- 277 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ARAF
ARAF
Arafta kalmak: Açık ve net olarak diyebiliriz ki; iki arada, bir dere kalmak. İnsan aklı ile kalbi arasında gidip geliyor mu? Biraz havsalamızı zorlayacak olursak evet ikisi arasında gidip geliyoruz. Tam da bunu söylüyoruz. Kalp ve akıl değerleri arasındaki mesafe açıldıkça insan olmaktan uzaklaşıyoruz.
İnsan olmanın anlamı neydi? Güzel yaratılış ile yaratılmasıydı. Akıl ile de donatılmış olmasıydı. Zira bu iki temel değer kümesi, insan dediğimiz muazzam sistemin bütünlüğünü sağlıyor. İki nesne arasını ne kadar çok açarsan birbirine olan destek ve bütünlüğü o derece azalır. Köprüyü taşıyan iki direk arasındaki mesafe açıldıkça köprünün sallanması misali günümüzde kalp ile aklın uzaklaşması da ruhumuzu adeta sallıyor. Böyle olunca da gayri ihtiyarı: ‘’Günümüz insanı kalbi ile aklı arasında arafta mı kalıyor’’? Sorusunu Sormadan edemiyoruz.
Kalp Allah’ın mekânı, makamı ne dersek diyelim. Ruh diyelim, can diyelim hangisini dersek doğrudur. Kalp İnsanın mana alemini yönetir. Akıl ise madde alemimizi yönetir. İkisi bir bütündür. Kalp Anlam alanımızı, ruh, duygu şuur sezgiyi yönetir. İnanmak ve sezmek ister. Akıl ise zahiridir dokunmak ister düşünmek, bilmek ve anlamak ister. Bunlar aklın özellikleridir.
Kalp; gönül, ruh, duygu, şuur, sezgi ve anlam alanımızı, akıl ise mantık, kavrayış, zekâ, sayı, kural ve somut alanımızı kapsar. Kalp sezmek ve inanmak ister, akıl düşünmek, bilmek ve anlamak ister. Kalp hissetmek, akıl dokunmak ister. Kalp etik odaklı moral zekâ potansiyelimizi, akıl mantık odaklı zihinsel potansiyelimizi temsil eder. Kalp vermek, akıl almak ister. Akıl bazen verme tarafında olsa da daha fazla almak içindir. Sonuçta kalp mana, akıl madde alanımızı yönetir.
İnsanda akıl ile kalp değerlerinden hangisinin daha önemli ve belirleyici olduğu tarih boyunca tartışıla gelmiştir. Zira yeryüzündeki insan sayısı kadar farklı akıl ve kalp buluşması söz konusudur. Öyle ki akıl ve kalp bütünlüğündeki alaşım her bireyde kendisine has şekillenir. Bilgi çağının insanı, mutsuz ve uyumsuzdur. Çünkü kalp ve gönül değerlerinin yaşamımızdaki alanı daralmış, aklı tamamlama özelliği zayıflamıştır.
İkincisi ise insanın yaşamında aklın lehine genişleyen ve kalp değerlerinin daralmasının getirdiği ruhsal sıkıntılardan çok daha büyük ve daha derin ruhsal problemlere yol açacak düzeydedir. gönül tarafı zayıf bir akıl gibi, akıl tarafı zayıf bir kalp de eksiktir ve tamamlanmaya ihtiyacı vardır. Sağlıklı bir ruh hali için kalbin de düşünebilmesi, aklın da sevebilmesi lazımdır.
Akıl yeme, içme, korunma, barınma gibi günlük maddi bedensel ihtiyaçları gidermenin, kalp ise duygusal, sosyal ve ruhsal ihtiyaçların peşindedir. Akıl dokunabildiğimiz madde dünyasının kalp ise dokunamadığımız mana dünyasının peşindedir. Akıl madde ile kalp mana ile beslenir. Birbirini tamamlayan ve sonuçta bizi insan kılan bu bütünlük, dijital dünyanın ve sanal âlemin tahribatıyla birbirinden uzaklaşıyor. Ve günümüz insanı aciz bir görüntü veriyor
Akıl ve kalp arasında ARAFTA kalmak, bizi esasen cennetimiz olan diğer insanlardan, hakikatin peşine düşmekten ve anlam arayışından hızla uzaklaştırıyor. Unutmayalım ki doğrunun peşindeki akıl, güzelin peşindeki kalp değerleriyle taçlanır.
===================== ______AR_____========================
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.