- 380 Okunma
- 5 Yorum
- 1 Beğeni
Hayat Kısa, Yollar Uzun
Bir insanın evinin iş yerine veya okuluna uzak olmasını anlayabilirim belki tercih meselesi belki de şartlar gereğidir. Peki ikamet ettiğiniz binanın kapısından, daire kapınıza gidişiniz de maceralıysa ve mesafesi uzunsa buna ne demeli? Cevap vereyim : "Kendim ettim, kendim buldum".
Gözü yükseklerde bir kişiliğim yok. En tepede ben olmalıyım, üstümde kimse olmasın demedim hiç bir zaman. E mübarek o vakit 11. katta ne işin var? demezler mi hiç. İzninizle anlatayım hikayemi. Kendi evimiz gibi oturduğumuz evin sahibi bir gün gayrimenkulünü satmak istedi. Kendince de makul bir sebebi vardı. Biz de bunca güzel yılın hatrına eyvallah, dedik. Allah var adam mülayimdi. Evime iyi sahip çıkıyorsunuz, deyip zam bile yapmadı dört yıl boyunca. "Emlakçılara bildirdim talep oldukça evi göstermeye gelecekler", dedi. Tamam, dedik
Sonrasında yaşadıklarımıza gelince; arkadaş "Satılık" yazılı dev afiş sadece bir gün asılı kalır mı balkonda. Aynı gün eve bakmaya gelenler akşamına karar verip satın aldım, der mi Allah aşkına? Vallahi dediler. Ertesi gün "Nereden, nasıl ev bulacağız bize verilen bu kısa sürede", diye düşünürken hemen yanımızdaki sitenin en üst katında kocaman bir "Kiralık" yazısı gördük. Diyeceğim o ki "satılık" yazılan satıldı, "kiralık" yazılan tarafımızca tutuldu! Cenabı Allah’tan bir an önce yardım eli uzatmasını dilerken gökyüzüne çevirdiğim başım, bu yerden bayağı uzak evin oturanı etti bizi.
Manzarası muhteşem. Güneşin doğuşu, batışı, bulutların süzülerek geçişi, şimşekler, yağmur, ilkbaharı, sonbaharı, hele her taraf karla kaplıyken kuşbakışı izlemenin seyrine doyum olmuyor. Anlayacağınız pencerem anlık değişen en gerçekci tablo gibi. Fakat sıkıntılı tarafları da az değil.
İlk taşındığımızda sürpriz tıkırtı sesleri erkenden uyandırdı bizi. Meğer en üst katın üstünde komşularımız varmış. Kimler mi? Çoluklu, çocuklu bir kuş ailesi. Yumuşak tabanlı ev terliği yok ayaklarında, sanki yüksek topuklu ayakkabıyla dolaşıyorlar. Çatı oluklarından girip yuva yapmışlar kendilerine. Alıştık artık arada yuvadan gelin edip uçurdukları var sanırım ama yeni yavrularıyla tekrar baba ocağına dönüveriyorlar.
Bir kere asansörde kalmışlığım var neyse ki 15 dakika sonra kapıyı site görevlisi açmıştı da kurtulmuştum. Fakat dün sabah 2 saat süren elektrik kesintisi beni resmen eve hapsetti. Dizlerimden yana sağlık problemlerim olduğu için merdivenleri de kullanamadım. Dört gözle beklediğim elektrikler gelince sevinçle attım dışarı kendimi. O da ne, asansör devre dışı. Bir süre daha evde mahsur kaldım. Önce elektrik ardından asansör arızası derken şükür yarım saat sonra havadan, karaya tahliye oldum şükür ama içinde kalır mıyım diye korkmadım desem yalan olur. Bu kadar adrenal yeter ben yaştakine.
Şayet bir gün yeni bir eve taşınmamız gerekirse büyük konuşmayım ama kendime koyduğum kota en fazla üçüncü kat. Ya da jenaratörlü bir ev.
Hayat kısa ama yollar çok uzun; git git, çık çık bitmiyor.
Kalın sağlıcakla...
YORUMLAR
Hayat kısa belki. Fakat içi kelimelerle dolu. Bir yaşam manzarasıydı içten, içinden...