- 761 Okunma
- 4 Yorum
- 1 Beğeni
DÜŞÜNEN İNSAN ANALİZİ.
DEĞERLİ ŞAİR VE DE YAZAR DOSTLARIM;
Düşünüyorum da, şimdiki aklım ile Ortaokul ve lise de okusaydım eğer,
mümkün değil okuyamaz, hatta okuldan kesin kez uzaklaştırılırdım diye düşünüyorum.
NEDEN Mİ? İŞTE CAN ALICI SORU BURASI.
KISACA ANLATAYIM.
Şimdi size aşağıda; Bize derslerde öğretilen şeyh Bedrettin isyanı nedenlerini ve de sonrasında şeyh Bedrettin’in kaleme aldığı Varidat KİTABINDAN alıntılar ekledim.
değerlendirmek size kalmış.
BİZE ÖĞRETİLEN: Şeyh Bedrettin İsyanı Nedeni
1416 yılında gerçekleşen ve Osmanlı Devleti’ni zor durumda bırakan Şeyh Bedrettin isyanının nedeni şunlardır:
Şeyh Bedrettin’in Çelebi Mehmed tarafından kazaskerlik görevinden alınarak, İzmir’e yerleştirilmesi.
Fetret Devri nedeniyle, Anadolu ve Rumeli’de yaşanan otorite boşluğu.
Ankara Savaşı sonrası bozulan ekonominin, halk üzerinde yaratmış olduğu olumsuz etkiler.
Aşağıda ise:
ŞEYH BEDRETTİNİN KİŞİLİĞİNİ YANSITAN
KENDİ KALEMİNDEN ÇIKAN ÖZLÜ SÖZLER.
Ölmezden önce ölmek, dünyanın zevklerinden ve hayvani hırs ve şehvetlerin den sakınmaktır. Onu yapabilen insan, şüphesiz ki; hakiki varlık ile birleşir. Ve sonsuz hayat ile diri olur. Ancak insanlar dünyanın bin bir türlü çekici ve aldatıcı zevkinden, çeşit çeşit yakıcı hırslarından ayrılmadıkları için buna gönül vermezler.
Allah Teâlâ, Kur’ân’da buyurmuştur ki: "Yağmur suyunu indirir ve onunla her türlü ürünü yemişleri yetiştiririz; ölüleri de bunun gibi diriltip, çıkarırız; belki bundan ibret alırsınız." Bu da iki çıkış arasında fark bulunmadığım gösterir. Kıyamet günü dirilen cesetle çürüyen vücut arasında hiç bir bağlantı bulunmadığına işarettir. Keza aynı şekilde yerde çürüyen ürünlerle yeni yetişen ürünler arasında bir bağlantı yoktur; sadece benzerlik vardır. Yüce Allah kitabında: "Ey insanlar! Sizin yaratılmanız ve tekrar dirilmeniz tek bir nefsin yaratılması ve tekrar diriltilmesi gibidir," buyurmuştur. Bu âyet, dünyanın üst ile altı ve görünen ile görünmeyeni bir kişiye benzediğine işaret ediyor. Nesnelerin çeşitli olması, tıpkı inşanı oluşturan üyeler gibidir. Nasıl ki üyelerin çeşitli olması insanın birliğini bozmuyorsa, nesnelerin çeşitli olması da dünyanın birliğini bozmaz. Zira dünya Hakk’ın görüntüsüdür. Bu işin temeli spor ve uğraşıya bağlıdır; sabit tutkularla ilgisi yoktur. Tutkulardan kurtulmak için harcanan çabalar çağ ve zamanlara göre değişebilir. Bundan dolayı da şer’î hükümler yasalar da değişebilir. Peygamberlerin hal ve tavırları bunun isbatıdır. Bütün peygamberler hak yolundadırlar; aralarındaki yolların farklı olması onları haksız gösteremez.
SONUÇ: BÖYLESİ BİR FİLOZOF İNSANI: ÇOCUK KANDIRIR GİBİ İSYAN NEDENLERİNİ GERÇEK DIŞI KARALAMALARLA KAMUOYUNA ANLATARAK
VE DE TARİH KİTAPLARINA KOYARAK GERÇEĞİ KAPATABİLİRMİSİNİZ? hayır diyorum.
ŞEYH BEDRETTİNİN KİŞİLİĞİ VE DE GERÇEK YAŞAM FELSEFESİNE DE HAKİM OLUNCA
İDAM EDİLMESİ TAM BİR FELAKET DEĞİLMİDİR SİZCE DE?
DÜŞÜNÜYORUM... O HALDE İNSANIM DEMEKKİ.
ALLAH HERKESE NASİP ETSİN
AMİN.
