- 443 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Saye
SAYE
Sevgili Üniversiteli dostum,
Sık sık duyduğumuz “O’nun sayesinde kazandı” sözü aslında mana olarak “ O’nun gölgesinde kazandı” anlamına gelir. Saye “gölge” demektir.Çok zaman “O’nun desteği ile” anlamında kullanılıyor dilimizde.
Sevgili Üniversiteli dostum,
Ne yazık ki günümüzde pek çok Üniversiteli insan Üniversiteyi babasının annesinin gölgesinde okumaktalar ve iş dünyasında bile baba veya annenin gölgesinde kalmaktadırlar. Sıcak günlerde uluçınarların altına sığınarak çay içtikleri gibi.
Sevgili Üniversiteli dostum,
Bize düşen ise kendi ayaklarımız üzerinde durmamız ve babamız veya annemizden en az destekle en verimli olmaya bakmalıyız. Biz derken yani Üniversiteli Kardeşlerimizi seni, arkadaşlarnı kast ediyorum. Daha geniş düşünerek tüm toplumu.
Sevgili Üniversiteli dostum,
Zaman zaman trafikte giderken arabaların arkasında “ Babam Sağolsun” yazar. Pek az arabada da “ Miras değil alın teri” yazar. Yani çalışılarak kazanılan parayla alınan araba. Kimisi gölgede kalmayı onur sayarken kimisi de zul sayarak kendi kazancının görülmesini ister. Bunun içinde böyle yazılar yazar. Anlatır. Çok insan ise babasnın desteğini görmezden gelerek “ben yaptım “der. Aslında baba yetriştririr ama çocuk bencilse babanın desteğini inkar eder.
Sevgili Üniversiteli dostum,
Buna hayatta çok rastlıyorum ve baba emeğini inkar edene de babasına sırtını dayayarak çalışma çaba göstermeyen de tepki gösteririm. Babaya saygılı olup, insna kendi fikir, çalışması ve gayreti ile de babasını geçmeye O’nun gölgesinden sıyrılmaya bakması lazım. Bunun için çok az insanın çaba harcadığını ve genelde başarılı olduklarını da görerek sevinç duyarım.
Sevgili Üniversiteli dostum,
Bazen bakarım ki bir baba memur maaşı ile en az 3 veya 4 çocuğunu güzel okullarda okutmuş ve meslek sahibi olmalarını sağlamış. Bir bakarım başka baba 3 veya 4 çocuğunu aynı apartmanda veya evde yaşları 50 yı aşmnalarına rağmen yönetmeye çalışıyor. Baba belli yaştan sonra sadece danışmanlık yaparak işleri çocuklarına bırakarak onların kendini aşmaları için bilgelik ve danışmanlık yapması daha verimli olur sanırım. Sen de gayret ederek Üniversite tamamlayarak kendi ayakların üzerine duracaksın. Bunu başaracağına inanıyorum ve destekliyorum. Bu mektuplar bu yolda sana rehberlik ediyorsa ne mutlu bana.
Sevgili Üniversiteli dostum,
Burada ne babasına saygı duyanı ayıplama var, ne de babasına rağmen çalışıp çabalayanı yüceltme, Olabilir ki bazen insanlar engelli olur, kapasitesi düşük olur. Baba da ona destek olur. Ama insanın kapasitesi varken baba ve annenin çocuklarını halen gölgelerinde tuıtmaya çalışması da ne kadar mantıklı sence. Halbuki o gölgeden çıkarak yüzecekler ki karşı adada saklı hazineyi bulsunlar. Orada hazine olmasa da yüzmeyi geliştirerek , risk alarak özgüveni arıtrırlar, güneşe dayanıklılığını, azgın denzilerin dalgası ile mücadele ederek vücıudun ve ruhun güçlenmesini sağlarlar.
Sevgili Üniversiteli dostum,
Hayatta bazen ünvanı olan, kariyer yapmış insanlar ile muhatap oluyoruz. Bakıyoruz ki nerede nasıl davranılacağını, kiminle nasıl konuşulacağını bilmeyen , risk almaktan çekinen ve konuşmalarında tutarlılık olmayan çok insan görüyoruz. O zaman “bu kendi çabasaından çok birileri sayesinde buralara kadar gelmiş” diye düşünmeden edemiyor insan. Kimi zamanda bakıyoruz ki ünvanlı insan bizim yanımızda bizimle arkadaş oluyor, dinliyor, anlıyor ve hakiki manada kendi imkan ve ölçülerinde çok zamnada o imkanları zorlayarak hem bizi motive ediyor hem de kendi motive ve mutlu oluyor. Bu alçak gönüllülüğü sayesinde hem kendi hem de muhatabını mutlu edenlere saygım ve sevgimde işte artıyor.
Sevgili Üniversiteli dostum,
Bu çabayı sende de görmek beni mutlu ediyor işte. Gücün oranında herkesle muhatap olmaya bakman, insanlardan azami ölüde faydalanmak isteğin takdir ettiğim şey.
Sevgili Üniversiteli dostum,
Yalnız insanların özel hayatlarını merak ederek kim kimle konuşuyor veya görüşüyır, bunu merak etmen sana eksi değer katıyor. Senin merak etmen gereken şey “ daha fazla nasıl gelişebilirim? Daha çok ve faydalı kitapları nasıl bulup okurum? Bana faydalı kitapları kim tavsiye eder? gidip de onlardan faydalı kitapları alıp da okuyayım?” diye düşünmek ve harekete geçmek olacak ki gelişesin. Nasıl gelişeceğini araştıran, uygulayan gelişir muhakkak.
Sevgili Üniversiteli dostum,
Gayretimiz O’nun bunun sayesinde değil, bizim kendi bilgi ve gücümüzle çalışarak kimseye muhtaç olmadan ama bizim kadar gücü olmayanlara da hava atmadan tepeden bakmadan gücümüz oranında maddi ve manevi desteklerimizi de esirgemeden daha fazla üretmeye bakmaktır. Bu bazen başkalarına zarar vermemek, alay etmemek de olabilir. Başkalarına faydalı olamıyorsak zarar da vermeyelim ama çok insan kapı kapı gezerek alay edecek adam arıyor nerede ise. Boşuna atalarımız işi olmayana şeytan iş verir dememişler.
Sevgili Üniversiteli dostum,
“Zorluklara rağmen”, “Ona buna rağmen”, “Boş konuşan ve alay edene rağmen” hayat felsefemiz sayesinde değil rağmen ile olmalı. “Rağmenciler” den olalım. Mümin Sekman boşuna bu ad ile kitap yazmadı. Biz yerinde sayan “sayeciler” den olmadan “rağmenciler” olarak yolumuza devam edersek, zamanla bize engel olmaya gayret edenler bile belki de bize destek olurlar. “Bükemediğin eli öpeceksin” diye ironik bir ata sözü vardır. Yani el öpmekten ziyade takdir etmek. Ne yazık ki çok insanımız dini ve ahlaki değerlerimiz “rağmenlere rağmen başarılı olan” insanları takdir etmekte cimri davranırlar. Hayatta çok rastlıyorum ve sen sakın “takdir etme cimrisi” veya “tekdir etme cömerdi” olmadan, tam tersine “tekdir etme cimrisi “ ve “takdir etme cömerdi” olarak hem Üniversite hayatında hem de ilerde iş hayatında gayret et. Ben her zaman bu mektuplar ile dostça, tecrübeli bir hoca olarak yanındayım.
Başka mektuplarda gene bir arada olmak dileği ile.
Bu mektupta gene bana terapi gibi geldi. İnsanın okuyanı ve dinleyeni olması ne güzel...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.