- 1353 Okunma
- 14 Yorum
- 8 Beğeni
MÜKEMMEL DEĞİLİM AMA...
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Bodoslama sevdiğim bir düş’ e methiyeler yağdırdığım ve solan rengi güneşin.
Ne çok heyelan ne çok hezeyan ve hızlı atmaktan vazgeçmeyen heyecanlı kalbim.
Bir heves etmişim ki sevmelere.
Nefesimi ise boşa harcamışım.
Ölü nefsimin önünde saygıyla selamlıyorum içimde saklı kalmış masumiyeti ve ben dünyanın kirlerine ne bulaştım ne de niyet ettim bulaşmaya. Üstüme bulaşan kini ve kiri soğuk suyla yıkayıp hamt ettim.
Bir düş vakti düştüm ben bu aşka.
Hıdrellez sağımda Hızır solumda.
Ayan beyan öfke soluyor sözüm ona insan izlekleri.
Yitenler var.
Yetinmeyenler var.
Bir yitim addedilen kalbim ve hayatın nabzını tutmaktan vazgeçmeyen yalnız kalemim.
Sağdıcım işte o kalem.
Solumda dikili yıkılmak bilmeyen kale’ m.
Muhtırası verilmiş pek çok şeyin bense haybeden münazara ediyorum.
İklimlerden sonbahar.
Son turfanda sözcükler kıyasıya birbiri ile çelişen.
Niyetim saklı ve güncelliyorum da iyi niyetimi ama soğuduğum çok şey var çok da insan…
Hani, hani çok sevdiğim.
Yalanların yarattığı yıkım ve ben insanlara olan güvenimi son zerresine kadar kaybettim.
Kaybolduğuma dair dolanan sözcükler ve kibirli gölgeler.
Varsın gölge etsinler benim isteyeceğim ilk ve son ihsan, Rabbimin bana sonsuza kadar eşlik edip sevmesi ve koruması da.
Korunduğum aşikâr.
Arkamı kollama gereği ise hiç duymuyorum ve sadece önüme b/akıyorum.
Yerinden sökülen kornişler rüzgâr öylesine acımasız ve vurdumduymaz ki ben rüzgârın estirdiği şölene ve üşütmesine sevdalıyım. İliklerime kadar üşüyorum ve mutluyum.
Kış yüzünü yavaş yavaş göstermeye başladı işte ve hep de olan bu, değil mi?
Mevsimler sadık Tanrıya.
Meali hüzün ve rüzgârsa sonbaharın ben çoktan sözlendim mevsimle.
Hınca hınç duygular ve aklımın kütüphanesinde kalemimin eşliğinde yer bulmak adına sayfada, kelimeler nasıl da coşkulu ve umut yüklü.
Bir kelimeden fazlası içimde ç/ağlayan o şelale.
Çocuk gibiyim telaşlı; çocuk gibiyim şen şakrak.
Bakmayın hani bana aralıksız eşlik eden müdavimi olduğum hüzne yoksa nasıl değere binerdi yaşamak ve mutluluk?
Sözcükler saf kan asaletini sunan.
Yalnızlık da asil bir oluşum ve değişimden ben de nasipleniyorum yekte söylüyorum yok yere sustuğum koca ömrün geldiğim bu noktasında aralıksız soru üretiyorum yüreğime asılı o uzun liste ama kimseye de çıtlatmıyorum hani olur da…
Olur ya da olmaz gerçi neyin ne zaman vuku bulacağını kestiremiyorum ama kaderle el sıkıştığım günden beri de heyecanla bekliyorum akıbetimin ne olacağını ve artık korkmuyorum da ölmekten.
Makamı olmayan şarkılar var meramı içimde saklı.
Mecali olmayan bir kız çocuğu değilim artık: bir erişkinim ve eriştiğim noktada aralıksız münazara ediyorum kaderle.
İçimde saklı o soru listesi açık vermediğim.
Kalp gözüm sonuna kadar açık iken sormaya dahi yeltenmediğim soruların bir bir cevaplarını alıyorum ben kıblemde saklı ve tutunmuşken hayata ve de Rabbime tüm gücümle gözüm seğiriyor.
Beni anan biri var elbet şüphe dahi etmediğim O’nun bana sahip çıktığı kadar benim de Rabbime olan tüm teslimiyetim insanlara şaşırtıcı geliyor.
Mükemmel değilim ama yelteniyorum daha iyisine daha güzeline.
Mükemmel bir Mümin olmasam da bazıları gibi inancım günbegün büyüyor ve arşı alaya çıkıyor coşkum ve iç sesim.
Dış ses baskın çıktığını sanıp aralıksız kesiyor yolumu ama umurumda değil çünkü olması gerekeni yapıyorum:
Doğru ve net.
