- 222 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Ne yapıyoruz
O cocuk yanlızlığını bende tattım. Hemde en acı yerimden. Malesef akran şiddeti diye bir şey var. Hele ki çocukken maaruz kalmak en üzücüsü. Ben kendi tabirimce kusurlu bir hayatım. Bundan dolayı sürekli utandım, çekindim. Aslında kendi kendimden utanıp çekindiğimi geç anladım. Dik durup karşı cıkamadığım için çokça ezildim. Bazı arkadaşlarım sandığım kişiler ortamımıza kızlar dahil olduğunda benimle dalga geçerek onları güldürmeyi yeğlerdi. Espirinin ve mizahın bu olmadığını çocukken öğrenmiştim.Onları anlayamadım. Zaten hayatın büyük penceredeki anlamını da kavramış değilim. Hepsi derin bir keşmekeş. Zaman laf dinlemeyen haylaz çocuk gibi koştur koştur geçiyor, bende biraz olsun onu yakalamak için birbirinin üstüne basan insanları izliyordum. İnsanların acımasızlığını gördüm. İhtirası gözlerinden okudum. Adeta çöldeki bir deve gibi çiğniyorlardı haraşe denen dikenleri. Hepsi, ama hepsi; karşısında birini kırdığını üzdüğünü farketmiyordu. Üstüne bazıları maarifetmiş gibi yalpalıyordu. Birinci gelmenin tek yolu ikinciyi itmekten geçiyordu onlar için. Oysaki rica edebilirlerdi. Kolundan tutup, ayağına çelme takıp üstüne basmaları gerekmiyordu ki. Ufak bir teşekküre rica ederim demek duraklamaktı. Zaman durmuyordu onlar için. Buna zamanları yoktu. Dünyadaki yüzlerce, yüzbinlerce ben.. Zamanın peşinden koşan insanların önünde durmayın. Ezilmekten korkun. Yalpalanmaktan dışlanmaktan kaçın koruyun kendinizi. Çünkü yaşadığımız dünyada hayatta kalmak için koşabilmeniz gerekiyor, ve koşmak içinde... Onlardan biri olmak.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.