- 223 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Öğretmenim
İnsanın hayatında öyle anlar vardır ki, hiç umulmadıkları zamanlarda umulmadık bir şekilde ummadıklarıyla karşı karşıya gelebiliyorlar.
1950 li yılların ikinci yarısıydı.
Ben ilkokulda okurken çok sevdiğim bir öğretmenim vardı. Yanlış hatırlamıyorsam adı Tahire Bandırmalıoğlu’ydu.
Bu hanım her öğretmenin olduğu kadar sevecen,şefkatli biriydi. Öğrencilerini azarladığını görmedim dersem inanınki yalan söylemiş olmam.
Öğretmenimizin beyi ceza hakimiydi. Derslerimizde mahkemelerle ilgili konuları işlerken sınıfımızı gruplar halinde eşinin görev yaptığı mahkeme salonundaki duruşmayı izlemeye götürdüğünü hatırlıyorum.
Hakim beyde çok efendi biriydi. Hatırladığıma göre hakim bey sevimli ve güleç yüzlü olup, devamlı bir papyon kravat takardı. Bu ailenin tek çocuğu kızdı. Öğretmenimizin kızından övgüyle bahsettiğini hatırlıyorum.
Bize yarım metrekarelik bir bez parçasının üzerinde ilik açmayı,düğme dikmeyi, yama yapmayı,yırtık dikmeyi öğretirdi. “Öğretmenim biz erkeğiz,bunlar bize lazım olmaz” dediğimizde “Oğlum, lazım olmaz demeyin.Yanlız kaldığınız bir zamanda bunlar sizede lazım olur”derdi. Dediği gibide çıktı. Gerek yatılı okurken gerekse askerlikte öğretmenimizin öğrettiği şeyler çok işime yaramıştı.
Namaz nasıl kılınır,ayakta,ruku’da ,secde de neler okunur,secde nasıl yapılırı bilen bir arkadaşımızı ortaya çıkarır uygulamalı gösterirdi.
Yıllar sonra eşimin hastalığı nedeniyle Bursa Devlet Hastanesi’ndeki tedavisi sırasında doktorların yazdıkları reçetedeki ilaçları almak için hastanenin çevresindeki bir eczaneye girdiğimde öğretmenimizin kızını orada eczacı olarak gördüm. Eczacı olmuştu.Kendimi tanıtıp, annesinin ilkokuldan öğretmenimiz olduğunu söyleyerek ona çok selâm söylemesini söylemiştim.
Askerliğimi yaptıktan sonra Bursa’da memuriyete başladım. Görevim tahsilat yapmaktı. Gerektiğinde de devlet alacağı için haciz uygulamasıda yapıyordum.
Yanılmıyorsam 1973 veya 1974 yıllarındaydı. Bursa’da Çelik palas otelinin hemen batı tarafında elimdeki evrakta ismi yazılı olan adresi arıyordum.
Apartmanlarda isim ararken zillerde yazılı isimlere bakar ona göre binaya girerdim. Bazen de adreste yazılı olan isim zillerde olmadığı zaman o apartmana girer en alttan en üste kadar yürüyerek merdivenleri çıkarken katlarda bazı kapı zillerine basarak kimliğimi söyleyip aradığım kişiyi tanıyıp tanımadıklarını,tanıyorlarsa bu apartmanda oturup oturmadığını veya hangi dairede oturduklarını sorardım. Kapısını çaldığım çoğu kişi,bu apartmanda oturanları tanımadığını söylerdi. Bende teşekkür edip aradığım kişiyi o apartmanda aramaya devam ederdim.
Yine böyle birgün girdiğim apartmanın katlarında elimdeki evraka göre bir mükellefi bulmak için bazı kapı zillerini çalıyordum ki açılan kapıda ilkokul öğretmenimiz Tahire Bandrmalıoğlu’nun hakim olan eşiyle karşılaştım. Ne söyleyeceğimi şaşırdım.Sanki dilim tutuldu. Çok kısa bir müddet sonra kendimi toparlayıp kimliğimi gösterdim ve aradığım kişiyi sordum. Sevecen ve üzgün tavırla “Tanımıyorum” dedi. Tam kapıyı örtecekti ki “ Affedersiniz,siz Tahire Bandrmalıoğlu hanım efendinin beyi hakim bey değilmisiniz ?” diye sordum. “Evet!” dedi. “Eşiniz benim ilkokul öğretmenimdi !” dediğimde “Yaa..! öylemi ?” demekle yetindi. Halinde çok üzgün olduğu anlaşılıyordu.
“Acaba öğretmenim hala yaşıyormu?” diye sorduğumda yüzüme dalgın dalgın baktıktan sonra “Yaşıyor” dedi. “Peki onu görebilirmiyim ?” “Öğretmenin şu an yaşıyor ama kendi çok ağır hasta olarak içeride yatıyor”dedi. “Çok kısa bir sürede olsa öğretmenimi görebilirmiyim acaba ?” “Doktoru ziyareti yasakladı,doktoru şu anda onun baş ucunda,galiba son nefesini vermek üzere” dedi. “Kendine gelirse benim selâmımı söylermisiniz ?”dedim. “Tabiki söylerim” dedi ve üzgün bir ifade ile başka bir şey söylememe fırsat vermeden kapıyı yavaşça örttü.
Merdivenlerde bir müddet karanlıkta öylece oturduğumu hatırlıyorum.
Neden sonra merdiven ışıklarını yakıp başka işe bakmadan doğruca evime gittim.
Allah (cc) gani gani rahmet eylesin.
Mekanı cennet olsun.
Nur içinde yat Tahire Bandrmalıoğlu hocam…
Kamil ERBİL
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.