Antonio Margheriti
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
-Bir "Elmalı Strudel" bir "Long Americano" lütfen..
-Başka bir isteğiniz?
-Strudel’in yanına kaymak alabilir miyim?
Kaymağı söylerken whipcream yerine Slovence kajmak kelimesini kullanmıştım.
-Kaymak mı? Strudel’in yanına?
-Evet.
Garson kız şaşkın gözlerle bana bakıyordu. Cem Yılmaz’ın balzamik-balzamiko muhabbetine girmek istemiyordum.
-Kaymak işte, normal Sloven kaymağı, whipcream gibi.
-Strudel’in yanına kaymak?
Çadırım ve diğer malzemelerimle birlikte 10 kg’dan daha ağır bisikletimle 50 km’lik yolculuğun üstüne Julian Alpleri’nin en yüksek geçidi olan "Vršič Geçidine" kadar 10 km’lik bir tırmanıştan sonra muhabbetin uzamasına tahammülüm kalmamış gibi hissettim.
"Antonio Margeriiiiiti" diye uzatarak garson kızın filmi hatırlamasını bekledim. Kız hala boş gözlerle bana bakıyordu. Arkamda bir kaç Alman bisikletçi gülmeye başladı. Çek tırmanıcılar ise Sloven garson kadar şaşırmış görünüyorlardı.
-Tarantino’yu biliyorsun değil mi?
-Evet?
-Inglorius Basterds filmini?
-İzlemiştim ama alaka kuramadım.
-İşte oradaki meşhur İtalyan sahnesi ile sana filmi hatırlatmak istedim.
-Hatırlayamadım.
-Neyse işte filmde Albay Hans Landa elmalı strudeli kaymakla yiyordu. Bu arada gözlerin Diane Kruger kadar güzel biliyor muydun?
Muhabbet istediğim gibi gitmeyince flört kartını kullanmaya karar vermiştim ve genelde işe yarar. Aradaki soğuk muhabbet kikirdemeye ve karşılıklı flörtleşmeye evrildi. Garson kız bir kolunu masaya dayayıp muhabbete devam etti. Büyük ihtimalle 1700 metre yüksekliğinde Slovenlerin "Postacı’nın Kabini" dedikleri bu dağ evinde garson kızın halini hatrını soran pek olmuyordu. Ama içeriden gelen kahve ve strudel kokuları muhabbete yoğunlaşmamı engelliyordu. Şeker seviyem diplerdeydi ve sabahtan beri sadece bir bardak kahve içebilmiştim. Kız elindeki tepsiyi bırakıp masama oturdu. Sinema bölümü mezunu olduğunu, (ama bu ikonik sahneyi hatırlamıyordu!) yüksek lisans için Avusturya’ya gideceğini (Christoph Waltz da Avusturyalıydı) anlatmaya başladı. Benimse gözüm yan masalara gelen dumanı üstünde strudellerdeydi. Kız ısrarla muhabbete devam etti.
-Demek Türkiye’den geliyorsun?
-Evet.
-Ta oralardan gelip, bisikletle Vršič’e tırmandığına inanamıyorum. Buradan nereye gideceksin peki?
-Adriyatik’e kadar sürüp orada karar vereceğim sanırım. Ama önce stru...
-Denize sürüyorsun yani? Harika! Peki ne zaman müsait olacaksın. Ben haftaya başkentte olacağım.
-Hmm...Sanırım haftaya ben de oradayım. Yani öyle planlıyorum. Muhabbete strudel geldikten...
-Peki bu gece nerede kalacaksın?
-Aşağıda Soča vadisinde olabilir. Bir kahve içersem kafam daha iyi çalışacak sanırım.
-Türk kahvesi mi? Ahhahahhaaa...
-Hayır hayır Americano, sizin Türk Kahvesi dediğiniz şey Türk kahvesinin yanından geçmiyor.
-Ciddi misin?
-Evet evet... (hadi kızım getir şu lanet şeyleri)
-Özür dilerim duyamadım.
-Ha, yok bir şarkı mırıldanıyorum bir yandan.
-Hangi şarkı? Türkçe mi? Biraz sesli söyle ben de duyayım olmaz mı?
-Olur tabii... "Allah belaaaanı versin, Allah seniii kaaahretsin, bana gelen sana gelsin yaaar"
-Güzelmiş, anlamı nedir?
-Bir kız canını yakmış, bu yüzden şikayet ediyor (tıpkı benim gibi).
-Son dediğini duyamadım.
-Ben bir lavaboya gideyim sen de o sırada siparişlerimi getirirsin olmaz mı?
-Tabi tabi hemen.
Kendimi lavaboya atıp biraz sakinleşmeye çalıştım. Ben öfkeli bir insan değildim halbuki. Sanırım bu rakımdaki az oksijen beynimi olumsuz yönde etkiledi. Elimi yüzümü yıkayarak masama döndüm. Masamın yanında garson kız mahçup bir yüz ifadesiyle dikiliyordu.
-Özür dilerim konuşmaya daldık. O sırada strudel malzemelerimiz tükenmiş. Bugün yoğun bir gündü. Özellikle çok fazla Alman geldi. Biliyorsun bu tatlıyı da seviyorlar...
Kız nefes almadan konuşmaya devam ederken beynime daha az oksijen gittiğini hissetmeye başladım. Yavaş yavaş gözlerim de kararmaya başladı. Sonra kızın sözünü kestim.
-Filmde Albay Hans Landa’nın Bridget Von Hammersmark’ı boğduğu sahneyi hatırlıyor musun?
-Hmm, hatırlayamadım.
-Memnuniyetle hatırlatayım.
...
-Tutanağın altına imzanızı alayım beyefendi. Demek Sinema mezunu olunca bir kaç ikonik sahne göstermek istediniz?
-Inglorius Basterds’ı izlemiş miydiniz?
YORUMLAR
Dün Waltz üzerine bir video izlemiştim. Üzerine yazını görünce güzel bir tesadüf oldu ')
Aslında biraz daha zorlasan üç haftadan otuz üç tane böyle mis gibi örgü çıkar.
Sonu çok güzel bağlamışsın.
grafspee
Tebrik ederim . Bu elmalı tatlıyı çok severim.
Üzerine de vanilyalı dondurma veya vanilyalı sıcak bir sosla tercih eder Almanlar.
Saygılar.
grafspee
Gülümsedim bu tatlı sürprize.
Çıkarımlar ve devamı çok iyi.
Nükte iyi noktalandı.
Yani, her şey yerli yerinde.
Çok saygımla Sayın Yazar.