- 678 Okunma
- 2 Yorum
- 1 Beğeni
***
######
$$$$
####
$$$$
######
$$$$
####
$$$$
######
$$$$
####
$$$$
######
$$$$
####
$$$$
######
$$$$
####
$$$$
######
$$$$
####
$$$$
######
$$$$
####
$$$$
######
$$$$
####
$$$$
######
$$$$
####
$$$$
######
$$$$
####
$$$$
######
$$$$
####
$$$$
######
$$$$
####
$$$$
######
$$$$
####
$$$$
######
$$$$
####
$$$$
######
$$$$
####
$$$$
######
$$$$
####
$$$$
######
$$$$
####
$$$$
######
$$$$
####
$$$$
######
$$$$
####
$$$$
######
$$$$
####
$$$$
######
$$$$
####
$$$$
######
$$$$
####
$$$$
######
$$$$
####
$$$$
######
$$$$
####
$$$$
######
$$$$
####
$$$$
######
$$$$
####
$$$$
######
$$$$
####
$$$$
######
$$$$
####
$$$$
YORUMLAR
Konsantre Karanlık Madde
Hello
Aloha
Ola
Salut
Bonjour
Namaste
Hej
Zdravo
Pozdravljeni
Ciao
Merhaba Lacivert.
Gerçeğin bir şamar gibi, soğuk, donuk, bulanık ve utanmaz bir yüze yırtarcasına vurulduğu andı yazılanlar. Dondu kaldı düşüncelerim, üşüdü.
Sara nöbetinin ilk ve hafif atakları gibi seğirdi zihnim. Duygularım üşüdü.
İsyan ya da daha şatafatlı olsun gibilerinden kullanacağım kalkışma yaşadı ruhum. İnsanların tüm sosyolojisini paramparça eden " siz busunuz" demekten korkmayan yürek feryadı.
Kalbim üşüdü...
Dünyalar var dünyalar içinde sanal, aldatıcı, büyülü köpük zihinli matruşka. İçinde en cüce en yüceden çıkardıkları.
Sorgum üşüdü...değerler üşüdü.
Pek kıymetli efendim....insanlık senaryoları yazdık " iş tamam köle tamam" buyrun insan masasına orta az pişmiş. Nasıl uygun mu? Afiyetle...
Akıl üşüdü...
Ben de üşüdüm ve sustum. Okuyan gözlerim üşüdü.
Konsantre Karanlık Madde
-Simitçieeeeeeeee... Simitçieeeeee...
- Abi, onlar Cumhuriyet Fırınından alınma mı? Öyle değilse de ineceğim ama bi' söyleyiver.
-Cumhuriyet yeğenim, onların kese kağıtlarına koyacağım, gel.
- 3 Tane Abicim, sana zahmet.
-4 olsun ya?
- Olsun be abicim...
-Kusura bakmıyorsun, değil mi?
-Estağfurullah, o ne demek...
Ram olmamaya and içmiş sabahsız geceler, kıl payı kaçan tamamlanmalar... Zaman kimi beklemiş ki, ben kimi, ne *oka bekleyeceğim; koş Oğlum. Hızlı koş... Kaçacak koca bir geçmiş, yaftalar, babun iştahlı ön yargılar var, koş. Eh, bekleye bekleye gelmediğini de gösterdi sana zaman. Koş, daha hızlı koş. Hani hala öldürücü bir çelmeye de rastlamazken, ketler kaslarını güçlendirmek için bileğe takılan ağırlıklardan farksız; kaça kaça koş. Kaçılacak onca yalan, riya, toplum, rutin görünümlü sahtelik var, alışmamak için koş, nefret etmemek için koş. Ciğerlerin patlayıncaya, kalbin soğuyuncaya kadar koş, senin nefretlerin cinayidir...
