İNSANA TARZ YARAŞIR.
Ne güzel demiş Mevlana: İnsan kıyafetiyle karşılanır,ilmiyle ağırlanır,Ahlakıyla uğurlanır.
Toplumlar hiyerarşi yapıları içerisinde kendi örf ve adetleri ile kabul ettikleri
sistematik çerçevede hayatı devam ettirirler.İlmin cehaleti alması muvacehesinde ilerleme vuku bulur.Bu da ancak insanın içinde bulunduğu durumu hazım etmesi ile mümkündür.Ölçüyü kaçıranlar, bulundukları mevkiyi sindiremeyenler şaşkınlıklarının kurbanı olur ve cehaletlerinin içerisinde boğulurlar.
Şarkının birinde; ’’gelse O şuh meclise ’’der..Ciddi mevzuların konuşulacağı bir mecliste nasıl ki pijama ile bulunulmayacak ise caddelerde ve sokaklarda da bulunulamayacağı açıktır.Yakışıyor hesabı yapılarak toplum standartlarını hiçe saymak doğru değildir.
Moda diyerek apsürd moda girmenin bir anlamı yoktur.Mevsimine göre giyinmek diye deniz ve plaj kıyafetleriyle metropol de dolaşmak ne derece saçma ise plajda da metropol de gezercesine arz-ı endam etmek komik kaçar.Dikkat çekmek adına abartılmaması gerekir.
Bir de göz zevki denen olgu var tabii ki.Renkler ve zevklerin tartışmasız olduğu gibi..Nasıl ki kimsenin giyim zevkine karışmıyor ise toplum, birey de toplumun göz zevkini hiçe sayarcasına görüntü kirliliğine mahal vermemeli.Moda dercesine her çulu üzerine giymemeli...
İnsanda gizem, hayvanda alenilik hoştur.Gerek giyinip kuşanmanın gerek ise makyaj yapmanın sırları var.Karşı cinsin gözüne sokarcasına her aşamasını sergilemek itici bir durum alır.Bu da sevgiyi ve ilgiyi öldürür.Nefret dilini geliştirir.
Sömürüye hayır diyebilmeli insanlar.Trend diye küçük bir azınlığın dayattığı paçavralara para dökerek birilerinin ekmeğine yağ sürmemeli, kendini kullandırmamalı.Asaletine leke sürecek pazarlama sistemine prim vermemeli.Yani ben insanım ve insan haklarının bilincindeyim demeli.Özgür birey olduğunun bilincine varmalı.
Aklı giydiren toplumlar ancak cehaletle savaşabilir.Cehalet demode bir duruş sergiler.İnsana tarz yaraşır.Karizma tarzı taşır.