- 184 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ÖZGÜRLÜĞÜN TADI ADINA
Siz hiç özgür kalabildiniz mi? İsminiz kulağınızda yankılanmadan kendi kendinizle buluşup her şeyden
ve herkesten bağımsız olabildiniz mi? Bunu anlatabilmek ne kadar yeteneksiz kılıyor insanı.
Dar bir sokağın tozlu topraklı taşlarında geniş ve aydınlık bir caddeye çıkmak için yürürken, aniden kapanan boyunuzdan yüksek duvarların önünüzü kestiğini görünce, içiniz taş gibi bir sıkıntıyla dolar. İşte böyle bir
anda başınızı gök yüzüne kaldırıp o masmavi rengin rahatlayan büyüsüyle, onca yüksek bir yerde olmak ,her
şeyden arınarak bir cennet kuşu olmak istediniz mi? Sonunu getiremediğiniz dönmek zorunda kaldığınız sokaklardan nefret etmeksizin, olduğunuz yerde adımlarınızın duru verdiği anda yaşamınızı iade etmek
istediniz mi?
Özgürlüğün tadına vardıktan sonra, onu kaybederler. Gerçek özgürlüğün tadının da, acısının da ne olduğunu
iyi bilenlerdendir. Özgürlük hiç bir bireyin kendi kendine armağan edebileceği kadar kolay ve basit bir şey
değil, O; okadar ele geçirilmez ki, yanılıp da kendini özgür sananların çok kısa bir zaman zarfında kendilerini
yerden yere çarpılmış gibi hissetmeleri içten bile değil.
Sevgili Goethe: "Hiç kimse özgür olmaksızın kendini özgür sayan kimseden daha çok köle değildir" der.
Özgürlük başkalarının haklarının başladığı yerde biter, denilmesine önce biz taraftarız. Ama bizim sözümüz
bundan önceki evrime ait. Yine Goethe sunuyor bizim gönlümüzün sesini " Özgürlüğün olmadığı yerde her
türlü zevk öldürülmüştür"
Özgür yaşamı hak etmek için onu her gün yeniden aramak, keşfetmek ve bunu bağışlamamak kararında
olan insanlar, bir bedeli de olsa, düş gördüğümüzü yada hile yaptığımızı ima etselerde özgürlüğün tadı adına çabalayacağız. Yaşadıkça...
ARŞİVDEN: EFLATUN SANAT-FİKİR-KÜLTÜR-AKTÜALİTE ŞUBAT 1993 YI: 24 SAYI: 290
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.