Hiçbir köşenin olmadığı o yere, tüm sözcüklerden önce varacak kadar hızlı koş. Sonunda bebekliğinin arketipinin beklediği, dönüşmeden önce döneceğin yek erimdir orası, hızlan, tüm o simülatif, iki yüzlü illüzyonal maksatlar geride kalmalı. Nefesinden başka hiçbir ses olmamalı, tozun toprağın zerresi bile erişememeli, koş.
***
Galiba kan ter içerisinde bir yabancılık bu. Hayatların alınıp satıldığı bu dünya o kadar yabancılaşmış ki, bir yerde oturup kahve içemez oldum. Rokeach değerler sınıflandırmasına göz atıyorum;
Eylemsel Duygular Düşünceler: Yitmiş.
İnanışlar: Köpeklerden başka hiçbir şeye zerre inancım yok.
Tutumlar: Kestirilemez.
Araçsal değerler: Toz ya da küf.
Nihai Değerler: Grifit.
Benlik: Bölünmeye müsait.
Benlik hariç hepsi ama hepsi toplumsal hasarlar. Ne kadar kaçılsa da koşulsa da toplum bir tarafından yakalayıveriyor insanı. İyeliğini korkunç, mukozavari idlerine teslim edenlerin arasında ve hayatların alınıp satıldığı bu dünyada nasıl yaşanacağını artık kavrayamıyorum.
"Pek kıymetli efendim....insanlık senaryoları yazdık " iş tamam köle tamam" buyrun insan masasına orta az pişmiş. Nasıl uygun mu? Afiyetle..."
Abim,
İYİ Kİ NESNE ÇÜRÜMEYE İÇKİN!
Erlik Aldacı
Ne yapalım. Birlikte yaşadığımız topluma küfredip ilk başa yani toplayıcı avcı mı olalım.
Hani bu da bi seçenek aslında ama alan bırakmadılar ki, daraltıldık her şeyimizle.
Ne yapmalı o zaman?
Toplumun istediği gibi gözüküp içimizde kendimiz kalalım yeter. Yemişim Mevlana'nın sözünü. Gel bu zamanda taşa da göreyim seni, kırk kılık değiştirirsin bir söz dinletmek için.
Hani bu da bi seçenek...
Yaşayanın çektiğine, değersizleştirildiğine, önemsizleştirildiğine söz ile katılmak gazel okumanın halt etmiş halidir.
Ne yapalım o zaman?
Kendime acımayı bıraktım topluma acır hale geldim zamanla. Hastalık derecesinde sakat düşünceler içerisinde yaşamak zorunda bırakılan topluma acır hale geldim.
Bir pet su için geleceğini satan, kuşakları satan, umutları satan insanlara ne denir ki, ne söylenir ki?...
Ben, kendi içimde yaşıyorum, kendimle tanışıklı, yalnız ama huzurlu. Toplumun takırtıları rahatsız etmiyor artık beni.
Bak bu yazı ciddi mesajlar yüklü idi. Sence kaç kişiye ulaştı. İyi kötü kafamız basıyormuş gibi davranıyoruz ya bu platformda .
Yeterli....
Konsantre Karanlık Madde
Küfür mü, küfür sanal, hiç inanmıyorum, artık ferahlatmıyor da...
İnsanların bayılıp bittiği o düşünürler 21.yüzyılda olsa patates olurlardı, ya delirir ya da intihar ederlerdi diye çok düşünmüşümdür...
Toplumun istediği gibi görünmek... Yer yer, istemeden, kendimle kavgalarıma en çok sebep olan iki yüzlülüktür. Ama susmayı öğrendim. Tepkisizliği, maksatsızlığı...
Nelson Mandela'nın da dediği gibi "Bir gün mutlaka..."
Mutlaka ben de kaçacağım uzağına. Çok da zaman kalmadığını hissediyorum.
Yazının kaç kişiye ulaştığına hiç bakmadım Abim. Anlaşılmama kaygısından muzdarip olmadım hiç, anlaşılma kaygısı vuku buldu bende daha çok.
Bu türküyü seninle paylaşmayı istedim...
https://youtube.com/watch?v=GqUQllVOsVg