- 240 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KRAL ÇIPLAK
Her insan yaptığı seçimlerin, uyguladığı davranışların sonucunu yaşar.
Bazı yanlış seçimlerin de telafisi mümkün değildir Ömür boyu ahh çekmemize neden olabilir.
Seçimlerinmzi yaparken enine boyuna iyice düşünmeli, hatta kılı kırk yarmalıyız.
Bu kişisel seçimlerde de, toplumsal seçimlerlerde böyledir, değişmez.
Kişisel seçimlerin en önemlileri iş ve eş seçimidir.
Sevdiğimiz işi seçersek hem işimizde çok verimli, hem çalışırken çok mutlu olur, zamanın nasıl geçtiğini bile anlamayız.
Eş seçiminde de fiziksel güzellikten ziyade aynı yöne bakıyor muyuz, dürüst mü, kendisine ve başkalarına karşı saygılı mı, güvenilir mi, düşüncelerimiz uyuşuyor mu, hoşlandığımız ortak konular çoğunlukta mı, akıl ve zeka yönünden denk miyiz...gibi özellikler önemli olmalıdır.
Şimdi de gelelim toplumsal seçimlerimize;
Bunların en başında da ülkemizi yönetecek kişiler geliyor.
Yine bu kişilerde de arayacağımız em önemli özellik güvenilirlik, ülkemizin kurucusuna, ilke ve inkilâplarına bağlılık, mütevazilik, çalışkanlık, eşitlik duygusu...gibi özellikler olmalıdır.
Peki liderleri bizler mi seçiyoruz, yoksa satın aldıkları delegeler mi?
Vekillerimizi de parti liderleri aday gösteriyor, bizler de tıpış tıpış sandığa gidiyoruz.
Isterseniz ülkenin en zeki, en akıllı, en çalışkan, en dürüst... Boğaziçi Universitesini birincilikle bitirmiş insanı olun, paranız yoksa eğer bırakın vekil olmayı aday bile olamıyorsunuz.
Sonra da bunun adı seçim oluyor.
Bu şekilde gittiği sürece bu ülkenin ilerlemesi mümkün mü?
Atatürk ilke ve İnkılaplarının izinden yürüyen bir tek parti gösterebilir misiniz bana?
Hepsi de kendi menfaatlerinin peşine düşmüş, birbirinden türbanlı ve tarikatçıların oylarını kapmak için yarışa girmişler.
Hadi diğerleri neyse de , Atatürk ’ün kurduğu partinin lideri ve vekillerinin bu tür oy kapma yarısını asla içime sindiremiyor, asla kabul etmiyorum.
Bu düpedüz ATATÜRK’E ve millete yapılmış ihanettir.
ATATÜRK sadece yedi düvele karşı değil, "din elden gidiyor" diyerek isyan çıkarıp işgal kuvvetleriyle birlik olan dincilere karşı da verdi kurtuluş savaşını.
Dini kaldırma konusunda en yakın arkadaşlarını bile ikna edemeyince de, "türkçeye çevirteceğim ve Muhammedin yalanlarını herkesin öğrenmesini sağlayacağım" diyerek kendi parasıyla Türkçe kur’an mealleri bastırıp dağıttı halka. Diyaneti de gerçekleri halka anlatması için kurdu, ama ömrü yetmedi sonucunu görmeye.
Kendisinden sonra gelenler de ne anladılar, ne de halka anlattılar gerçekleri.
Belki de anladılar da işlerine gelmedi.
Ku’ran mealini okuyup sorguladıktan sonra şu cücük aklımla ben bile inanmıyorsam tanrı tarafından indirildiğine, süper zekalı Atatürk nasıl inansın ki? Resmen sömürü düzeni, erkek saltanatının adı din olmuş, aradan 1400 sene geçmiş olmasına rağmen insanlar hâlâ anlayamamış, ilkokul mezunu sümüklülerin peşinden gider, siyaset ve ticaret aracı olarak kullanır olmuşlar. Senelerce haçlı seferleri devam etmiş, adı müslüman olan ulkelerde hâlâ kan gövdeyi götürüyor, dinciler ülkeleri soyup soğana çevirmiş, kendileri saraylarda sefa sürüyor, asgari ücretle karnını bile doyuramayıp da açlıktan nefesi kokanlar da dindar diye onları alkışlıyor.
Ben de bu durumun içinden bir türlü çıkamıyorum. Ne aklım, ne mantığım, ne hafızam alıyor.
Bana göre türban siyasi bir simgesidir. Resmi dairelerde serbest olması bile sakıncalıdır. Bir de yasalaşması felaketimiz olur.
Ben mahkemelik olsam da,davama bakan hakim türbanlı olsa, hakkımda doğru karar verecek olsa bile içimde bir kuşku olur, önyargı oluşur, türbanlılar da başı açık hakim için aynı şeyi düşünürler. Tüm meslekler için bu böyledir. Toplumu ayrıştırmanın, birbirine düşürmenin en tehlikeli yoludur resmi dairelerde takılan türban. Dışarıda kim nasıl giyinirse, ne takarsa taksın, kendisine yakıştırıyorsa eğer isterse çuvala girsin, kimseyi ilgilendirmez.
Hele bir de kara çarşaflılar, ellerinde eldiven, gözlerinde gözlük, kadın mı, erkek mi, hırsız mı, uğursuz mu belli değil. Canlı bomba olsa kimsenin ruhu duymaz, başkasının yerine sınava girse kimse anlamaz. Birisinin kimliğini çalıp bankadan hesabını bile boşaltabilir.
İnsanın içtiği su, ürkütüğü kurbağaya değmeli.
CHP, başkalarından helâllik isteyip de oy toplama derdine düşeceğine, bu tür davranışlarından dolayı kendi seçmenini kaybettiğini bilmeli, bizlerden özür dileyerek kuruluş ayarlarına geri dönmeli. İçindeki hainleri temizlemeli, halkı örgütlenmeli, her mahallenin örgütlü ekibi olmalı, ev ev,kapı kapı dolaşılarak ATATÜRK ve insan uydurması dinler halkımıza anlatılmalı.
Sayfadaki arkadaşlarımın bir kısmı bilirler;
Daha Kılıçdaroğlu yeni genel başkan olduğunda CHP kadın kollarında çalışıyordum ben, bulunduğumuz yerde bu anlattıklarımı uygulayarak senelerce üçüncü sıradaki CHP’yi birinci sıraya taşımıştık. En son belediye seçimlerinde de 71 sene sonra CHP’’li, genç, dürüst ve çalışkan bir Belediye Başkanımız oldu.
Daha seçimlere çok var ve hiç de zor değil bunları yapmak. Yeter ki güven versinler millete, bu milletin vatanı için yapamayacağı şey yoktur.
HELE ATATÜRK ASKERLERİNİN ASLA.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.