- 475 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Üniversiteli Taha Elibüyük ile Üniversite Yaşantısı Üzerine
Üniversite 2. Sınıf Öğrencisi Taha Elibüyük Üniversiteye yeni başlayan arkadaşlarına seslendi:”Asıl amacın üniversite bitirmek olmasın. Üniversite bitirmeyi eğer ki araç olarak değilde amaç olarak görürsen kendine verilen değeri yitirmiş olursun. Ve amacına ulaştıktan sonra senin için bir başka değeri olmayacaktır”
TURAN YALÇIN- Tokat’ta Uluslararası ilişkiler ve siyaset bilimi okumak nasıl duygu?
TAHA ELİBÜYÜK- Aslında çok karmaşık bir duygu. Ve çok değişkenlik gösteriyor. Tokat’ta bu bölümü okumanın artıları olduğu gibi eksileri de var. Tabii bu her şehir için geçerlidir. Şunu belirtmekte fayda var, okuduğum bölüm sosyal olmayı, girişken olmayı, cesaretli olmayı, çok okumayı ve hızla değişen ve dönüşen dünyadaki olayları hızla anlamlandırmayı ve yorumlamayı gerektiriyor. Bu yüzden bunun yolu kişinin kendisini geliştirmesinden geçiyor. Bu anlamda yer, mekan fark etmiyor. Hatta Tokat’ta okuyan uluslararası öğrencilerle iletişim kurmak bir uluslararası ilişkiler öğrencisi için büyük bir avantaj. Yahut büyükşehirlerle kıyasladığımız zaman Tokat biraz daha kırsal kalıyor ve bunun getirmiş olduğu bir avantajda vakit bolluğu oluyor. Çünkü uzun yıllar büyükşehirde yaşamış birisi olarak en bariz örneği olarak ulaşım örneğini verebilirim. Büyükşehirde bir yere ulaşmak için çıktığınızda vaktinizin bir çoğu yolda geçiyor. Ama Tokat’ta bir şehrin diğer bir ucuna çok fazla vaktinizi almadan gidebilirsiniz. Ve Tokat’ta öğrenci olmanın bir avantajı daha eğer dert sahibi iseniz ve girişkenseniz çok çabuk sosyal ortam kurabilir ve birçok etkinlik, program düzenleyebilirsiniz. Çünkü Tokat bu anlamda maalesef sosyal etkinliklere ihtiyacı var. Bu söylediklerim genel anlamda Tokat’ta okuyan özellikle benim gibi sosyal bilimlerde okuyan öğrenci arkadaşlarım için genel anlamda artı değer katacak bir avantaj fırsatı sunuyor.
Ama tabi ki büyükşehirlerde okumanın verdiği o avantaj ve öğrenci üzerindeki etkisi yadsınamaz bir gerçek. Örneğin üniversitenin adı bile öğrencinin kariyer hayatını çok büyük bir oranda etkileyebiliyor. Tabiiki de ölçü ve kriter okunan üniversitenin adı olmaması gerekiyor ama maalesef hafızalarda yerleşmiş bir imaj haritası var. Büyükşehirde okumanın bir avantajı daha çok daha farklı sosyolojik yapısı var. Bu sosyolojik yapı sayesinde ister istemez kültürler arası bir diyalog oluşuyor bu da beraberinde farklı bir bakış açısı ve hayatı ve olayları daha farklı yorumlamasına sebep oluyor. Ve eğitim anlamında büyükşehirde bulunan üniversitelerin avantajı Tokat’a göre kıyasladığımız zaman daha fazladır. Alanınla ilgili bir kitaba rahat ulaşabilir, okuduğun alanla ilgili çok daha rahat kaynak taraması yapabilirsin.
İnsan avantajları ve dezavantajları kendisi oluşturur aslında. Kısacası Tokat’ta Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler okumanın hatta genel anlamda burada öğrenci olmamın birçok avantajı olduğu gibi dezavantajlarıda var.
