Kalemi saplamak
Geçiyor...
Dönelim Canan.
Rüyanın İpek Kanadındasın. Koşu parkurunda… Mesele yaşamak.
Derin Düşüş ve Karmaşa yüzünden bu durumlar...
El elin türküsünü güzün söyler.
Pek güçtür sevmemek. Vaki hep aşktan hasretten bahsedenler utansın. Gündüzleri geceye çeviren cümbüşün gideri çok... Biraz arttırmak lazım gelir karanlıktan.
Sözü kavramak gerekir ustalıkla.
Geceye düşünce dua ve duldalar, önce paramparçayız. Gülerek dön evine Canan. Es geç. Affet. Olmuşa çare yok bu izanda.
Bahçe görümlü beldeler içinde nadasa bıraktık toprağı. Rüyayı unutan kaybolmuş kahverengi gözlerin, şimdi kimlerin izinde. Bir kırmızı akşamdır. Kalbine göre değildir hüzün. Çok biriktirdin. Güç bela sığdırdın geçmişi. Geçmiş, ayaklarının altından kaymış bir halı misali fakat yağmur melekleri çıkageldi. Ölüm meleğinden önce teşrif etti.
Bir mai ve bir siyahın öyküsü imiş senin varlığın. Sen Canan kadife sesinle ürkütmedin bizi. Sesinde hüzün var.
…Sen vuslatın ardındaki pus. Yalanlar İhanet ve inkâr uğramamış kalbine. Sana ve sabah erkânına nice sofralar kuruldu. Ya sen aynı hasretten yorulmuştun ya da güllerin bahçesinde bülbüllerden hiç eser yoktu. Sen ellerinin parmak uçlarında yağmura tutulmuş bir garip serçeyi ağırlamıştın.
Bilmedim. Bilemedim diğerkâmlığını. Güya ben ki yol arkadaşı idim susamışlara
…
Susadım sevgili Canan.
81022 -Mahvash-
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.