makbule teyze
ne bitmez bi gündü
sanki güneşi ben taşıdım battığı yere dek
bilerek ya da bilmeyerek..
...
nihayet akşam oldu
-da ne oldu sanki
yine gün doğup
sabah olacak
her şey bilindik
herbişey bulunduk
hariçten gazel okumak gibi güze
....
mevsimler hiç şaşmıyor
iklim değişse de
gün boyu mızmız bi çocuk vardı içimde
naz eden bi kadın
ikide bir
üç tıp
...
neyse ki vakit bulabildi zaman, aşıma uğramadan
dar alanda kısa paspas
uzun uzadıya kapılar
eşikler
kapı zili guguk kuşu olan bir evim say
mahalle baskılı tişört var üzerimde
sen sevim teyzelerdesin
komşumuz hep makbule
ne bitmez bi gündü
sanki güneşi sen doğurup
ben taşıdım gün batımına dek
bilerek ya da bilmeyerek
YORUMLAR
yarın yine düne uyanmış gibi uyanılacak ve hatta sanki hiç uyumamış gibi olucak
"bugün günlerden ne?" diyeceksin ve hatta aylardan, mevsimlerden....
belki de yılı düşüneceksin başını kaşıyarak...
velhasıl uzun söze ne lazım
hayat kısa su gibi akıyor zaman...
sevdim makbule teyzeyi:)
fransız
ilk on yaş yüzyıl gibi mesela
Ayşenur Çiftçi
"bi onsekiz olsam" cümlesinin sonuçları bu :)
zaman dediki bize "hadi bakalım onsekiz oldunuz, tutun bundan gerisini tutabilirseniz:)
fransız
tek haneden çift haneye geçiş sendromu
hani ölenlerin çoğu çift hanedeyken ölüyor ya o sebepten
hala ölmediğime göre gereksiz bir korkuymuş :)
Ayşenur Çiftçi
anne baba ve kardeşler olarak çekirdek aile yaşadım çocukluğumu. akraba filan uzaklarda olunca bizi ölüm olgusundan uzak büyüttüler demekki.
on yaşında ölümü bilmek mi bilmemek mi iyi bilemedim :)