- 319 Okunma
- 2 Yorum
- 1 Beğeni
AK SAÇLI GENÇ
Mevsimler değişiyordu günden güne zaman inadına durmaksızın geçiyor ben ise altı yaşıma adım atıyordum.Eylül’ün soğuk yüzü içimde rüzgarlar estiriyor kuşlar da yavaş yavaş göç ediyordu.
Sabah kahvaltısının sıcaklığı neşeli sohbetler ve babamın espiri’li tavırları bizleri keyif almaktan geri bırakmıyordu.ilk defa okul formasını giymenin heyecanını yaşıyor ve sabırsızlıkla bekliyordum. Hayatın dokunuşları yüreğimde yankılanıyor ve arkadaşım Sadik karşımda durmuş bana bakıyordu. Oda tıpkı benim gibi heyecanla okul gününü bekliyordu. Yalnızlığı sever büyük hayaller kurar yüzünden gülümsemeyi hiç bırakmazdı. Yılların kendisine neler kazandıracağını veya neler kaybettireceğini bilmiyordu. Sadık çok naif, efendi bir o kadarda çekimser bir yapıya sahipti
Bir zaman geçtikten sonra artık okul hayatına devam edemez hale gelmişti. Sadık artık genç olmuş hayatın yükünü omuzlarında hissetmeye başlamıştı babasını henüz on yedi yaşında iken kaybetmiş umutlarından vazgeçmişti. Hayatın ağırlığı onu eziyor yüzünden gülümsemesini çalıyordu. Ama artık içindeki sesleri susturmalıydı. Duygularını kağıda dökmeye başlamış kendisini öyle ifade etmeye çalışıyordu ve bir pazar sabahı yanlız başına gezerken o bakışlara esir olmuş kalbini yerinden fırlayacak sanmıştı çünkü ilk defa aşık oluyordu yaklaştı duygularını dile getirmek istedi ama tekrar vazgeçti çünkü yenilmekten yorulmuş kırılmak’tan korkuyordu. Yüreği dolu dolu evin yolunu tuttu annesine bir an önce anlatmak, onunla paylaşmak istiyordu çünkü onu anlayacak tek insan annesiydi. Otobüse binerek ilerledi ineceği durağı bile fark etmeden geçmişti o kadar kapılmıştı ki aşkın büyüsüne adete ruhu bedenini terk etmişti işte aşk ak saçlı gencin yüreğini böyle güzelleştirmişti.
Erkan ŞEREMET