Bir ân
Ömrümden dökülen bir damla kelime gibiydi ruhum...
Uzaktan izlemek dünyayı.
Bi uzay gemisine binmişte giderek ses ve görüntülerin kaybolması gibi.
Hızla götürülmüştüm hastahaneye, acildeki hengâmenin telaşı da dünyaya ait bir telaştı..Ruhum onları yukarılardan izler gibiydi..Sesler, koşturmalar..
Bir an son bulana dek hızlanmışken nefesim, gözümün önüne gelen sadece sonsuzluk zincirine iliştirilmiş bir halka gibiydi, ân...bir ân...bir damla...bir son.
Bunca açılmış genişletilmiş zamanın aldattığı algılarla eğlenen ruhuma hasta bedenim eşlik edemiyordu, çaresiz..
Yıldızlarda oturup izlemek için sabırsız davrandığından olsa gerek...İsteği olmadı.
Bitti, günler yine içine aldı beni...yuttu, evirdi çevirdi...kendime gelmek değildi bu, dünyaya gelmekti yeniden.. Bitmek bilmez oyunları ile vakti meşgul etmekti..
Zamansız boyutlarda zevkle gezinmek için şimdi bedenimin o hallerden mi geçmesi gerekti? Sedyede koşturularak doktorculuk oynayanların içindeki kurtarma isteklerini eylemek mi gerekti?
Şüphesizdi ki, her zorluk,her sıkıntı beni sonsuz fezaya püskürten bir kuvvete sahipti..
O gece, evet...
Sakin ve yumuşak bir özetle;
Uzaktan izlemekti dünyayı.
Bi uzay gemisine binmiste giderek ses ve görüntülerin kaybolması gibi eylemişti beni zaman..
Ömrümden dökülen bir damla kelime gibiydi ruhum..Bir ân...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.