- 251 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
FAKAT BU HATVEYİ İLKİN KİM ATACAK
FAKAT BU HATVEYİ İLKİN KİM ATACAK
Kendimizden olan birileri tarafından gençliğimizi felakete itmeyelim. Okul arkadaşım tespitine katılmamak mümkünmüş.’’ ‘’Çağdaş Uygarlığı gençlikle geçeceğimizi aklımızdan çıkarmayalım. Unutmayalım ki bizi layık olduğumuz yere götürecek olan, istikbal garantimiz gençliktir. Derin bir mâziye dayanan köklü kültürümüzün mimarlarını fikir ve inanç buhranı içine itmeyelim. Ve düşünelim:
Tarihin yalan bilmez dudağı karşısında bunun hesabını torunlarımıza nasıl vereceğiz?’ ‘’Ö. TÜRKMEN’’
Sağlam ve gürbüz nesil, genç nesildir. Gençlik, var oluşumuzun teminatı, istikbalimizin garantisidir.
Mehmet AKİF’İN şu tespitine kulak verelim.
Demek ki:
atmalıyız ilme doğru ilk adımı.
Mahalle mektebidir işte en birinci adım;
Fakat; bu hatveyi ilkin tasarlamak lazım.
Muallim ordusu derken, çekirge orduları
Çıkarsa ortaya, artık hesap edin zararı!
“Muallimim” diyen olmak gerektir imanlı,
Edepli, sonra liyakatli, sonra vicdanlı.
Bu dördü olmadan olmaz: vazife, çünkü, büyük; Zira körpe dimağları bir sanatkâr olan öğretmenin eline kendi elimizle teslim edeceğiz. Öğretmenler yetişirken donanımlı yetişmeli. Çocuk eğitimiyle içiçe olan öğretmenler çocuk psikolojisini yetişkin psikolojisini, toplum psikolojisini bilmeli. İnsanı tanıyamayan bir öğretmen kesin teşhis yapamaz dolayısıyla eğitiminde yanılmalar yapabilir. Hele hele pedagojiyi çok iyi bilmelidir.
Bu yazımda genelde eğitim sistemindeki noksanları yazmaya çalışıyorum ama öğretmen ve öğrenci bizim elimizde olan malzeme, elbette iyisini de kötüsünü de yazacağız... Öğretmenler insan sevgisiyle hele hele çocuk sevgisiyle donatılmış olmalıdır. Şefkat sahibi olmalıdır. Öğrencilerine bir anne veya baba gibi, arkadaş gibi olabilmelidir. Bazı istatistikler öğretmen – öğrenci arasındaki güzel yaklaşımların öğrencinin başarı payını yükselttiğini göstermektedir.
Kültür değerlerimizi özümsemiş dini değerlerimizi bilen müşfik şefkatli ve merhametli olursa işte o zaman terazi dengelenmiş olur. Her öğretmen sahip olduğu bu değerleri öğrencisine aynen yansıtır. (Gençliğin eğitimi gerçek manada bugününü yaşayan, geleceği yaşayan ve yaşatacak olan kişinin eğitimi şeklinde olmalıdır. Aksi halde bu iş, kafası, bedeni ve ruhu fazlalıklarla dolu ne olduğunu ve ne olacağını kestiremeyen; bocalamaktan başka işe yaramayan kişiler yetiştirme demek olacaktır ki bu da yok oluşun ilk basamağıdır. Milli eğitim ve kültür politikasını tam belirleyemeyen milletlerin gençliğinin durumu içler acısıdır.
Bu acıyı bir kat daha çöreklendiren de hazindir ki, gencin gençlik adına gençlikle taban tabana zıt hareketlerinin görülmesidir. Bu gençlerin durumuna bakıldığında ortaya çıkan tablo şudur: Genç kendinden soğutulmuş; soğutulduğu için de büyük ölçüde kendi değerlerinin dışında değerler bulmuş hatta onlara tapar duruma gelmiştir. Ülkemizde örgün ve yaygın eğitimle gençlerimizin eğitimine çalışılmaktadır. Bu işin esasları, milli eğitim ve kültür politikamızda açık olarak belirlenmiştir. Gençlik eğitiminde hareket kaynağı olan temel fikir, “Gencimize sahip olmazsak bize başkaları sahip çıkar. Olmalıdır. Özcan TÜRKMEN)
Özel okulların Gençliği ele alıp geleceğe hazırlama gibi bir sancısı olmaz. Çok bedeller ödeyerek çocuğumuzu teslim ettiğimiz okullar eğer gençlerimize yavrularımıza geleceğe hazırlama, kültürümüzü kazandırma, istendik davranışları üzerinde bulundurma gibi bir düşünceleri yoksa. Bize kazandıracağı ne olabilir ki evet şöyle derler falanca özel liseye gidiyor.
Öğretmen etiği olmayan kişilerin çocuklarımıza verebileceği ancak teorik bilgilerdir. Öğretmen Duruş ve eylemleriyle yüksek ahlâkın temsilcisi olamazsa boş havanda su Döğer., Öğretmen dediğimiz kişi eğitim faaliyetlerini icra ederken, eğitim etiğinin evrensel kurallarına ve doğrularına uymalıdır. Ahlaklılık ve eğitim etiği koşulu bütün öğretmen tipleri için geçerlidir
“Muallimim” diyen olmak gerektir imanlı, Edepli, sonra liyakatli, sonra vicdanlı. Bu dördü olmadan olmaz: vazife, çünkü, büyük; Toplumu oluşturan bütün unsurların cehalet içerisinde olduğu bir yerde elbette cehalet hüküm sürer.
Zamanın, bilimlerin zamanı olduğunu, bundan dolayı, cehaletin yok edilmesi ve bilimsel gelişmenin sağlanması gerektiğini, bunun da ancak öğretmenler aracılığıyla yapılabileceğini bilmeliyiz. Her fırsatta Öğretmen ordusunun, önüne gelen her şeyi sınırsızca tüketen çekirge ordusu olamayacağını, aksine imanlı, edepli, liyakatli ve vicdanlı olması gerektiğini dile getirmeliyiz.
================AR======================3
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.