TURAN YALÇIN- Çok kitap okuayn bir Üniversiteli olarak neler öğrendiniz bir yılda
TAHA ELİBÜYÜK- Kitap büyük bir hazinedir. İçinde koca bir medeniyeti barındırır, bir kişilik inşa eder, insanoğluna bilmediğini öğretir. Hatta insana bilmediğini bildiğini öğretir. Bu anlamda kitaplara sıkı sıkıya bağlanmak ve okumak gerekiyor. Ama burada önemli olan her önüne gelen kitabı değilde, bireysel olarak hangi konularda daha çok eksiğimiz varsa bunları okumak gerekiyor. Ve sırf okumak için okumamak gerekiyor. Bu amaçla okunan kitaptanda bir bereket alınamaz. Sorunuza gelecek olursam mümkün mertebe çok kitap okumaya gayret ediyorum. Az öncede dediğim gibi her okuduğum bir kitapta bilmediğim bir konu hakkında bilgi sahibi olduğum gibi, kişiliğimi inşa edecek birçok bilgiyle karşılaşıyorum ve bu öğrendiklerim ile birlikte kendime vizyon katarak, hayata farklı bir perspektifte yorumlamamı sağlıyor. Eğitim gördüğüm bir yıllık süreç içerisinde okuduğum kitapların konularına göre birçok alanda kendimi geliştirdiğime inanıyorum. Örneğin sizin hediye etmiş olduğunuz “ Sende Kafadan Engellisin “ kitabında engellilere karşı ön yargılı olunmaması gerektiği, toplumda uzak tutulması/ dışlanmaması gerektiğini asıl bunu yapanların kafadan engelli olduğunu, Allah Resul’ünü anlatan kitaplar olan Siyer-i okurken Tevhid inancının toplumun inşa ve ihyasındaki rolünü, mücadele ve ihlasın samimi örneklerini bulabiliyorum. Tabi bu okuduğum bu ve buna benzer kitaplar aslında çok şey öğretti ve öğretiyor.
TURAN YALÇIN- Bu sene okul dışında hangi kitapları okumayı ve gelişmek için neler yapmayı düşnüyorsunuz?
TAHA ELİBÜYÜK- Birinci önceliğim okuduğum bölümle ilgili kendimi geliştirecek kitapları okumak istiyorum. Genellikle bu sene geçmiş tarih üzerine yoğunlaşarak bir kitap listesi hazırlamak istiyorum. Ve daha sonra okuma listeme ekleyeceğim kitap konuları manevi ağırlıklı olarak psikoloji kitaplarını da okumak istiyorum. Kendi alanımla ilgili Tokat’ta seminer ve sempozyum yapılamadığından dolayı genellikle internet üzerinden alanımla ilgili yayımlanan seminer ve sempozyuma katılmak istiyorum.
TURAN YALÇIN- Yeni Ünıversiteye başlayan ve onların velilerıne neler önereceksiniz?
TAHA ELİBÜYÜK- Bu sorunuzu sorarken hatırıma üniversiteye başladığım ilk zamanlar geldi. Sanki yeni bir hayata pencereye açıyormuş hissine kapıldım. Heyecan, endişe, sevinç, hüzün bir aradaydı. Özellikle başka şehirden gelen arkadaşlarım bunu daha çok hissederler. Ama ilk sorunuzda verdiğim cevaplarım genel anlamda üniversiteye başlayan arkadaşlarıma cevap olarak yeteceği kanaatindeyim. Şunu özellikle belirtmek isterim. Kendinizin kıymetini bilin, kendinize verilen ulvi sorumluluğu anlayın. Şeyh Galip’in dediği gibi: “ Hoşça bak zâtına kim zübde-i âlemsin sen
Merdüm-i dîde-i ekvân olan âdemsin sen”
Yani demek istediği şu, “ Ey insanevladı! Kendine saygıyla/hürmetle yaklaş; çünkü sen kâinatta yaratılmışların özü/göz bebeği olan insansın.”
Hatta Rabbimiz şöyle buyuruyor.:
“Gerçekten biz Âdemoğullarını şerefli kıldık, onlara karada ve denizde kendilerini taşıyacak vasıtalar lutfettik, onları temiz ve hoş nimetlerle rızıklandırdık ve onları yarattığımız varlıkların bir çoğundan üstün kıldık.” ( İsra Suresi/70 )
O yüzden sana verilen değeri bil! Sadece hayatı üniversiteden ibaret görme. Asıl amacın üniversite bitirmek olmasın. Üniversite bitirmeyi eğer ki araç olarak değilde amaç olarak görürsen kendine verilen değeri yitirmiş olursun. Ve amacına ulaştıktan sonra senin için bir başka değeri olmayacaktır, hiçbir şeyin.
Velilere tavsiyem çocuklarına tavsiyeleri maddeye endeksli olmasın. Yani çok para kazan, üniversiteni bitirde memur ol, aylık düzenli maaşın olsun gibi vs. Onun yerine çocuğuna helal para kazanmasını, ümmete, devlete, bayrağa yaraşacak şekilde faydalı olmasını istesinler. Çünkü hayat maddeden ibaret değil. Madde endeksli bir yaşamın sonucu hüsranla sonuçlanabiliyor. Madde ile kişiliğini inşa etmiş insanlara bakın; mutsuz, huzursuz, ruhsuz bir şekildeler. Çünkü madde insanı ancak bir yere kadar tatmin eder. Ruh ister istemez fıtratı gereği tatmin olacak, onu doyuracak ve inşa edecek olan manevi eksikliklere aç olduğundan dolayı hep buna ulaşmanın peşinde olacaktır.
