- 236 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
TESLİMİYETİMİZ NEREYE KADAR
Teslim olmak, dil ile söylendiği kadar kolay değildir. ‘’Umurun teslim et bir pire, müdavim ol kapısında, hakkın rızasını dile. Mademki maksat Allah’tır. Madem ki maksat İslam’dır. Umurun teslim etmezsen hasıl olmaz. Müslümanım diyen herkes bu düşünceye, sonsuz iradeye inanacak ve güvenecek ki; o sonsuz irade onu boş bırakmasın. Özünü teslim et kapısında bekle, maksadın mutlaka hasıl olacaktır. İnananlar ona güvenecek ve ona dayanacak. Hatta Allah’ın iradesine teslim olmak gibi bir mükellefiyetimiz var.
Bu mükellefiyetin gereğini dil ile ikrar kolay da bunu bir şuur, bir hal, bir meleke olarak gönlümüzde yaşatmak o kadar kolay değildir. Bugün insanların teslimiyeti paraya, mala, mülke, makama, mevkiye olduğu için, bu zamanda umurun teslim etmek dahada zorlaşıyor. Böyle bir pratiğin sebep ve sonuçlarıyla açıklamanın yaygınlaştığı bir zamanda, bütün bu zihinsel engelleri aşıp kendini hakikate, o hakikatin seyrine, yani kadere ve kazaya teslim etmek çok daha zor.
Size bir sır vereyim mi? Allahtan izinsiz saman çöpü bile deprenmezmiş, deprenirse de Allahlın izniyle deprenirmiş. ’’Tabi kî din akıllı insanlar içindir’’. Aklı olmayanın mesuliyeti de yoktur. Öyleyse her işimizi tedbiri alıp işi gereğine göre yapacağız. Her şeyin sonucunu hemen o ana göre yorumlamamak lazım. Karşılaşılan her şeyi oturup düşünmemiz gerekir. Eğer İslam’ın en büyük kalelerinde birisi her şeye sabırsa. Başımıza bir iş geldiğinde, Hele birde moral biraz bozulursa, enemizin hat safhaya geldiğinde sabretmek gerekir.
Her akla geleni yapmamak, her ağza geleni söylememek gerekir. Zahiren ve ruhen sabır kapısına sığınıp tevekkülü şiar edinmek gerekir. hepimiz dile getirmesek bile, ‘neden ben, neden biz’ isyankarlığı içimizde kendine bir yer bulabiliyor. Muhasebesini iyi kötü yapabilenlerimiz teslimiyetini gölgeleyen bu cılız ya da gür isyanı tespit edebiliyor, kendini suç üstünde yakalayabiliyor. Belki bu muhasebesinin neticesinde donanımını arttıran da oluyor. Bildiklerimizin amili olalım ve ona göre hareket edelim. ‘’İlimden bil garaz her bir cihetle amil olmaktır’’. İslam adına bildiklerimizle amel etmemiz gerekiyor . Teslimiyette bir emirdir. Teslim olmak, kadere rıza göstermeyi icap ettiriyor. Bütün bunları iç dünyamızda doğru yerlere koymak için, konuştuğu ve ikrar ettiği şeylerin hakikatine dönük bir tefekküre sahip olmalı insan. Yoksa imana müteallik konularda konuştuğumuz her şey dilimizdeki bir tekerlemeye, bir kuru ezbere dönüşüyor. Hüküm Allah’ındır. Hüküm Allah’ın ise uymak itaat etmek gerekir buda insanlara itaati reddeder.
Bu, insan ile Allah arasında ve dolayısıyla insan ile insan arasında yeni bir münasebet teşkil etmektedir. Onun için kaderi kabul etmek kendini en büyük ölçüde hür hissetmektir. Bu öyle bir hürriyettir ki, kaderi yerine getirmekle, onunla ahenk içinde olmakla kazanılır. Mücadelemizi vereceğiz ama makul ölçüler içinde, akıbetinin elimizde olmadığını bilerek yapacağız. Bize ait olan, gayret etmek, uğraşmaktır; netice ise Allah’ın elindedir” bir insanın hayatı sadece dış dünyada yaşadıklarından ibaret değil, hayatımız iç dünyamızda olan bitenleri de kapsıyor. Teslimiyet konusunda zihinsel ve duygusal olarak ayağımızı bastığımız yer, dış dünyaya verdiğimiz tepkileri de belirlediğinden fazlasıyla önem taşıyor. Burada eksik bıraktığımız şeyin, içimizde hayatiyet kazanması, bir idrake, bir irfana dönüşmesi.
İnsan bedeni ruh ayrılınca anasıra dönüşüp yok hükmündeyse kavramalarımıza bir ruh giydirmezsek onlarda yok hükmündedir. içi boş bir kabuğa, sürekli tekrarlanan ama hayatımız için bir mana oluşturmayan kuru bir ezbere dönüşüyor.
Bir defa muhabbet edip sözümüzün ne nereye vardığını, nedenlerini hesaba katmazsak bir anlam ifade etmez. Bir itminan, bir tevekkül, bir rıza, bir sürur ortaya çıkmaz. Bu olmadığı için de teslimiyetin en gözle görülür belirtisi olan huzur içimizi yurt tutmuyor. Teslimiyet sınırlarımızı iyi belirlemek lazım. Noktalayacak olursak: ‘’Teslimiyetimiz nereye kadar’’
’’Muhammed’den muhabbet oldu hasıl, Muhammed’ siz muhabbetten ne hasıl.’’
================================AR===========================