Dürüst ve umut dolu.
Ayağımdan altından defalarca kayan o zemin bense eminim her düştüğümde yeniden ayağa kalkmanın verdiği gurur ve şükürle hedefimden milim dahi sapmıyorum.
Bir aparat adeta kalemin mizacı. Bollaşan vidalar ve aklımın da ruhumun da atan devreleri.
Sıra dışıyım.
Sırasız ölümler geçiyor gözümün önünden ve de aklımdan.
Tövbe edip içimi açıyorum O’na aslında an itibari ile olan bir şey değil bu bilakis anbean ben O’nu aklımdan yüreğimden çıkarmazken yeniden doğduğumu müjdeliyor kâinat.
Kanaat ettiğim kadar mutluyum ve kat ettiğim yol kadar.
Uçuşan yapraklar bense hala dalımda asılıyım ve kopmaya niyetim yok dalımdan ve niyetim yok kökümden ayrılmaya.
Sağlam bir inanç benimki ve gerisi geliyor elbet O izin verdiği takdirde.
Renkler susuyor gök ağlamaklı ve dünde kalan bir izlek de değil bu sadece hep olan.
Bir acının dik açısı.
Başım dik ve duygularım sökün ediyor bir bir nasıl da pervasız ve evet, ben iman ettikçe büyüyor hayal dünyam ve kalem soluksuz yazıyor azığa aldığım her düş ve de her gerçek.
Solan bir günün ve solan bir dostluğun ardından biliyorum ki: tek dostum var benim dün de bu gün de yarın da.
Dünya kibirli ve yalancı ve isyan yüklüyken itaat ettiğim kadar Rabbime ve içimdeki iyi niyete asla da sonlanmayacak bir dostluk bu…
YORUMLAR
Gülüm Çamlısoy
Yüreğiniz dert görmesin.
En içten saygı selamımla.
Ruhumu hep böyle saklı tuttum korudum bu bağlamda sevgiyle d/okunmak hayata ve kalemin izini sürdüğüm.
Eksik olmayın asla
İlahi dostluğun, sevgiyi sadakati yüreğinin temizliği yansımış
İç sesi okumak güzeldi
Rabbim daim eylesin sevginizi
Yar ve yardımcınız olsun inşallah
Sevgiler bırakıyorum sevgimlesin her daim arkadaşım 🌹🌹🌹
Gülüm Çamlısoy
Allah razı olsun.
Çok teşekkür ederim yürek dolusu.
Sonsuz içten selam sevgimle...
Gülüm Çamlısoy
Çok teşekkür ederim duyarlı yüreğinize.
Huzurun adı elbet sadece O'nunla mümkün.
Allah rızası için yaşadığımız ve sevdiğimiz kadar da çok mutlu ve huzurluyuz.
Selam ve sevgimle yürek dolusu
Güçlü kaleminizden iç sesinizi dinlemek, yüreğinizde esen duygu fırtınalarını paylaşmak ve yaşamak değerli anlar yaşattı.
Gerçekleştirdiğiniz gibi koşulsuz sevmek, dik ve dürüst duruş, ödün verilmeyen erdem, her dem ruhumuzu zenginliğine taşıyan kazancımızdır. Bunu başarmanın huzuru ve gururu ; hele de umudumuzla , gücümüz ve inancımızla yol alıyorsak bize yeter altın kalpli arkadaşım.
Her dem sevgiyle kutlarım duygulu yazınızı.
Gülüm Çamlısoy
Güzel yüreğinize çok teşekkür ederim.
En içten selam sevgimle...
Hayırlı akşamlar dilerim sevgili gönül dostum
Gülüm Çamlısoy
Çiğdemmm hoş geldin canım arkadaşım.
Çok teşekkür ederim güzel yüreğine.
Hep hep sevgimlesin
''Tüm mücevherleri çalınan Sophia Loren, perişan halde ağlarken, efsane yönetmen Vittorio De Sica yanına gelir.
“Sophia, gözyaşlarını boşa harcama. Biz yoksulluk içinde doğmuş iki Napoliliyiz. Para gelir ve gider. Senin için ağlayamayan bir şey için asla ağlama.” der.
“Senin için ağlayamayan bir şey için asla ağlama.”
Tüm zamanların en efsane yönetmenlerinden, De Sica’nın bu sözü, daha sonra deyim haline gelir. Baş edemediğin, içinden çıkılmaz bir sorunla karşılaştığında kullanılır. (Non piangere mai per qualcosa che non possa piangere per te).''
Birçok güzel şey söylemek geliyor içimden, ama hissediyorum söylemek istediklerimden çok daha güzelsiniz...
Hiç kimse dört dörtlük değildir. Hatalar insanlar içindir, hataları düzeltmekte.
