- 167 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
EPİKUROS.
EPİKUROS KİMDİR?
Epikuros (MÖ 341-271), felsefe tarihinde daha çok belli bir yaşam tarzının savunucusu olan bir ahlakçı olarak bilinir ve insanın hayat boyu yaşadığı sıkıntılarla ilgilenmiştir. Epikür’e göre felsefenin amacı mutlu ve huzurlu bir hayata erişmektir.
Epikuros’a göre ölüm korkusu insanın en büyük sorunuymuş gibi yaşanmaktadır. Yani insanlar ölüm korkusu ile hayatlarını geçirirler. Bu da gereksiz kaygıya ve bulantıya yol açar. Ölümden korkan insanlar kaygı, sıkıntı ve bulantı ile bencil ve korumacı hareketlere yönelirler. Ölümden korktukları için kötülük yaparlar, iki yüzlü davranırlar. Epikuros’a göre ölüm bedenin sonudur, ruhun değil. Tanrılar da öyle günlük işlere karışan, cezalandıran varlıklar değillerdir. Hayatı korkuyla geçirmek için bir sebep yoktur. Yalnız Epikür ahlak dışı davranışı ve kötülüğü serbest bırakıyormuş gibi anlaşılmasın. Ona göre etik davranmamak(toplumun kurallarını hiçe saymak) suçluluk duygusu ve iç huzuru bozacak sıkıntılar yaratır. Etik kaçınılmazdır.
Dinginlik ve huzura önem veren mutluluk anlayışı Stoacılık ile benzer görünse de Stoacıların da Platon gibi metafizik unsurlara dayanması, özellikle de evrensel logos adını verdikleri tanrıyla uyumlu yaşama öğretileri Epikür’e terstir. Uyumlu yaşanacak bir şey varsa önce zihin, beden ve sosyal çevre olmalıdır. Bu düşüncesiyle, Atina’nın hemen dışında aldığı bahçeli ev “bahçe” adıyla bilinir ve takipçileriyle felsefesinin merkezidir. Platon’un Akademi’si, Aristo’nun Lise’sine, hatta Stoacıların stoadaki okullarına nazaran Epikuros ev yaşantısı ile iç içe bir ekol oluşturmuştur. “Bahçe” Epikurosçuluğun sembolü olmuştur.
Epikuros hazları kabaca statik ve kinetik olarak iki bölümü ayırır statik hazlar insanı mutluluğa ulaştıracak zihinsel tinsel hazlardır. Kinetik hazlar ise daha yoğun yaşanan bedensel ve gelip geçici hazlardır. Bedensel hazlar hiçbir zaman tam olarak tatmin edilemez bu yüzden bedensel haz peşinde koşanların doyumsuz kalması ve acı çekmesi kaçınılmazdır. Epiküros’a göre temel erdem bilgeliktir çünkü bilge insan, kendi doğasının ihtiyaç duyduğu en azı belirleyebilecek ve bu ihtiyaçları kolaylıkla karşılayabilecek olan insandır. Bu ihtiyaçları karşılanmış insan ruh hali dengeli bir insandır yani ruhsal sükûnete ulaşmıştır.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.