- 1033 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
zülcenaheyn
ZÜLCENAHEYN
“İki kanatlı” manasına hem ilim hem de marifette (tasavvufta) yüksek dereceye ulaşmış olan âlimlere verilen lakap Mürşit-i kâmiller, içtihat derecesinde yüksek bir mertebeye sahip oldukları için hem zahirî ilimlerde ve hem de tasavvufta derin ilim sâhibidirler, yâni Caferi tayyar gibi iki cihette ilim sahibidirler. Hem ilim ve hilm sahibi oldukları için, manevi alan dada söz sahibidir. Yani zülcenehayndirler. Ne demek zülcenahayn olmak? Cenah; kanat demek, cenahayn; 2 kanat demek, zülcenahayn; 2 kanadın sahibi olmak demektir. Öyleyse hangi kanatlardan bahsediyor Allah’a Teâlâ?
1.kanat: Cennet kanadı(maneviyat)
2. kanat: Dünya kanadı (Zahir ilimler, zahir alemi)
Cennette olmak; yani öldükten sonraki hayatının akabinde (kıyamet gününden sonra) başlayacak olan hayat bir cenneti bir de cehennemi ifade eder. Herkesin gitmek istediği yer cennettir. Öyleyse kanatlardan birisi kıyametten sonraki devrede cennette olmak kanadı, kanatlardan ikincisi de dünya kanadı; şu dünyada mutluluğu yaşayabilmektir.
Din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması gibi bir teori bugün geçerliliği olsa da Ukbe da bir anlam taşımaz. Bu günkü anlayışta din sanki ölenleri ilgilendiriyor gibi bir anlayışa doğru evriliyor. Hâlbuki ki islamsız bir hayat hayat değildir. Zira hayat yemekten içmekten ve yatıp kalkmaktan ibaret olsaydı, kuşlar gibi yaşamış olurduk. bu işi kuşlarda yapıyor. Çünkü hayat; İslam’dır, İslamsız hayat hayat olmaz. Dinimiz de diriler için gönderilmiş olup yaşayanların dinidir, ölülerin değil. Dünya nimetlerine kavuşan Müslümanların, refah ve konfor içinde yaşamaları, dünya ahiret dengesini kuramayışları, lüks ve israf içindeki hayat tarzlarının tabii hale getirilmesi, çağımızın hastalığıdır. İnsanlar dini kurallara uyacağı yerde. Dini kendi yaşantılarına uyduruyorlar ve adına din diyorlar. Bunun derin anlamı nedir biliyor musunuz? ben kendi dinimi kendim kurarım ona göre de yaşarım. Bunun adı ilahlık taslamaktan başka bir şey değildir. “Hayırlınız, ahireti için dünyasını, dünyası için ahiretini terk etmeyip her ikisini birlikte yürüteninizdir. Zira dünya, ahirete ulaştırıcı bir vasıtadır” buyurur.
İslam’a göre dünya ve ahiret birbirini tamamlayan iki ayrı merhaledir. İnsan hayatındaki bu iki aşamayı ilahî bir ahenge sokmak ve ince bir dengeye sahip kılmak, İslam’ın ana hedefidir. İslam’da dünya iman ve amel yeri, ahiret ise hesap ve adalet yurdudur. Ahiret hesabını düşünerek meşru yollarla ailesinin geçimini temin için çalışmak, ibadet hükmündedir. Çalışma imkanları varken insanların sırtından geçinme, dilenme ve başkalarına çeşitli metotlarla yük olma, İslâm hayat anlayışına göre yüzkarasıdır, cinayettir.
Atalet, meskenet, duygusuzluk ve ilgisizlik, İslam dünya düzeninde olmayan kavram ve davranışlardır. Hareket, aksiyon, temizlik, hassasiyet, dikkat, şuur, olaylarla ilgilenme ve her olaya dini bir değer hükmü verme, Müslümanların hayat felsefeleridir. Çünkü İslam’a göre, ahiretteki hesapta dünyanın mal, evlat, makam gibi değerleri değil, bunların kullanılışları etkili olacaktır. Ne imansız-ibadetsiz ahlâkla, ne ahlaksız-ibadetsiz imanla, ne de içeriği boşaltılıp şekle indirgenmiş ibadetle iyiler safına dahil olabiliriz.
İçi boşaltılmış bir ibadet, sahibinin sırtında bir yüktür. Hayat tarzımızdan ‘günah mı, sevap mı? Helâl mi, haram mı? İslâm ile hayat, birbirinden ayrı şeyler değildir. İslam’ın hareket sahası, sadece camiyle sınırlı değildir. Hayatı en yüksek şekliyle kuşatacak kadar geniştir. Allah, insanın içini dışını temizler ve böylece insanı yavaş yavaş alçaktan yükseğe, süfli alemden ulvi aleme çıkarır. ferdi ve sosyal hayatla ilgili hiçbir şey yoktur ki İslam orada tecelli etmesin, onunla ilgilenmesin. İnanan, dünya nimetlerinden hiçbirini küçük görmez. Her birinde birer ibret arar.
Yaşamına üçe bölmüştür. Birisini ibadete birisini dünyaya birisinde dinlenmeye ayırır Çalışma anlarını abdestli geçirir ve gönülden zikrine devam ederse çalıştığı anlarda ibadet sayılır. Abdest alır ve abdest ile uyursa uykuda olur ibadet. İşte sana 24 saat ibadet. Hayat mücadelesinden yaşama azminden ve ahireti kazanma gayretinden geri kalmaz. İslam’ın bütün esasları hayatla ilgilidir. Ama hikmeti, yine Mutlak Adalet’e bağlıdır...
O zaman yalvar yakar olursunuz da duanız kabul edilmez.” İslam karşıtlığı; ruhu yok eder. Millet olma ruhunu da ümmet olma ruhunu da insan olma ruhunu da berhava eder. Dünyanın sancısı, İslam’a, Kur’an’a yaklaşma ihtiyacının sancısıdır. Beşerî kültürünün her dalında meydana gelen tıkanmanın-kararmanın-soğumanın ve bundan dolayı da teknolojik oyuncaklarla idrakleri uyuşturmaya çalışmanın sebebi aynıdır. ZÜLCENAHEYN OLMADIKTAN SONRA yorulmaktan başka bir şey olmaz.
============================AR===================
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.