NİCE SAYGILARIMLA
YORUMLAR
Sayın Yazar;
Sosyal medyada bakıyoruz ki, herkes kahraman, herkes dürüst, herkes adaletli, herkes haksever, herkes zulme karşı... Oysa, olduğu gibi görünen küçük bir kesimi tenzih ederek söylemek gerekir ki, bu şekilde kendini tanıtan insanlar gerçek hayatında bambaşka birisi. Yani yazdıkları ile yaşadıklarının alakası yok. Mesela, üç kuruşluk menfaat için kırk takla atan adam, bakıyorsunuz sosyal mecrada paylaşıyor: "Rızkımı veren Hüdadır, kula minnet eylemem."
Bu olayla ilgili tarihi tartışmaya girmeyeceğim, çünkü tarih konusunda ilmi hiçbir araştırmam yok, hatta bu konuda yazılan eserler üzerinde bir inceleme dahi yapmadım. Bununla birlikte, yukarıda verdiğim örnekte de açıkça görüldüğü üzere; çoğu insanın yazdığı ile yaptığı, iman ettiğini bildirdiği ile amel ettiğinin arasında dağlar kadar fark var. Anlattığınız olayda da kişi kendini dünyalıktan uzak bir adem olarak anlatmış, ama gerçek hayatta nefsi kendisini kışkırtmış olabilir. Hani bazı insanlar tekliflere karşı istemem, yan cebime koy tavrı sergiler ya, o hesap...
Selam ile.
MÜSLÜM BAYRAM
sayfama renk kattınız.
kısaca değineyim; İsa'yı çarmıha geren zihniyet ne ise Bedrettin'i de aynı zihnin ürünü çarmıha germiştir.
selam ve saygımla
Hocam Merhaba
Anlamlı bir yazı kaleme almışsınız
Siyasi tarihin dünyanın her yerinde bıraktığı tortular, acılar var kuşkusuz
Ancak uygarlık, bilim, sanat ve düşünce tarihinin çağlar boyu aldığı farklı şekillerde dahi siyasi tarihin değişen dönemlerinin izdüşümünü görmek mümkün değil mi?
Dinsel düşünce ve sanat formlarıyla, modern düşünce ve sanat anlayışının hangi siyasi sistemlerin yükselişiyle paralellik arz ettiği bile bir vakıadır hani
Hani derim ki, siyasi tarihle medeniyet tarihinin saflaştırılması da yanıltıcı olur
Bazen insanlar şöyle der ya da o havayı estirir söz gelimi, siyasi tarihe hayır, uygarlık tarihine evet
Halbuki ikisi birbirinden bağımsız değil ki, düşüncenin, felsefenin, sanatın, edebiyatın çağlara göre gelişim çizgisi bile çağların politik/ideolojik kimyası ile at başı gitmekte
Aralarında belirgin bir çelişki, çatışma doğduğunda da farklı bir siyasal sistem yükselmekte
Demem şu ki, olay özünde Veli bir kişiyle devlet adamları olayı da değil
Bedrettin elbette sosyokültürel tarihte saygın bir kişilik, Çelebi Mehmet'in de Ankara savaşı sonuçlarına göre yıkılmakta olan bir devletin başına geçip, doğrulttuğu görülür
Devlette de sıkıntılar var, toplumda da
Devlet, o günün anlayışındaki devlet yıkılıp giderse toplum düze mi çıkacak acaba? Yoksa Bizans ya da Haçlı dünyası pusuda mı bekliyor?
Şöyle ki, Osmanlı çökse, Bedrettin hareketi muzaffer olsa bu acaba ahaliye yarar sağlar mıydı? Yoksa yeni, yepyeni yıkımlar mı gelirdi? Getirirdi?
Öyle ki, devlete karşı isyanlar ve sonuçları tarihsel gelişimin kapanmayan yarasıdır her dem
İster Osmanlı'da ister Cumhuriyet döneminde olsun, yahut dünyanın başka yerlerinde olsun hiç değişmez, detayları farklılaşsa, özü aynıdır hep
Sıkıntı sıkıntı sıkıntıdır, devletler adına da toplumlar, topluluklar adına da
Nihayet hocam
Mana yüklü, asla atlanmayacak önermelerle dolu bir yazı kaleme aldığınızı gördüm
Yüreğinize, emeğinize, kaleminize, kelamınıza bereket
Selam ve saygılarımla.
levent taner tarafından 31.10.2022 13:33:24 zamanında düzenlenmiştir.
MÜSLÜM BAYRAM
olaya adeta güneşi fener yapmışsınız değerli ozanım;))
sözün bittiği nokta bu işte
her daim üstatsınız.
saygılarım ve de hürmetlerimle
levent taner
Ozan olmak kim ben kim?
