım gibi. Şiirlerindeki cinsellikten hoşlanmıyorum. Okulda derslere götürüp getirdiğim halde öğrencilere okurken seçme yapmak zorunda olduğum şairlerden biri o. Cemal Süreya gibi sevdiği ama bu tarz şiirlerini öğrencilerime okumaktan utandığım bir şair .
Ahmet Kemal
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.