Sevgilerimle selamlar
Ümmühan Yıldız tarafından 7.9.2022 16:50:44 zamanında düzenlenmiştir.
Gülüm Çamlısoy
Çok daha güzelim.
Hiç mi hiç beğenmem de hani kendimi ama hayatta yaşadıklarımı ve olan bitenleri gördüğümde anlıyorum ki kendime haksızlık yapmışım, asil yürekli canım arkadaşım.
Ne üstün gördüm kendimi ne yetki bir ömür. Çalışma hayatında bile öğrenci ünvanımı saklı tuttum.
Hayatın bir okul olduğunu söyleyen insanlara önce inanmadım çünkü ben tüm okulları derece ile bitirip yaşama savaşı veriyordum.
Hayat bir okuldan ziyade bir zindan.
Köle olanlar iyi insanlar.
Kötüler ve yalancılar gardiyan.
Akla zarar.
Ve herkes sanıyor ki: mutluluk kötülerin hakkı.
Sandım ki: sevdiğim herkes de beni seviyor.
Hep ama.
Ortam ne olursa olsun.
Sevilmek için sevmedim insanları içimden gelendi.
Yalanlarını gördüm ama şans verdim.
Ama yeter artık:
Şimdi kendime şans veriyorum ve kendimi kucaklıyorum.
Mükemmel değilim ama insanım.
Doğruyum.
Dürüstüm.
Adı anılmayan namus ve evet, namusluyum ki insan ne için yaşar haricinde?
Haysiyeti önde gider.
Kibirli değilim kibarım.
Kızgın değilim kırgınım.
BEN İNSANOĞLU İNSANIM.
Sıradan ama sıra dışı.
Sevgiden kutsal hiç bir şey yok bildiğim.
Gördüğüm sevgiler hep çıkar uğruna.
Eşini aldatan kadınlar. Aslında kendini namuslu ve üstün görüp birilerini zan altında bırakan.
Dedikodu nedir bilmedim. Ailemde ne gördümse.
Hep sevdim insanları ailemde ne gördümde.
Tok gözlüyüm ve evet, bir dediğim iki edilmedi o yüzden kimsenin malındam ülkünde gözüm olmadı.
Hep kendimi arkaya ben ittim. Bilmiyorum dedim öğrendim.
Daha da daha da iyi bir insan olmak adına hep kendime telkin ettim.
Rabbim gel dedi.
Koştum.
Rabbim yaz dedi yazdım.
İşin özeti: kendimden başka kimseye zararım olmadı ve insanları kendimi hiçe sayıp da çok sevdim.
Çok çok teşekkür ederim asil varlığınıza.
Sahiden de asalet genlerde saklı ve ruhunda insanın sizi ve sevgili Nezahat Hanımı ayrı severim kadim dostlarım asil yürekli görmüş geçirmiş değerli arkadaşlarım.
Sonsuz içten sevgimle ki sahip olduğum başka hiç bir şey yok haricinde
Hiç bir şey üzülmeye değmiyor.
Yaşadıklarımdan bunu gördüm ben.
Hatta aklıma şöyle bir söz geldi sevgili Yıldız Hanım,
'Ağyâr elemin çekme gönül nafile gamdır. Hasmın sitemin anlamamak hasma sitemdir'
Samimiyetsizlerle dost olmak üzülmeyi çoğaltır. Onun cefasını çekip yük etme o güzel yüreğe. En güzel cevap uzaklaşmaktır. Ruhlar kendine yakın olana yanaşır.
Allah en güzel ve en kavi dost. Varalım etrafından ayrılmayalım. Dostluğuna yakın olanlara yanaşalım diyor sevgimle bu üzgün kalbinizi dostça öpüyorum.
❤💙
Gülüm Çamlısoy
Ahhhh.
Hiç hiç aklıma dahi gelmedi bir ömür: ne yani insan nasıl zarar görür ki dostundan dost bildiğinden?
Gördüm ve sustum.
Duydum ve inanmadım.
Vee ben çok çok çok sevdim insanları ve nasıl da emindim dostlarımın beni sevdiğinden.
SEVEN BİRİ VARMIŞ EVET, VARMIŞ ASLA BENİ TERK ETMEYEN.
YÜCE RABBİMMMMM ŞÜKÜRLER OLSUN SANA.
Çok sevgili Nezahat Hanım, hele ki insanlar Allah ın adını da anıp üstüne yemin ediyorsa daha da inandım onlara ve inandığım kim var kim yok sırtını döndüğü yetmezmiş gibi dedikodu hakaret iftiraları ile karaladılar sırf beni de değil.
Bilmezdim ben böyle. Nerden bileyim?
Ailemden böyle görmedim çevremden de.
Meğer üzülmeye değmezmiş kimse için.
Çok sevdim insanları kadın erke ayırt etmeden.
