- 698 Okunma
- 6 Yorum
- 7 Beğeni
Çekirdek
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Gece uyumadan önce kendime sarıldım. Sırası gereğince önce saçlarımı, ardından yüzümü okşadım. Uykuya dalınca yokluğa iştigal edecek dünün beni, sabaha uyanamayacağından bu sade ama saygın uğurlama törenini hak ediyordu. Öyle ya, yorgunluğuna rağmen günü tamamlamayı başarmış, akşam beş sularında sağına ve soluna inci gibi dizilmiş gürgen, öbek öbek lavanta ve birkaç çeşit çalının etkisiyle hoş bir kokuya hapsolmuş yokuştan inerken, bir garip bir çığlığa benzeyen sesleri ile yağmurun haberini kanatlarına çarpa çarpa anlatan sığırcık kuşlarına bir bıkkınlık dolu bir ifadeyle bakmıştım. Belli ki sığırcıklara rüzgarın fısıldadığıyla, nem hesabını ajanslara açıklayan meteoroloji haberleri birlikte omuz omuza hareket ediyordu. Bir an, bu sahnenin gerçek olup olmadığına, hatta hatta bir rüyada olup olmadığımı düşünmüştüm. Yorgunluk akli dengeleri altüst ediyordu. Hafızamda kaydolan rotayı izleyerek yürüdüm ve yürüdüm.
Akşam olunca, birkaç notumla haşır neşir olmuştum, notlarda belli ki kelime akışı denemesi yapmış, başarısızlığımı, yazıdan uzak kalmamın kendimce haklı sebebi olarak görmüştüm. Oysa bir süredir kendime dahi anlatmamın imkansızlaştığı ve giderek hareketsiz bir kimliğin temelini sağlamlaştıran bir işgüzar bir boşvermişliğin içine hapsolmuştum. Notların ilki şöyleydi;
"Otuz dakika kadar yazacağım. Saatimi kurdum.
İlk iki dakika geçti bile ve ortada bir şey yok. Gregor Samsa aklıma geldi, tekrarlı bir karakter kuşkusuz. Sanki okuduğum pek çok öyküde ona benzeyen birini fark ediyorum ya da mağduriyet, ötekileşme cezbedici konulardır. Kimse beni anlamıyor yerine, kimse ve ben, beni anlamıyoruz daha ilginç bir söz olurdu. Geçen gün karpuz keserken elimi derince kestiğimden kanımla karşılaştım. Üstelik yere bile damlamış, bir an bana ait değil gibi gelmişti. Yazının gövdesinde salına salına kırmızıyı gösteren, ruhum kanıyor, toplumun kanayan yarası gibi insanın içinde zoraki bir acıma hissi geliştiren ifadeler.."
Buraya kadar yazmıştım, devamına değecek bir yanı yoktu, ben de dünkü ölü ben için bir şiir yazdım. Onun, ondan öncekine yazmamış olması onunla ilgiliydi. Yarın ki ben içinse şunu söyleyebilirdim,
İyi ol dostum, karanlığı bilmiyorsun daha. Şaka yapıyorum, gülümse. Delirmedik, sakin ol, sıran gelmedi sadece, ağır ol.
"Çekirdek çitleyen biri var gözlerinde
Karıncalı görmen ondan
Ya da karıncaysam da
Bunu bilmek
Parkları daha kalabalık yapmaz
Bir ufak huzuru ehlileştirdin
Yuvan bir denizle kırıştırıyor
Sana yine söylüyorum
Yüzme bilmiyorum
Boğumlu bileğin mi var senin?"
YORUMLAR
Parlain m
Teşekkür ederim Etrabe, sevgiyle selamlıyorum
İşimiz gücümüz kendimiz olmalıyız diye düşünürüm hep.
Kendimizden başka dostumuz yok inanın.
Emeklerinize saygılarımla kutluyor ve teşekkür ediyorum.
Parlain m
Teşekkür ederim, selamlar.
Tebrik ederim değerli yazar.
Seçkiye ayrıca teşekkür ederim .
Saygılarımla
Parlain m
Saygılar benden Gülüm Çamlısoy.
Parlain m
Selam Jüli d.