Güzel konuşma, ruhun somut varlığı reddedici tiksintilerden kolaylıkla çekip çıkarıveren hafif, tüysü bir yumuşaklığa sahip, hatta gökyüzünde ki mavi boşlukta kanatlanıp uçan bir kuş kadar özgür olma rahatlığının sevincini hissettiriyor insana.
Dilin ustalıkla kullanılabilmesinin sonucunda insanın
elde edemeyeceği bir şey yok gibi.
-Bunun bir sanat olarak kabul edilmesi ve işlenmesi, kişinin özünde ki en hızlı akımı ve bunun sonucunda da istenenin ele geçmesi.
-Kimbilir nice insanın nice insanı salt dilini kullanamaması yüzünden yitirdiği olmuştur. Yine kimbilir nice insan, dili güzel kullanması sayesinde nelere sahip olacaktır. Akılla teğet olan dil yeteneğine ,yaşanan olaylardan edinilebilecek tecrübelerin artı katkılarıyla yeni ve farklı kazançlar bulunacak şekilde konuşmak, alışkanlık haline getirmeye çalışılırsa, bilinenden de öte aşamalar sağlanır. Zıt görüşte ki insanların konuşmalarında, taraflardan birinin karşıda ki kişiye göre bir dili seçmesi ise, konuşulan konuda varılacak olumlu sonuca yardım etmiş olur.
-Sözümüzü sevgili- GOETHE ile tamamlarsak- "Söyle bana, ne yapsam da bende öyle güzel konuşabilsem? çok kolay, yalnız içinden gelsin yeter!" der.

HAFTALIK
POLİTİKACI MI YOKSA BİR BİLGİN Mİ?
Yaşlı bir kadın Kremlin’e giderek Gorbaçov’la görüşmek istediğini söylemiş.
Önceleri kadını uzaklaştırmak istemişseler de , sonunda razı olmuşlar.
Gorbaçov, kadına ne için görüşmek istediğini sormuş.
Bir konuda beni aydınlatmanızı istiyorum diyen kadın. Sorusunu Gorbaçov’a
yöneltiyor. "Kominizmi kim icat etti? Politikacının biri mi, yoksa bir bilim adamı mı?"
Garbaçov cevap verdi. "Politikacının biri"
Kadın, "Tahmin etmiştim doğrusu" demiş. "Eğer bir bilim adamı olsaydı, önce farelerin
üzerinde denerdi." [GÜNAYDIN GAZETESİNDEN ALINMIŞTIR]

ARŞİVDEN: SARAY’A HİZMET SİYASİ BAĞIMSIZ GAZETE 15 HAZİRAN 1994 SAYI: 1320