- 205 Okunma
- 1 Yorum
- 4 Beğeni
Yaz Gazeteci
Değişiyor zaman dönüşüyor anlayış
Farklı bakma heyecanı taşıyor her yeni gün
Belki bu gün nidaları, hayıflanmaları beklentileri boşa çıkartıyor…
Gündem değişmiyor olaylar aynı, isimler farklı!
Yaz diyor gazeteci…
Var olanları, varoluşçuları
Şarlatanları, hokkabazları
Habersiz habercileri
Susan kalemleri!
Yaz diyor gazeteci;
Tarafsızlığa yemin, tarafa kıble olanları
Çıkara kalem sallayanları
Çıkardan çıkarım sağlayanları
Halkı gözünden çıkaranları!
Yaz diyor gazeteci;
"Neden falancı hakkında haber yapmıyorsun?" diyen adama boyun büken muhabirleri
Onların boynunu büktüren patronları
İnada yazıp İş-Kur kapısında yatanları!
Yaz diyor gazeteci;
İşleri halkı aydınlatmaktan çok köşelerinde kenar mahalle kabadayılıklarını
Tehditleri, ana bellemeleri
Bir yazarsam yer yerinden oynarın oyuncu kurucularını!
Yaz diyor gazeteci;
Seçim vaatlerini
Zamanı gelince hatırlamayan, sözünün sözüm ona erlerini.
Bedava atmanın artık yemediğini...
İçi boş dışı yaldızlı paketlerini!
"İki torbaya oy sattınız.. Ulan" havaları
Kendisinin bedava oy kaygılarını
Bir kez daha deneseniz? ne olurcuları
Deneme tahtası zannedenleri
Yaz diyor gazeteci;
Haksız tutuklamaları
Uzun vade; yargılanmadan yatanları
Kurunun yanında yaş yatanları!
Yaz diyor gazeteci;
Şüpheli ölümleri,
Faali meçhulleri
Copu sırta indirenleri
Direnenleri… Dilenenleri…
Cami önü elinde kap bekleyenleri!
Yaz diyor gazeteci;
Töre cinayetlerini, kadın şiddetini
Şakşakçıları, Mart yalakalarını
Çocuk işçileri
Merdiven altı işleri
Zehir soluyanları
Taşeronları, hastane bahçesinde bin asır nöbete bağlananları!
Klimalı odaların başhekimlerini!
Yaz diyor gazeteci;
Bizim köyün muhtar adaylarını
Afgan ve Suriyelilerden geriye kaç torba kömür kaldığını
Evi ve arabası olanlara nasıl yardımlar bağlandığını!
Yaz diyor;
Dünü, bugünü…
Banka kuyruklarını…
Zamanın yağ, gaz kuyruklarını…
Kahve önündeki erketeleri…
Karısını reste sürenleri…
Yaz diyor; gazeteci
Et pazarı kuyruğundaki;
Kasketinde salyalı hayvan güdülerini
Morarmış yüzleri, yüz eskitmeyenleri
Utanmayanları, arlanmayanları!
Yaz diyor gazeteci…
Edepsizleri, eblehleri, ebegümecileri
Yaradana sığınanları,
On paraya tespih sayanları,
Milyarlık evlerini, servetlerini
Hacıda, hocada şifa medetlerini…
Mezar üstüne çıkıp yatıra dua ezbercilerini
Kurşun döktürenleri, cumacıları, namazda araba pazarlıklarını!
Yaz diyor gazeteci…
Taş meclisi…
Parasız eğitimi,
Trafiğin anasını belleyenleri,
Belleyenleri görmeyenleri…
Sokakları babasının malı zannedenleri…
Yaz diyor gazeteci
Tramvaya mağlup minibüsleri…
Yollar yürümekle aşınmaza bağlanan en pahalı toplu taşıma araçlarına mahkum edilenleri
Ayakta giden engellileri onları görmeyen körleri!
Yaz diyor gazeteci
Kaçak sigaraları, köşe başı esrarlarını
Parkları fuhuş pazarı evleri batakhaneye çevirenleri
Zalimin zulmünü!
Yaz diyor gazeteci;
Şehri talan edenleri
Üç paraya peşkeş çekenleri
Baronları, simsarları, şarlatanları!
Yaz diyor gazeteci;
Koltuk makamcılarını
Kafasını camdan çıkartmayan belediyecimleri
Açılış teşrifatçılarını
Elde makas kurdele sevdalılarını
İçimdeki ses; yaz diyor gazeteci
Ettiğimiz yeminlere, saydığımız küfürlere
Bir kulp gerekirse diye...
YORUMLAR
Mükemmel bir yazı...Keşke bütün kanalların özellikle de gündüz kuşağında birer saat arayla okunabilse ....Uyanış kadınlarla başlar çünkü....
Çemberin içindeyseniz körsünüz, etrafınızdaki dolapları göremezsiniz...Ara sıra da olsa o çemberin dışına çıkıp bakmak gerek neler dönüyor diye. En iyi gözlem öyle olur...
Değerli basın mensupları yazsalar da okuyan olmayınca pek anlamı kalmıyor...Okunmuyor diye susacak mıyız? İnadına yazacağız.....
( Yorum yazmama kararı almıştım yazınız bozdurdu bu kararımı...)