- 305 Okunma
- 3 Yorum
- 4 Beğeni
Asıyorlar et pazarında insanları
“Asıyorlar...
Şıkır şıkır lambaları yanıyor
İçimde dokunsal bir sızı
Asıyorlar et pazarında insanları
Oysa şıkır şıkır yanıyor lambalar, insanlar...”
Aslında yaptığımız tek şey anlamsızlıklar içinde bir anlam bulma telaşı. Rutine bağlanmış hal hatırları ile iyiyim diye geçiştirilen acı yoğuntuları. Gamsızlık denilen olgunun yakamıza iliştiği esmer günlerden geçerken bir Gülten Akın tasviri düşer dilimize, "beni sorarsan kış işte" öyle bir sahicilik vardır ki cümlenin öznesinde kışı yaşarsınız Ağustos güneşinde. Karışmasın aklınız on üç Aralık sehpanın notu (Erdal Eren) hava henüz soğumamıştır. Ve sonra ekler İbrahim Karaca, “asılırken hava soğuk olmasın" demiş Hıdır, “korkudan titriyor sanmasınlar…"
- Yağmur yağıyor
- Soğumuyor ki yüreğim
- Soğutma zaten
- Sen hiç gitme hep kal böyle
- Hiç kimse kalmaz böyle evrilir insan
- Ne var kalsan
- Bırakmazlar, acıtırlar...
- Acımaz ama seni acıtıyorlar ya işte o an ölüyorum
- Ölme! Kim anlatır sonra; beni bırak herkesi, ya sana beni, seni kendine...
- Çay içelim
- Boş ver sigara yaktık
- Zaten onun için yaktım
- Ölme be!
YORUMLAR
Oyuncular eski, lanetli.
Kurbanlar değil.
Beni vuracaksa arkadaşım vursun dilerim.
Bir orman gibi kardeşcesine olmalıydık.
Evet göğsümüzde lânet uçurduk geldi aynı yere kondu.
Vuran da bizdik, vurulan da, ölen de bizdik, yaşayan da.
Kaan ali kolcuoğlu
Kaan ali kolcuoğlu
"Bir gün gözlerimin ta içine bak
Anlarsın ölüler niçin yaşarmış"
Sezai Karakoç'un ölümsüz eserinden bir alıntı ile sadece "Merhaba" demeye geldim güzel insan...
Paylaşımların zamanım oldukça okunuyor, bilmeni istedim.
Sevgiyle ve güzelliklerde kal...