- 259 Okunma
- 0 Yorum
- 2 Beğeni
Yakomoz
Karanlıktı sokaklar yüzünü görmedim o an, sadece bir histin, birde gölge karanlıktan kaçan.
-öylece geçip gittin yanımdan...
Parfümünün kokusu esti burnuma, burnuma hiç kimse de duymadığım kadar güzel, herkes gibi olan.
Peşinden gitmek istemiyordum aslında. Yolumdu, yoluna doğru uzanan, burun buruna geldik köşeyi döndüğüm anda, Gözlerindi ilk aklıma kazınan...
Koyu yaşil gözlerin...
Bir an!
Salladım boşluklarda, uçuştu hayallerim ruhunu alıp, ruhumla.
Saçlarına değdi sonra gözlerim. Kahverengi kıvırcık saçlarına. İçimin denizleri gibiydin o an.
Asiliğine kapılıverdim oracıkta.
Dudaklarına düştüm ardından, aralandı ve lütfetti sözlerini.
"afedersiniz" dedi. "affetmem" diyemedim.
Beni böyle kalbimden vurup, bu kurşun yarasıyla çekip gidişini,
İçimin içlerini söküp, kalbimin gün be gün bitişini,
Günlerime, gecelerime girip hayatımı alt, üst edişini affedemem!
Diyemedim. Çünkü suçun yoktu ki senin.
Hem Nerden bilebilirdim ki, o günden sonra sana takılıp aynı yolu tekrar, tekrar geçeceğimi.
Bir küçük ihtimalde olsa, seni görmek için yoluna ömrümü vereceğimi.
Nerden bilebilirdim, kalbimin közün de yanıp, buzun da donacağını.
Asla azalmayıp, çoğalıp, çoğalıp en büyük tutkum olacağını.
Hiç bilebilir miydim?
Sahi sende bilemezdin. Bilmeden kalbime öylece giremezdin.
Karanlık bir gecenin bana kalan en müthiş an’ıydın sen.
Ay yanarken, tutuşan bir aşkın baş kahramanıydın sen.
Bir gece an’sızın gelişinin ömrüme nasıl ömür kattığını bir bilsen.
Kendini bana bahşederdin.
Yakomoz bakışlı adam.
...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.