Teşbihte hata olmaz, eğer ben Ozon olsaydım, o delikle ozan olduğumu iddia edemezdim
Ki, o delikte Ozonun hiçbir kabahati olmadığı halde, insan varlığının ihanetidir malum
Tabi latife yapıyorum hocam, ama kendi halinde bir kalem sahibiyim ancak
Çalışmalarınızda başarılar dilerim
Selam ve hürmetlerimle.
MÜSLÜM BAYRAM
bu silinmedi henüz;)))))))
neden sildiler anlamadım
sormuyorum da merak da etmedim
tuhaf olan bu galiba
saygımla
levent taner
Siz yazmaya devam edin lütfen, bizde okumaya derim naçizane
Yüreğinize, emeğinize, kaleminize, kelamınıza bereket
Selam ve saygılarımla
Bedrettin isyanını bir çok kaynaktan okudum tarihimizin en ilginç olaylarından biridir. Bedrettini anlamak için kendisine bir takım sorular sormak gerekir ki ben kendisine şu soruları yönelttim baban kimdir kendisinin tarihe düştüğü nota göre Babası Selçuklu Sultanı II. İzzeddin Keykavus’un torunu olduğu söylenen Abdülaziz (bu bilgi şaibeli olmakla birlikte siyasi bir amaç için yakıştırılmışta olabilir). peki annen kimdir ?annesi ise Rum asıllı bir hıristiyan iken ihtida etmiş olan Melek Hatun ihtida sonradan başka bir dine geçenler için telafuz edilir. O günün coğrafyası çok çalkantılıdır taht savaşları ve fetret döneminin ağır koşulları anadolu insanını fakru zaruret kıskacına almıştır fakat Bedrettinin Rodos bağlantıları anne soyundan mevcudadını oluşturan dinamikler kendisini islam ve hristiyan kültürü arasında götürüp götürüp getirdiği de muhakkaktır.Muhakkaktır ki islamı tam anlamıyla öğrenmek gayreti içerisindeydi şam, kudüs, mısır, ahlat, mekke ve diğer islam beldelerinde sürekli olarak medreslerle tazim kültürü ile bilgi arayışı içerisinde bulunarak mevcut bilgilerini pekiştirmek geliştirmek için uzun uğraşlarda bulundu sonuçta simavi şeyhi olana dek islam ile hemhal olmaya gayret etti tüm eğitim ve donanım uğraşılarının sonunda islamda bahailik adı altında ayrı bir fırka oluşturdu ise de islam ilmini öğrendiği tüm otoriteler tarafından kurmuş olduğu fırka harici bir yol olarak görüldü ve bir nevi dışlandı. Bu bahailik neydi sonraları ayrı bir din olarak görülen bahailik asıl amacı islam ve hristiyanlığın birleşiminden doğan bir fırka iken sonrasında her iki din tarafındanda tehlikeli bulunarak redde maruz kalmıştır. Hristiyan camia demişken islamiyetten çekinen hristiyan ruhban sınıfı siyasal olarak zaten buhran içerisinde bulunan osmanlı devletini Türk ve Müslüman varlığını anadolu ve trakya topraklarından kazıyabilmek için Şeyh Bedrettine azami yardım ve lütuflarda bulunmuşlardır. Sonrasında Musa Çelebinin bahailik dinine ihtida etmesi Moğolların geri çekilmesinden arta kalan ve hatrı sayılır Moğol komutanlar Börklüce Mustafa gibi vb. saygın bir kaç aile mensubu da Şeyh Bedrettinin idaresi altına siyasal olmasa da manen girdiler ve büyük bölümü osmanlı topraklarında Aydın, Kütahya yöresi olmak üzere irili ufaklı ayrılıkçı direnişçi çatışmaların fitilinİ ateşlediler. Akabinde Çelebi Mehmetin müdahalesi ile büyük bir ayrılıkçı akımın faaliyetlerine çetin çatışmalardan sonra son verilebilmiştir. Hristiyanlığa yakın görülen öğretilerinden ötürü savaş meydanında öldürülemeyen ve teslim alınan direnişçiler ise tarihte ilk defa bir islam coğrafyasında çarmıha gerilerek öldürülmüşlerdir. Bahailer için Edirne şehir mezarlığında ayrılmış bir bölüm bulunmaktadır. Kimi tarihçilere göre bilinenin aksine Şeyh Bedrettinin uğraş ve öğretileri İslam dininin dinamiklerinden çıkan ve insanların dinden uzaklaşmaları vesilesi ile yeniden irşat tedrisat ve ihlasa yönelişin gerekliliğinin aksine islam dini kullanılarak bahailik dini altında bir ön hirisiyanlığa yelteniş olarak görmektedirler. Günümüzde Badrettin isyanı bazı çevrelerce non kapital karşıtı eylemlerde örnek ve adres gösterilse de islam yaşam biçimi gerçekten irdelendiğinde nüvesinde sosyalizm veya kapitalizimle ölçüştürülecek veya birlikte anılabilecek her hangi bir kategori bulunamaz zira bizati olarak inananların Resulu Hz Muhammed vefat ettiğinde değerli mahdumeleri Hz Fatıma,Hz. Ali'nin eşi babaları Hz.Muhammet'e intikal eden tarlalardan ve meyve bahçelerinden ısrarla pay istemişlerdir. Hz. Ali'ye ise Hz Muhammet'in hayvan sürüleri mal olarak rücu ettirilmiştir. Kısacası malın miras intikalinden dolayı İslamda özel mülk edinme hakkı vardır oysa bazı tarihçiler Şeyh Bedrettinin Mülk mahrumiyetini savunduğunu üzerini çizerek belitirler. En içten saygılarımla
Mücrimi tarafından 25.10.2022 16:11:05 zamanında düzenlenmiştir.