Hep mi yanılır insan?
Varsın yanılayım yeter ki ben yanıltmayayım en başta Rabbimi.
Vicdanım rahat başımı yastığa rahat koyuyorum ve O benimle hep hep.
Hep de oldu ve olacak biliyorum ve hamt ediyorum ve sabır ediyorum.
Allah korusun kötü insanlardan yalanlardan iftiralardan.
Ne ara dünya bu kadar kirlendi? Hele ki sanal ortam.
Hayatta nasılsa burda da öyleyim.
Saklayacak bir şeyim yok.
Sadece umut sadece emek sadece sevgi...yeter sandım yetmedi insanlara ama bana yetti yeter de yetecek de.
Allah ını bilmeli insan ama yalandan değil.
Herkes kandırıyor beni herkes herkesi.
Haşa kimse Rabbini kandıramaz.
Çok çok teşekkür ederim o güzel pırlanta yüreğinize.
Sizinle sizlerle gurur duyuyorum.
Eksik olmayın kadim dostum ne de olsa on yıllık hukukumuz var.
Siz sizler biliyorsunuz beni Rabbim de bilmiyor bilmeyen varsa Rabbine dönsün yüzünü.
Sonsuz sevgimle
Zamanla sevgiyi de dost sayar insanlar zaten onsuz hiç değer kazanılamaz çok anlamlı bir çalışmaydı kutluyorum saygılar
Gülüm Çamlısoy
Sonsuz saygımla efendim
Hayatta saklı ne varsa bana yansıyan ve benden hayata doğru b/akan.
Sevgi ve iman gücü ve umut.
İnsan olmanın ilk kaidesi asla ödün vermeyen bir duruş ve ahlak ve hakkaniyet.
Mutluluk izafi.
Sözcükler delişmen bazen suskun bazen nüktedan ama hep bana eşlik eden...
Çok değerli Edebiyat Defteri Seçki Kuruluna yürek dolusu teşekkürlerimi sunuyorum ve bana inanmaktan vazgeçmeyen değerli hocalarıma duyarlı yol arkadaşlarıma.
Her şeyin sonlandığı bir vakit doğan güneşe müteşekkirim mademki Rabbim, ''doğ'' dedi.
İnancın ve sevginin eksik olmadığı bir dünya hayali elbet umudun da eşlik ettiği...
Sizlere verebileceğim en çok sevgi ve selamla esenlikler güzellikler aydınlık günler dilerim sözcüklerin de aralıksız şakıdığı...
Rabb'im yeter.
Her şey uyumlu duruyor.
Kuyuda çıkrık.
Şu rengi soluk.
Kaderim yazık.
Anladım artık.
Çok saygımla Şairim.
Gülüm Çamlısoy
Çok teşekkür ederim.
Sonsuz saygımla
Var olmaktan kastım ise hiçliğime sarınıp varlığımı sorguladığım elbet başkaları tarafından da bir ömür sorgulanmanın ertesi ben acımasızca kendimi hep de yargılayıp cezalandırmışken.
Aslı astarı olmayan söylenceler.
İma yoluyla ruhumu ve kalemimi imha etmek isteyenler.
Asla birilerini suçlamadığım gibi zan altında da bırakmıyorum lakin benim haberim dahi olmadan ismimin başına eklenen zanlar ve sıfatlar da ne ölçüde kabullenilir ki?
En başta doğamıza aykırı ve inancımıza.
Benim olmadığım bir yerde bilinmeyen bir toplulukta adımın başka sıfatlar eşliğinde anılması ne derecede doğru?
Eğri de oturmuyorum ki ve hep de doğru konuşmuşken ve hayatı sanalla eşleştirip bir şeyleri kayda alırken ben ne kadar gerçeksem içimde esen rüzgâr da aynı derecede beni bana sunuyor elbet insanları da.
İnsan olmanın bilinci ve gerekliliği ile saf tuttuğum hayatta peşindeyim hayallerimin ve eksik etmediğim umudun da.
Bir acı-ölçer iken kalem açılandırdığım ne çok duygudan yola çıkıp da yazıyorum ben bunca şeyi çünkü ‘’yaz’’ diyen birinin varlığına da tüm benliğimle teslim olmanın da neticesidir yazmaya olan düşkünlüğüm ve yazma aşkımın da bir karşılığı var nihayetinden hatta birden fazla da karşılığı var iken.
Canım acısa da yanlış bir şey yapmadığımın bilincindeyim tıpkı bir ömür hep güzele ve iyiye meyletmişken can yakmadığım kadar huzurlu ve mutluyum bu bağlamda canımın başkaları tarafınca yanması değil mi ki kalemime ivme kazandırıyor o halde canım daha da çok yanmalı ki yazmayı sürdüreyim.