TURAN YALÇIN-Üniversitelerin gelişimi için neler önereceksiniz?
TAHA ELİBÜYÜK- Üniversiteler birer ilim yuvasıdır. Burada talebelere bilmediklerini öğretmek, ilim ehli yapmak için çaba harcanır. Bunlar çoğu zaman teorik ve uygulamalı olarak devam eder. Tabi buradaki tavsiyelerim kendi eğitim gördüğüm üniversite olan Gaziosmanpaşa Üniversitesi özelinde olacaktır. Burada sadece salt bilgi ile yetinmek doğru değildir. Öncelikle talebenin vizyonunu açacak olan programlara ağırlık verilebilir. Örneğin sempozyum ve paneller düzenlenebilir, uluslararası öğrencilerin yaşadığı ülkelerdeki kültürü, eğitimi, siyasal ve sosyolojik yapısı ile ilgili bir tanıtma/ bilgilendirme programları tertip edilebilir. Psikolojik anlamda öğrencilerin motivasyonunu artıracak girişimci kişiler, girişimci adayları, engelli olmasına rağmen zihinsel anlamda birçok engeli yıkarak, aklı ile bir fikir inşa etmiş ve toplumdaki tabuları yıkacak olan şahsiyetler çağırabilir. Ve son olarak kulüplere daha fazla destek olunabilir. Bunlar üniversitenin gelişimini olumlu anlamda etkileyecektir.
TURAN YALÇIN- Yaşça büyüklerden faydalanmaya çok önem veren insansınız onlar dınlemek ya da dınlememek sıze ne katıyor ya da kaybettırıyor
TAHA ELİBÜYÜK- Evet, ailemde birçok defa dile getirmiştir. Yaşça büyük olanlarla takılmayı seviyorum ve bu alışkanlığımı daha ortaokuldayken başlayıp hala süregeliyor. Yaşça büyüklerden faydalanmayı da herkesle yapmıyorum. Çünkü öyle insanlarla karşılaşıyor ki insan yaşça büyük ama sana bir değer katacak, nasihat edecek, beni doğru bir şekilde faydalandıracak/öğretecek kişiler bulmakta zorlanıyorum. Ve ister istemez hayatımda da karşıma çıkıyor. O yüzden sık dokuyup ince eliyorum. Çünkü İmam Gazali’nin dediği gibi, “ Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim. “
İnsanın arkadaşı onu kralda eder, yahut pislik bir bataklıkta batırırda. O yüzden yaşça büyüklerimden faydalanırken bu anlamda dikkat etmeye çalışıyorum.
Yaşça büyükleri dinlemenin benim için sağladığı faydalardan bir tanesi hayat tecrübeleri fazla olduğundan dolayı hayata dair bakış açımı ciddi bir şekilde şekillendiriyor. Yaşıtlarımla birçok ortamda bulundum ama birçoğunun maalesef
konuşma tarzları, uslüpları, davranışları ciddiyetden uzak olduğundan dolayı aynı ortamları paylaşmak ruhumu daraltıyor. Bu ve buna benzer sebeplerden ötürü uzak durmayı tercih ediyorum. Tabi şu da anlaşılmasın, yaşıtlarımdan kendimi soyutlamıyorum; arkadaşlarımda tabiki var. Ama bunlarıda özenle seçmeye gayret ediyorum.
TURAN YALÇIN- Başka ne anlatacaksınız?
TAHA ELİBÜYÜK- Bu arada yazmış olduğunuz “Sende kafadan engellisin “ kitabınızı okuyorum. Çok faydalı oldu ve oluyor. Kitapta anlatılmak istenen asıl kafadan engelli olanların, fiziksel olarak engelleri olanlar değilde onların toplumdan soyutlanması gerektiğini, zaten topluma bir faydası olamayacağını kafalarına yerleştirenler olduğunu dile getiriyor. Ve kitap aynı zamanda psikoloji kitabı niteliğinde. Okudukça insanın üzerindeki o karamsar bulutlar dağılıyor, ve motivasyonu yükseliyor.
Teşekkür ederim Taha. Senin gibi tecrübelerden faydalanan ve fikirlerini kamuoyu ile paylaşmaktan çekinmeyen Üniversite öğrencilerine, özgüvenli gençlere bu ülkenin çok ihtiyacı var. Bu yüzden senin çabalarını beğeniyor, destekliyor ve gelişmen için gayret etmek bana mutluluk veriyor. Bu çabanı başka arkadaşlarına da aşılaman ve başarılı çalışmalarının devamını diliyorum.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.