MÜSLÜM BAYRAM
1400 yıllarında aşağıdaki söylevi bu gün ben söylesem beni de bu düşünce anlayışı ile yargılarsınız. olay çok net.
böylesi yüce bir insanı asmak bi yana baş tacı yapmak lazım
saygımla.
Ölmezden önce ölmek, dünyanın zevklerinden ve hayvani hırs ve şehvetlerin den sakınmaktır. Onu yapabilen insan, şüphesiz ki; hakiki varlık ile birleşir. Ve sonsuz hayat ile diri olur. Ancak insanlar dünyanın bin bir türlü çekici ve aldatıcı zevkinden, çeşit çeşit yakıcı hırslarından ayrılmadıkları için buna gönül vermezler.
Ey insanlar! Sizin yaratılmanız ve tekrar dirilmeniz tek bir nefsin yaratılması ve tekrar diriltilmesi gibidir," buyurmuştur. Bu âyet, dünyanın üst ile altı ve görünen ile görünmeyeni bir kişiye benzediğine işaret ediyor. Nesnelerin çeşitli olması, tıpkı inşanı oluşturan üyeler gibidir. Nasıl ki üyelerin çeşitli olması insanın birliğini bozmuyorsa, nesnelerin çeşitli olması da dünyanın birliğini bozmaz. Zira dünya Hakk’ın görüntüsüdür. Bu işin temeli spor ve uğraşıya bağlıdır; sabit tutkularla ilgisi yoktur. Tutkulardan kurtulmak için harcanan çabalar çağ ve zamanlara göre değişebilir. Bundan dolayı da şer’î hükümler yasalar da değişebilir. Peygamberlerin hal ve tavırları bunun isbatıdır. Bütün peygamberler hak yolundadırlar; aralarındaki yolların farklı olması onları haksız gösteremez.
ATİK Sinan
Aslında öğretilende de bir hata yok. Otorite boşluğu olan bir yerde ekomik kriz yaşanır. Ekonomik kriz varsa halk da açlık, huzursuzluk, öfke vs gibi gibi duygular hakimdir. İşsizlik ve çaresizlik, adaletin işe yarayamaz hale gelmesi, ordunun bölünmesi gibi durumlar hep otorite boşluğudur. Halkın isyan etmesi ve erkin de hakimiyeti kaybetmemek adına yaptığı yıkıma da düzeni sağlamak denilebilir. Otorite boşluğunda yasaklar artar, devlet eli ile şiddet artar, korku psikolojisine ihtiyaç duyulur. Devletin organları halkın ihtiyaçlarına yönelik görevlerini yapamayacak duruma geldiğinde iç karışıklık kaçınılmaz olur. Aslında alt metinlerde bunlar yazıyor.
:))
“Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine...”
N.H.
Sevgilerimle...
MÜSLÜM BAYRAM
ne diyor Bedrettin:
''Ölmezden önce ölmek, dünyanın zevklerinden ve hayvani hırs ve şehvetlerin den sakınmaktır'' aslolan diye isyan ediyor, zevki sefada olan idareye. asıl dert bu.
devleti yönetenlerin her devirde yaptığı bahaneler gibi;))
tıpatıp günümüzde de yaşanmıyor mu?;))
eleştiri getirenlere ne deniyor? burada söylemeyeyim çok ayıp reklama girmesin ;))
sevgiler saygılarımla
MÜSLÜM BAYRAM
Den(iz)
Şaka bir yana paylaşım için teşekkür ederim.
MÜSLÜM BAYRAM
Bu söz dahi idama yeterli değil mi? bizde neler yazmışız
ben teşekkür ederim
sevgimle.