- 163 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
SAĞLIKLI YAŞAM-8
İHANET (ALDATMA)
Eski arkadaşlarım hatırlar..
Sağlıklı yaşam adı altında bir yazı dizisi başlatmış ve işlerimin yoğunluğundan dolayı ara vermiştim.
Zamanım oldukça, tecrübelerimi sağlık bilgilerimle de pekiştirerek bu yazı dizime devam etmeye gayret edeceğim
Hepimizin bildiği gibi, eşler evlenirken şahitler huzurunda birbirlerine bağlılık yemini ederler. İyi günde ve kötü günde birbirimize bağlı kalacağımıza... diye başlar ve devam eder bu yemin.
Hakbuki evlilik ve anababa okulları açılmış , yetişkinlik çağındaki kişilere de bu eğitimi alma zorunluluğu getirilmiş olsa, bu belgeler olmadan kimsenin evlenmesine izin verilmese, o yemine gerek kalmayacak.
Bana kalırsa bu formaliteden, gelenek ve göreneklerden başka bir şey değildir. İnsanın sözünde durması için ne şahitlere , ne de yemin etmesine gerek vardır.
Eşler kendilerine ve birbirine karşı dürüst, sözlerine sadık, birbirine güveniyor, saygı duyuyor, seviyor ve gönülden bağlılarsa bunlar yeterlidir.
İnsanları birbirine bağlayan şey resmi nikah da değildir aslında...
Resmi nikah sadece sosyal güvence için geçerlidir. Her iki tarafın sosyal güvencesi, evlilik okulu belgesi var ve resmi nikah yapmak istemiyorsa, bunlar da rahatlıkla birlikte yaşayabilmeli, toplum tarafından da hoş görülmelidir.
Evlilik kurumu öyle kolay bir kurum değildir. Aynı evde yaşayıp da birbirlerinin her şeyine şahit olmadan uyuşup uyuşmayacakları asla anlaşılmaz.
Bizim gibi geri kalmış ülkelerin en büyük toplumsal sorunlarının altında; eğitim almadan, aynı evde yaşayıp da birbirlerinin herşeyine şahit olmadan yapılan evlilikler yatmaktadır.
Daha birbirinin huyunu, tüyünü öğrenmeden, bilmeden bir de çocuk yaptılarsa eğer, vay o çocukların başına geleceklere...
Hır gürün ortasında daha kuçücükken ruh sağlığı bozulan çocuklarla dolar taşar ortalık...Çocukluğu mutsuz geçen çocuklar da ömür boyu mutlu olamaz, psikopat olur çıkarlar...Alın ışte size sevgisiz hasta bir toplum. Ne kendileri huzur bulur, ne de çevresine huzur verirler.
Var mı yok mu kin, nefret, intikam hırsı...
Kendisi hiç mutluluk yüzü görmemiş ki başkasının mutluluğuyla mutlansın.
Birbiriyle anlaşamayan eşlerin bazıları maddi imkansızlıklardan, bazıları çocuklar yüzünden, bazıları da aile ve toplum baskısı yüzünden ayrılamadıkları için de, saklı gizli ilişkiler, ihanetler gırla gidiyor.
Saklı yapmayı beceremedi de bir de yakalandılarsa ,işte o zaman asıl kıyamet kopuyor artık. Sanki bunu yapan iki kişi değilmiş gibi, kabak kadının başında patlıyor, erkek paçayı yırtıyor.
Daha sonra da İhanete uğramanın acısını başkalarını aldatarak çıkarmaya çalışıyorlar.
Çevremizde ihanete uğrayan insanlar varsa, hiç belirti vermeseler dahi ağır ruh hastası olduklarını bilmemiz, onlara karşı çok dikkatli olmamız gerekiyor arkadaşlar.
Böyle kişilerin ne zaman ne yapacağını asla kestiremeyiz.
Aslında yardım almaları gerekir de, hasta olduklarını asla kabul etmez, yakınlarını da hasta ederler.
Çok şüphecidirler, sürekli kontrol etme gereği duyar, her sözünüz ve hareketinizden nem kaparlar. Kendilerini çok akıllı zanneder, sürekli takdir bekler, suçlayıcı konuşur, sürekli beğenilme arzusuyla dolup taşarlar. Çevreye karşı iyi görünmek için yapamayacakları şey yoktur, herkesin kendisinden hoşlandığını zannederler, birlikte olduğu kişiyi çok kıskanır, adeta hiç göz açtırmazlar, ama zihinlerinde hep aşağılık kompleksi vardır.
Çok sevildiğini anladıktan sonra da sıradakileri aldatmak için kaçar giderler.
Tahsille, ünvanla, kariyerle... hiç alakası yoktur. Her mevkiden insanda bulunabilir bu hastalık.
Hastalıklarını kabul etmedikleri için tedavisi de mümkün değildir. Ancak onların hasta ettikleri tedavi edilebilir.
Ruh sağlığımızın bozulmasını istemiyorsak böyle kişilerden uzak durmalı, ince eğirip sık dokumalıyız.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.