- 607 Okunma
- 9 Yorum
- 4 Beğeni
Elde var spot bir yaşam
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Elde var spot bir yaşam (Deneme)
Düş gücümüzün bize yaşattıkları tutkularımızın örselenmesinden başka bir şey değildir.
Sahip olunan duygusal zekâ da olsa materyal zeka da olsa; aklın ya da duyguların sınırlarını zorlamanın bize kazandıracağı sonuç yine aynı olacaktır.
Geriye dönüşün imkânsız olduğu bu yaşamda; geçmişi yargılamak ya da gelecekte neler olacağı kehanetinde bulunmak yaşarken önüne geçemediğimiz olayları yaşamadan düzenlemek ya da engellemeyi düşünmek ancak bir insandan beklenebilir.
İnsan yaradılış itibarı ile üzerine giydirilen bencilliği zaman zaman çıkarıp düş gücünün etkisi altına girse bile varoşların izbe toprak sokaklarında misket oynadığı, artık kumaşlardan yaptığı bez bebeklerin altını aldığı nostalji tozlarını üzerinden silkelediğinde görür ki:
Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı sayıldığı günler çok uzaklarda kalmış daha kırk yılı doldurmadan
Basma kalıp babadan kalma beylik deyimler arkasına sığınmayı maharet sayar.
Egosunun içgüdüsel temize çıkma dürtüsü ile ah nerde o eski arkadaşlıklar, nerde o eski komşuluklar, ah eski sevgililer eski, eski, eski….eski de kalmadı ki baat pazarları kimlik değiştirip spot oldu.
Eskilerde değişen bir şey yoktur aslında değişen takvimlerin gösterdiği zamandır ve büyüyüp gelişen; Haris duygularını doyurdukça açlığı büyüyen insan
Eski kandilleri vitrinlerin en muhkem köşelerine yerleştirip büyük spot ışıkları altında yaşamaya başladık
Gerçeğin üzerine inen iz düşümümüzün büyük gölgesini fark edemedik çoğu zaman ve kavramları bu karanlığa saklamanın uyanıklığında acımayı merhamet saydık çoğu zaman, sahte bir gülümsemeyi
Ya da içimizdeki korkuyu saklamayı saygıdan saydık karşılığında bize döneceklerin kaygısıyla
İçimizde şehvetle yanan şahika arzusunda kavrulurken insana ait bütün erdemleri bir bir bencilliğe kurban ettik en kötüsü de kendimize olan saygıyı kaybettik.
Elde kalan spot bir yaşam...
Abdurrahman Güleç
YORUMLAR
Abdurrahman GÜLEÇ
Maddiyat açlığımızin bittiği gün, içimizde bir yerlerde bekleyip duran huzur ortaya çıkacaktır.
Huzurla birlikte, yoksunlaştırdığımız iyilik ve sevgi, var olmanın ötesine geçip kendini her ortamda gösterecektir.
Umut ediyorum...
Abdurrahman GÜLEÇ
umutlu mutlu günler diliyorum ve çok teşekkür ediyorum efendim
Abdurrahman GÜLEÇ
Maalesef pek çok değerimizi yitirdik.
Güzel yazı için tebrik ederim.
Selam ve saygılar.
Abdurrahman GÜLEÇ
Muhteşem bir sorgulayış ve muhteşem bir yazı.Kutluyorum.Geçmiş geçmiştir.An yaşadığımız andır önemli olan.Gelecek arzulanan ve beklenen.Hayatın ikinci eli de yoktur.Taksitle alınıp peşin yaşanılan hayatların olmayacağı gibi.Eskiye rağbet olsaydı bit pazarına nur yağardı.Gelişimini tamamlamak adına çabalayan insanın mağara dönemine dönmek istemesi de asla düşünülemez.Zira zaman akıp giderken bu mümkün değil.Nostaljiden arananlar insanın sevdikleri ve yaşam kesitinden mutlu geçmiş dilimleridir.Anı yaşayıp anda mutlu olmak varken insanın kendine eziyet etmesi anlamsızdır.Devir açılır ve devir kapanır.İnsan doyumsuzdur.Kanaat denir ama kanat takar ve uçar.Bu doğasında vardır.Gidebildiği yere kadar hayattan tat almak en güzeli.Zira her dönemin farklı bir güreş sitili var.Üstadı
selamlıyorum.Sağlıcakla..Saygıyla..
neneh. tarafından 30.9.2022 07:34:22 zamanında düzenlenmiştir.
Abdurrahman GÜLEÇ
"Dün dünde kaldı cancağızım, artık yeni şeyler söylemek lazım"
yani geçmişe hayıflanırken bu günü ıskalamamak lazım, dibine kadar yaşamak güzel olan ne varsa
selam ve saygımla emine hanım
İmza diyorum...
Hep eskiye özlem duyulur ama hiçbirimiz de kendimizi değiştirmeyi düşünmeyiz hep birlikte geldik bu güne. Tamam eskiden bilgiye ya da kötü şeylere ulaşmak zordu o yüzden kimse bazı şeylerin farkında değildi onu saflık temizlik olarak addediyoruz ama bana öyle gelmiyor kirliliğin içinde temiz kalabilmek marifet.
Bizim buranın dağında iki kardeş evliya varmış biri dağda biri şehirde yaşarmış şehire köşker kardeşini görmeye gelen evliya kardeşine ayakkabısını boyatan tamir ettiren kadını görünce evliyalığın kerameti akmayan delikli kabından süt damlamaya başlamış bu süt sadece günaha bakınca damlarmış. Buralarda böyle duyulmuştur.
Şehirdeki köşker kardeş dağdaki evliya kardeşine demiş ki yaa kardeş dağda evliyalık kolay sen gelde burda evliya ol da göreyim seni...
Bunu anlatma sebebim bizlerde çok çabuk zamana ayak uyduruyoruz sonra da ah eskiler diyoruz madem öyle kim eskisi gibi olabilir sadece lafta kalır bence .Günümüzün tüm nimetlerini görüp te eskiye özlem duymak biraz sahte gibi zaten mümkün olmayan bir durum ne gerek sürekli eski reklamcılığına eğer zaman makinesi icat edilirse herkes istediği zamana gitsin ayineye bakmak lazım lafa değil diyerek bitiyorum.
Saygılar selamlar