Hikaye çok eski değil belki on belki on beş yıllık. Konu kişisel ve kurumsal enlemsel ve boylamsal. Öyle ki kişi mesleğine ve kurumunu göz bebeğini korur gibi korumalıdır, ufacık bir pürüz getirmemelidir. Yıpranmasına yönelik bir davranış içerisinde bulunmamalıdır. Tam bir temsil konumunda olmalıdır. Mevzu nedir denilirse tafsilatı aşağıdadır.
...

Zaman zaman heyetle bilirkişi olarak gidip geliyoruz. Üzerimize düşeni yapıyoruz. İsteneni vermeye çalışıyoruz. Genel atmosfere uyuyoruz. İşini harbiden düzgün yapan bir hakim var. Cidden titiz. Ancak davranışında pürüz. Ne kendisine ne mesleğine ne de kurumuna yaraşır değil. Koca koca avukatları haşlıyor. Olmadık muamelede bulunuyor. Bundan biz de nasipleniyoruz. Bize de kaba davrandığı oluyor ancak sineye çekiyoruz. İşine iyi ya bu onu kapatıyor. Üstelik tenezzülsüz. İkramı izzeti geri çeviriyor. Kendisine sunulan bazı imkanları elinin tersiyle itiyor. Terfi aldığına göre kararları da kabul görüyor. O nedenle bize karşı olan tavırlarına bozulsak da ses etmiyoruz.
...

Ancak her insanın zayıf bir tarafı vardır Hepimizin. Her kişinin. Yargıcımızın zayıflığını bir çırpıda keşfediyorum. Bize ve heyete kaba ya ancak bir seferinde zaafı olan kişiye çok kibar davrandığını görüyorum.
...

Çömez bir avukata çok iyi davranıyor. Avukat çok rahat. Fikir beyanında eli güçlü. Düşüncesini rahatlıkla dile getiriyor dinletiyor, zapta geçirilmesini sağlıyor bir tereddütte aynı şeyleri yineliyor. Ne sözü kesiliyor ne müdahalede bulunuluyor. İşin tadına vara vara gerile gerile mesleğini icra ediyor.
...

Sordum bu özel muamele gören şahıs kimdir diye. Oturuşu kalkışı da rahat bu vatandaşın. İsim adres verildi. Denildi ki bu falanca parti ilçe başkanının ofisinden. Onun stajerlerinden. Anlaşılmıştı durum. Her insanın zayıf bir yönü var mutlak. Kaçındığı çekindiği zarar görebileceği sorun yaşayabileceği kişilerle farklı muamele yapabiliyor. Parti de iktidar partisi değil üstelik. Ancak her insanın çekindiği bir husus olabiliyor. Başka bir hesabın içerisinde bulunabiliyor. İleriye yönelik hareket edebiliyor.
...

Hepimiz insanız hepimiz beşeriz. Zayıfız vesselam. Bizim zayıflığımız ise keşiften edinilecek rapor parası. Ses etmememizin, muameleye katlanmamızın nedeni bu olsa gerek. Ufacık bir para meselesi. Avukatların ki ise malum nedenle. Davayı üstlenmiş, parayı cebe atmış daha ne olsun. Çatışacak hali yok ya, katlanacak elbet.
...

Şu var ki yalnız her kişi şahsiyetini, itibarını, mesleki haysiyetini, kurumsal niteliğini korumak durumundadır. Hiç kimse mesleki etkinliğini, kurumsal gücünü başkaları üzerinde kullanmamalı, kaba değil medeni davranmalıdır.



Kemal SEYFİ
18.09.2022